Son derece zorlu bir tedavinin ardından sonunda şifacı, Orion'u iyileştirmeyi başarmıştı. Eğitimlere devam etmemiz gereken sabaha ulaşmıştık. Ve ne orion ne de ben bir an bile uyumamıştık. Oriona baktığımda ayağa kalkmaya çalıştı.
"Hey, nereye gidiyorsun ateş?"
"Antrenman yapacağız Deflasiel. Hazırlanmam gerek. Bensiz antrenman seni sıkar. Ve şu da var ki, bana elementimle hitap etme."
"Bu halde antrenman yapamazsın. Ve şu da var ki, neden öyle hitap etmeyeyim?"
Orion onunla inatlaşmama güldü. "Elementin su diye hep bana zıt olmak zorunda değilsin. Diğerlerinden daha samimiyiz. Hic degilse geceyi odanda geçirdim. Bence ismimle hitap edilmeyi hak ediyorum." Dedi imalı bir şekilde. Sanırsın gece başka şeyler yapmıştık!
"İmalı imalı sırıtma!"
"Ne yoksa yine mi döversin beni? Deflasiel sinirlenince çok komik görünüyorsun biliyor musun? Yüzün kıpkırmızı oldu ve saçlarınla hiç uyumlu değiller!"
Bu herif benimle boyle dalga geçmeye devam ederse antrenmanda onu güzel bi benzetecektim. Tabi bana hava hoş.
Antrenman vakti geldiğinde usta karşımıza dikildi.
''Dövüş eğlencenizi böldüğüm için üzgünüm. Ama artık işler ciddi. elementlerinizi kullanmayı öğrenmeye başlıyoruz bugünden itibaren.''
Heyecan her yanımı sarmaya başlamıştı. usta parmaklarını şıklattığında '' Yaptıklarıma aldırmayın. Ben bir ölümsüzden fazlasıyım. Aynı zamanda bir büyücüyüm.'' dedi. ardından etrafımızda bazı elementler belirdiğini fark ettim.
''Güç sıranıza göre gideceğiz; Deflasiel, Orion, Suolora, Soffiola.''
sözler üzerine etrafımızı su basmaya başladı. bir kuyu gibi derin olan alanda su git gide yükseliyordu.
''Arkadaşlarınla boğulmaya niyetin yoksa, hisset Deflasiel. suyu hisset ve onu durdur.
yükselen suyun içinde korku yoğundu. orionun sudan haz etmediği belliydi.
''Büyülü su Orion'u yaralar. unutma...''
ustanın kelimeleri kafamda yankılandı. Orionun yüz ifadesi acı çeker haldeydi. Endişe her yanımı sararken korkuyla gözlerimi yumdum. Suyun yüksekliği artık dizlerime geliyordu. suyun sesi içime gereksiz bi huzur yaymaya başladığında vücudum artık içgüdülerimle yönetiliyordu.
Kollarımı yavaşça iki yana açtım içgüdülerime ve suyun bana verdiği huzura inanarak. Ustanın yöntemleri can yakıcıydı. parmaklarım kıpırdanırken dudaklarımın arasından tek bir kelime döküldü. ''DUR!'' suyun akışı kesilmişti. fısıltımın üzerine hala dizlerimin biraz üzerinde olan suyu hissettim. Orionun acı dolu inlemesi kulaklarıma geldiğinde parmaklarımı yukarı çevirerek tekrar hıssettim suyu derinlerimde. '' uzaklaş'' diye emrettim bu kez de.
Su hareket etmeyi reddediyordu. Tekrar emrettim suya ''Uzaklaş!'' fakat yine nafileydi. çabalarım sonuç vermiyordu.
''Defly, hissederek!'' diyen ustanın sesi kulaklarımda yankılandı. gözlerimi kısa bir anlığına açtığımda Orionu acılar içinde ayakta dırmaya çalışırken gördüm. bacaklarından yukarıya yükselen duman acının ne denli ciddi olduğunu gösterir gibiydi. soffiola arkamdan haykırdı ''Ateşi kaybedeceğiz! Acele et!''
Saniyeler geçtikçe içimde büyüyen korku git gide artıyordu. Orion kimdi, onun için neden bu kadar endişeleniyordum bilmiyordum fakat endişe en derinlerimde bir tsunami oluştururcasına canımı yakıyordu. Saniyeler, dakikalara dönüşüyor, su emrime itaat etmiyordu. bu kez içimdeki dalgalara seslenerek haykırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZLER: 4 BÜYÜK ELEMENT
Fantasía"Pekala... Az önce yaptığınızın adı "Aqua telekinesis". Ve evet siz bir cadı değilsiniz. Siz bir ÖLÜMSÜZSÜNÜZ." Ne diyor bu adam? Neler oluyor? Anlamıyorum... "Anlayamıyorum! Siz nereden biliyorsunuz? Kimsiniz?" "Açıklamama izin ver küçüğüm... ...