Deflasiel Garcia'nın anlatımıyla
3 Eylül 1864, Cumartesi
Saçmalıktı. Tüm bu anlatılanlar, güçler, alutso denilen yer, usta denilen kişi... Her şey dev bir saçmalıktan ibaretti. Ben basit bi kasabada büyümüş basit bi kızdım. Aptal mavi saçlarım olması beni sadece cadı sanıp öldürmelerine yol açabilirdi. Ancak anlatılanlar saçmalık olmasının yanında fazlasıyla tutarlıydı.
"Sana kanıtlayayım." Dedi kendini güneş olarak tanıtan adam.
"Dur, güneş. Senin görevin dışı bir şey yapman felakete yol açar. Ben göstereyim." Dedi Orion de Jong. Kıpkırmızı saçlar ve gözler. Ateş elementi olduğunu anlamamak imkansızdı. Ancak güneş onun göstermesine engel oldu.
"Aptallık etme! Gücünü kullanmayı bile bilmiyorsun! Çok görmek istiyorsa alutsoda her şeyi görebilir." Güneş gitmek için tereddütte oluşuma öfkelenmişti. Ancak birdenbire karşıma çıkan iki tuhaf adama bir anda güvenmem ne kadar olasıydı?
İki adamın da bakışları bana dönünce bir karar ermek zorunda olduğumu anladım. Ya bu bilmediğim şehirde kaybolacaktım ya da bu saçmalıkların arasında...
Saçmalıklar, bilinmezlikten daha iyi görünüyordu.
''Tamam. Sizimle geleceğim.'' diyerek iki adamı da şaşırttım. Güneş eliyle yolu gösterip önden ilerlemeye koyuldu.
Kısa bir yürüyüşten sonra bembeyaz saçları, beyaz- gri gözleri, bembeyaz bir teni olan güzel bir genç kızın, ufak bir kız çocuğuyla topraktan ev yapma çabası gösterdiği faytonun yanına geldik. beyazlar içindeki genç kız bana mutlulukla baktı.
''İnanmıyorum! Sonunda bir kız daha! Yeni sezon ölümsüzlerin içindeki tek kız ben olacağım diye çok korktum. Aman tanrım çok güzelsin!''
'' Teşekkürler...'' diye mırıldandığım sırada güneş hepimizin faytona binmesi için bağırıyordu. Bir dakika sonra erkekler sürücü kısmına sıkışırken beyazlı kız, ben ve minik kız da arka tarafta rahatlığın keyfini sürüyorduk.
''Ben Soffiola Rossi. 18 Yaşımdayım. Daha doğrusu dün 18 yaşıma girdim. Hava element yöneticisiyim. sen?'' kızın heycanlı konuşması enerjimi yükseltti.
''Ben Deflasiel Garcia. 17 Yaşımdayım. Aslına bakarsan yarın 18 oluyorum. Ve su element yöneticisiymişim.''
kızla tanışma faslımız gitgide uzarken minik kız seslendi
''Merhaba ablalar! saçlarınız çok güzel. Bembeyaz ve masmavi! Siz de çok güzelsiniz. Ben de büyüyünce sizin gibi güzel olur muyum?''
''Tabii olursun! Adın ne senin, minik?'' Küçük kız çok sevimliydi.
"Ben Lisa! Ağabeyim toprak elementi. Ne demek bilmiyorum ama olsun." Lisa kendi kurduğu cümleyi anlamayarak gülerken ben de kendimi tutamayarak ufak bir kahkaha attım. Soffiola bana şaşkınlıkla bakıyordu. Bakışlarını fark ettiğimi görünce başını eğdi.
"Afedersin, ilk kez senin gibi biriyle tanışıyorum."
"Nasıl yani?" Neyi kastettiğini anlamamıştım. Sanırım o da herkes gibi zarafetten yoksun ve çirkin ve hatta cadı olduğumu düşünüyordu. Beni anlayacak birilerini bulduğumu ummuştum. Ve umutlarımın suya düştüğünü hissediyordum.
"Aptal zerafet kurallarını çiğneyecek kadar cesursun. Ayrıca benim gibi dışlanmışsın ve buna rağmen dimdik ayaktasın ve tüm bunlar inanılmaz! Sanırım artık sana hayranım." Söyledikleri çok içten duruyordu. Yüz ifadesi yalana yer vermiyordu. Ancak ne kadar olsa içimde bir güvensizlik duygusu hakimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZLER: 4 BÜYÜK ELEMENT
Fantastik"Pekala... Az önce yaptığınızın adı "Aqua telekinesis". Ve evet siz bir cadı değilsiniz. Siz bir ÖLÜMSÜZSÜNÜZ." Ne diyor bu adam? Neler oluyor? Anlamıyorum... "Anlayamıyorum! Siz nereden biliyorsunuz? Kimsiniz?" "Açıklamama izin ver küçüğüm... ...