25. Bölüm

32 1 0
                                    


Yoona: Ben naptığımı gerçekten bilmiyorum Minho çok çok özür dilerim aslında seni seviyorum ama sonuç olarak Park Jinyoung senden ayrılmazsam sana ve Miyeon'dan çok kötü sonuçlar alırsın dedi size bir şey olmasın diye yemin ederim

Minho: Sıkma canını güzelim

Birden daha çok ağlamaya başlamıştım. Kendimi çok kötü hissediyordum. Sanki ölmek istiyormuşum gibi. Onca uğraşmaktan sonra sevdiğinden ayrılmak çok kötü his. Ama bir gün gelicek Park Jinyoung hesabını alıcaktım. Aslında kardeşimi Yunseo'ların evinde yolluyabilirdim. Ama bunun için Yunseo ile konuşmam gerekiyordu. Giderek daha çok sinirleniyordum

Jisung: Sen ciddisin dimi

Yoona: Ciddiyim

Yunseo: Bak tatlım şöyle yapalım sen kardeşini bizimkilere yolla orada kalsın sen ve Minho tekrar sevgili olun sonrası bende

Yoona: Sen ciddisin dimi gerçekse çok teşekkür ederim

Yunseo: Ciddiyim

Hyunjin: Ama yenge sen Miyeon'a ne diceksin

Haeun: Ben ne diyeceğimi biliyorum

Eunha: Bende biliyorum ikimiz söyleyelim Haeun

Seoyeon: Miyeoooon bi dakika gelir misin

Miyeon: Efendim Seo unnie

Eunha: Bak Miyeon şimdi bizim ufacık bir işimiz var o iş bitene kadar Yunseo ablanın ailesinde kalıcaksın olur mu

Miseo: Şeyy ablamda gelicek mi?

Haeun: Ablan gelemiyecek ama seni ziyarete gelicek merak etme tamam mı

Yoona: Ben seni ziyarete gelicem

Miseo: Tamam kalırım abla seni seviyorum

Yoona: Bende seni seviyorum ablam

Minho: Sen ne zaman gideceksin ben seni götürürüm kanki

Miyeon: Yarın giderim kankii

Birazda olsa moralim düzelmişti. İçimden oh çekmiştim. Sonunda yavaş yavaş olsada işer çözülecekti. O pislik hesabını vericekti. Yani bunun bedelini ödiyecekti. Onu kim seviyor ki zaten. Hiç seveni olmadığı için kendiğini bi b*k zannediyo. Yunseo olmasaydı ben az kalsın sinir krizi geçirecektim. Burada diğerlerininde payı vardı. Sonunda gerçekten yorgunluğundan gitmişti. Ama aklım Miyeon'da kalıcaktı. Ama arasıra Miyeon'u görmeye gidicektim. Hiç görememekten iyidir. Artık kas yapmaya başlayıp pisliğin teki olan Park Jinyoung'u dövücektim. Çok belli etmesende bu işi yapmaya kararlıydım çünkü g*rizek*lıyı dövmek istiyordum. Dövdüğüm de içim rahatlıyacaktı. Ama uzun bi süre Minho ile konuşmamam lazımdı. En azından 1 hafta konuşmayıp sonra işleri halletmeye çalışıcaktım. Çünkü Minho'yu hala çok ama çok seviyordum.Oda beni seviyordu. Ama eskisi gibi olamazdık. Yine moralim bozulmuştu. Boğazım kilitlenmiş gibi. Hiç bişi söyleyemiyordum. Bu düştüğüm duruma çok kötü olmuştum. Kendi kararıma göre odama hızlı adımlarla çıkmıştım. Odamda sessiz sessiz ağlıyordum. Sonunda parçalara bölünmüş tüm. Ama kardeşim ve Minho için dayanmam gerekiyordu. Sabırla Park Jinyoung'u dövmek için gün sayıyordum. Biraz eskilere gittiğimde eskileri özlemiştim. Yıllar önce çok güzeldi. O samimi ortam felan. En yakın zamanda psikoloğa gitmem gerekiyordu. Piskolojim hiç iyi değildi. Bu olayı aklıma yazıp intikam alıcaktım. Belki diğerleri boş hayaller diyebilir ama benim için çok önemliydi. Sonunda sakinleşip Miyeon'un valizini hazırlamaya başlamıştım. Bir yandanda sövüyordum. Birden bi ses gelmesiyle yerimden sıçramıştım. Baktığımda Minho'ydu.

Minho: Bu iş bitince tekrar sevgili olucaz dimi

Yoona: Ben niçin uğraşıyorum sence

Minho: Bana ve kankime zarar gelmesin diye

Yoona: Aferin ama tabii ki de sevgili olucaz. Tabii planlarıma uyarsak

Minho: Sen harikasın tek kelime ile mükemmelsin bebeğim

Yoona: Şimdi git Park Jinyoung bizi kameralardan izleyecekmiş

Minho: Tamam hemen gidiyorumm bebeğim

Hahah. Miyeon'un çantasını hazırlayıp odamın içine koymuştum. Sonunda olaylar planladığım gibi gidiyordu. Fakat Miyeon için endişeliydim. Nedeni ise onu bi daha göremiyeceğim diye. Ama yinede onu görmeye gidicektim...

ENCOUNTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin