İyi okumalar...
+
~Jungkook~
Jimin, birkaç dakika önce geldiği gibi tekrar gelip beni yatağımdan kaldırmaya çalışıyordu. Gözlerim uykulu bir şekilde "sen git ben geliyorum" demiştim ama jimin sinirle tuttuğu kolumu sertçe bırakıp "az önce de böyle dedin" diye bağırmıştı.
Yüzümü buruşturup, yeni uyandığımdan boğuk çıkan sesimi hiçe sayarak "kalktım işte" demiş ve yatağımda zar zor oturur hale gelmiştim. Neyse ki jimin uyandığıma inanıp odadan çıkmıştı.
Gözlerimi açamamamın tek sebebi dün gece geç uyumamdandı. Hatta ne zaman uyuduğumu bile hatırlamıyordum. Taehyung'un attığı mesaj yüzünden geç saatlere kadar hissettiğim duygu değişimlerinden uyuyamamıştım.
Aklıma dolan anılarla kalp atışım hızlanmıştı yine. Taehyung benden hoşlandığını itiraf etmişti. Oturduğum yerden kalkıp küçük ve sessiz bir çığlık attım. Hala yaşananlara inanamıyordum. Dün gece yaşayamadığım sevinci ve heyecanı şimdi yaşıyordum.
Beni öpmüştü. Hala o sıcak baskısını dudaklarımda hissediyordum...
Parmaklarım istemsizce dudaklarıma ulaştığında sırıtmadan edemedim. Tam yatağıma geri oturacakken, jimin'in uzaktan "jungkook" diye bağırdığını duymamla korkup parmaklarımın temasını kestim.
Hızla odadaki banyodan elimi, yüzümü yıkayıp jimin'in yanına, mutfağa gitmiştim.
Jimin, kahvaltıyı hazırlamış kolları önünde bağlı bir şekilde beni bekliyordu.
"Ölümün ellerimden olacak en sonda. Saatin kaç olduğunun farkında mısın? Neredeyse akşam olacak."
Jimin'in söylenmelerini dinlerken aynı zamanda karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum. Masanın üzerinde duran cam şişeyi eline alarak boş bardağı doldurdu. Suyu içtiği sırada yoongi ile yaşadıklarını hatırlayıp "yoongi ile gerçekten öpüştünüz mü?" diye sordum merakla.
Duydukları ile ağzındaki suyun birazını püskürtürken, boğazına takılan su yüzünden öksürmeye başladı.
Bir süre öksürdükten sonra sakinleştiği gibi "direkt söylenir mi öyle, ölüyordum be" dedi sinirliymiş gibi görünen ifadesiyle.Utandığı her halinden -kızaran yanaklarından- belli olan jimin ile daha fazla uğraşmak adına, ağzıma attığım bir lokma omletten sonra "nasıl olduğunu anlat hemen" dedim alaylı gülümsememle.
Gözlerini devirip, boğazını temizlerken, sırtını sandalyeyle yasladı ve o yaşadıklarını anlatmaya başlarken, ben de hem onu dinleyip hem de kahvaltımı yapmaya başladım.
"Eve gelmemize az kalmıştı. Hani şu büyük, siyah çöp poşetleri var ya, iki tanesi başa kadar dolmuştu. Kafenin arkasındaki çöp kutusuna atıp, sonra hazırlanıp eve gelecektim."
Arada anladığımı belli etmek için başımı aşağı yukarı sallıyorum. Derin bir nefes aldıktan sonra sözlerine devam etti.
"Yoongi elimde iki poşet görünce, yardım etmek istediğini söyledi, ben de sadece başımı sallayarak kabul ettim.
Elimdeki poşetlerden birini aldı ve kafenin arka kapısından çıktık. Çöp konteyneri caddenin karşısında kalıyordu bu arada. Yoongi de o sırada Yeontan'dan bahsediyordu. Neyse işte çöpleri attıktan sonra geri kafeye dönecekken yoonginin konuşmasına baya dalmışım. Bir anda araba kornaya bastı ve yoongi beni kendine çekti."O anki heyecanı tekrar yaşıyormuş gibi elini kalbinin üstüne koydu. Bu hareketine gülümserken "sonra ne oldu?" diye sordum.
"O korkuyla beni öyle sert çekti ki zaten dudaklarımız birbirine değdi. Yoongi öpmeye devam etti sonra benden hoşlandığını söyledi. Hiçbir şey yapamadım, karşılık bile veremedim off yaa"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my next-door neighbor
Fiksi PenggemarKavga ettiği okuldan atılıp seula taşınan jungkook, evlilik teklifi edeceği gün aldatıldığını öğrenen taehyung'un yan komşusu olur. Düz +Texting Semetae Ukekook