BÖLÜM 4. SOFFİOLA ROSSİ

12 4 7
                                    

22 Ağustos 1862, Cuma

Yazarın anlatımıyla...

"Sus! Sana fikrini sorduğumu hatırlamıyorum! O adamla evlenmek zorundasın! Bitti!"

"Bağırmayı kes! Ben de sana fikrini sormadım! Bu şey benim lanet hayatımı etkileyecek seninkini değil!"

Soffiola gözlerini bu dünyaya açtığından beri kaderi belliydi. Babası tarafından kaderi kararlaştırılan bir genç kız olacaktı o da. Güzelliğine karşın tamamen beyaz renklerle dünyaya gelmişti Soffiola. O da diğer her farklı insan gibi cadı olmakla suçlanmış, hayatını zor kurtarmıştı. Şimdi 16 yaşındaki bir genç kız olmuş, hayatını bir erkeğin insafına teslim etmekten kurtulmaya çalışıyordu.

Ailesinin fakir olması onun değil, çalışmayan babasının suçuydu. Ve ailesini kurtarmak da ona değil, babasına düşüyordu. Ancak babası böyle düşünmüyordu. Okulunu bitirmesini bile istemiyordu kızının. Derhal güzelliğine hayran olan zengin bi adamla evlenmeli ve ailesine yardım etmeliydi. Soffiola binlerce genç kızın kaderi haline gelen bu rezil oyundan sıkılmış ve baş kaldırmaya karar vermişti. Belki bu isyanında ona destek olacak kimsesi yoktu, ama denemeye değerdi.

"Evet senin lanet hayatın! Evet senin o hiçbir işe yaramayan lanet hayatın Soffiola! Bir Rossi olduğun için, soyadına layık olmadığın için utan! Şimdi de git şanımızı kurtar!" Şanı kurtarmaının bir kız çocuğuna bırakılması ne de acıydı. Artık tüm vücudunu yakmaya başlayan göz yaşlarına direndi Soffiola. Öfkeyle haykırdı:

"Git sen kurtar o lanet olasıca şanını! Çalışmıyorsun bile! Ayyaş ayyaş yatmayı bırakıp bi işe girsen ben de okuyabilirim. Sonra çalışırım ve şanımızı evlenmeden kurtarabiliriz. Ama emin ol eğer evlenirsem bu herif senden kız aldığı güne lanet edecek! Ve emin ol sana beş kuruş bile vermemesini sağlayacağım! Hiç değilse 2 yıl daha izin ver. Okulumu bitireyim."

"Nişanlan. Okulunu bitir ve git evlen! Lanet olasıca iblis!" Gülümsedi Soffiola. Ona 'iblis dediği kişinin babası olduğunu' hatırlatmamaya özen göstererek kibarca konuşmaya çalıştı:

"Teşekkürler. Lanet olasıca iyi bir şey yapmayı başaran ayyaş kafanı tebrik ediyorum."

2 yıl sonra, 2 Eylül 1864, Cuma

"Dayanamıyorum..." yazdı Soffiola gözyaşları arasından.

"Isabella, özür dilerim arkadaşım. Çocukluğumdan beri her acımda yanımda oldun. Tüm dertlerimi biliyorsun ve her seferinde beni yaşama bağlayan sen oldun. Kaderimde joseph'in olmasını istemiyorum. O iyi biri, ancak ben buna hazır değilim. Ona aşık değilim. Ona bunu yapamam. Kendime bunu yapamam. Lütfen ben gidince ona 'onu asla incitmek istemediğimi' söyle. Bunu ona kendim söylemeyi çok isterdim. Ancak bunu yaparsam babam beni yaşatmaz... Mektubumu okuduktan sonra anneme de 'onu çok sevdiğimi ancak gitmeye mecbur olduğumu' söyle.

Bu gidişimin bir geri dönüşü yok. Ve gidişimin tek suçlusu babam. Üzerimde beyaz bir gelinlik ile karanlığa yürümeye gidiyorum. Sonum ne olur bilmiyorum ama bunca yıl benim kız kardeşim olduğun için teşekkür ederim ısabella.

~Soffiola"

kızın göz yaşları beyaz elbisesine damlayarak birer iz bıraktı. Gidişi bir kıyamete yol açacaktı. Bu kıyamet hem annesine, hem joseph'e, hem de ısabella'ya zarar verecekti. Kendisi de hasarsız kurtulamayacaktı elbette ama kalırsa olacaklardan çok daha iyiydi bu. Derin bir nefes alarak odasının çıkışına yöneldi. Kafası karmakarışıktı. Ya bir yolunu bulup kaçacak yada ölecekti.

Soffiola kapının önündeki faytona doğru ilerlerken babası hızlı bir hamleyle kolunu yakaladı.

"Bana iyi bak minik iblis! Bu lanet evden çıkıp gidiyorsun diye kurtulduğunu sanma. Her hafta paramı vereceksin! Kocana ne dersin orasını bilmem." Adam gözlerinde birer hainin bakışlarıyla kızına gülümsüyordu. Aklındaki tek şey zengin damadının ona vereceği paraydı.

ÖLÜMSÜZLER: 4 BÜYÜK ELEMENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin