HUSBANDS

11.Bölüm

"Oppa, o haşerelerin bana bunu yapmasını mı izleyeceksin?" Rose ağlamaktan gözleri şişerek çığlık attı.

"Sus Rose , o baş belası dediğin benim kocam." Taehyung ona dik dik bakan hançer tükürdü.

"Ah, öyle mi, merak ediyorum sözde kocan seni hâlâ isteyip istemediğini bile bilmiyorsun. Eğer gerçekten kim olduğunu biliyorlarsa?" Taehyung yenilgiye uğramış bir şekilde iç çekerken Rose yüzünde eğlenceli bir parıltıyla sırıttı.

Rose dudaklarından hiç solmayan sırıtışıyla öne doğru eğilirken yorgun bir şekilde "Ne istiyorsun Rose?" diye mırıldandı.

"Beni becermeni ve adını haykırmamı sağlamanı istiyorum." diye fısıldadı kirpiklerini kırpıştırarak baştan çıkarıcı bir şekilde kulağını yalarken ve Taehyung kadın kemerini çözmeye başladığında tiksintiyle yüzünü buruştururken bu hareket karşısında neredeyse kusacaktı.

"Okuldayız Rose." Taehyung derin bir iç çekerek saçlarını arkaya doğru tararken Rose onu görmezden geldi ve onu pantolonunun içinden avuçlamaya başladı.

"Rose lütfen havamda değilim" dedi hayal kırıklığıyla ve yalvaran gözleri Rose'a bakarken onun sinirle oflamasına neden oldu.

"Ne zaman moralin bozulursa ilk adımı atan ben oldum, ben gerçekten senin kız arkadaşınım." Rose soğuk bakışlarını erkeğe dikti.

Yavaşça Taehyung'un yüzünü avuçladı ve şeytani bir sırıtış bıraktı.

"Sen aziz değilsin Taehyung, umarım bunu asla unutmazsın."

Eli sinsice şortuna girdiğinde kalın bir şekilde yutkunan Taehyung'un yüzünü usulca okşayarak fısıldıyor.

"Senin yerinde olsaydım beni tatmin etmek için her şeyi yapardım." diye mırıldandı dudaklarını sert bir şekilde kıvırdı ve Taehyung dondu geçmişinin hatırası hızla ona geri geldi kimsenin bilmesini istemediği ve Taehyung'un da bunu yapacağı bir hayat bu şekilde kalmasını sağlayacak herhangi bir şey.

Bununla birlikte kapıyı çarptı ve onu agresif bir şekilde öpmeye başladı ve bu da onun öpücüğe sırıtmasına neden oldu

Bu daha çok sana benziyor Kim Taehyung.

-------------------

"Teşekkür ederim jungkook." jimin gözleri parıldayan Jungkook'a bakarken Jimin'in gözleri hilal şeklindeki aya dönüşen yumuşak gülümsemeyi taklit ediyor

"Bu manzarayı gerçekten çok beğendim." Jimin okul binasının çatısında otururken ayaklarına, ayakları havada sallanarak sordu.

"Yalnız kalmayı seviyorum, bu yüzden onu yeni buldum." dedi Jungkook gökyüzüne bakarak.

"İnsanlardan gerçekten nefret ediyor olmalısın." Jimin kıkırdadı. Sert, dar gözlerini Jungkook'a dikmişti.

"Genel olarak hayattan nefret ediyorum."Jungkook üzüntüyle iç çekiyor

Jimin, Jungkook'un özelliğindeki acı dolu bakış karşısında kaşlarını çatarak "Neden?" diye fısıldıyor.

"Çünkü bu çok adaletsiz." Jimin, Jungkook'un yere nasıl baktığını, gözleri şaşkınlıkla ve hafif kaşlarını çatarak inceledi.

Jimin birdenbire Jungkook'un soğuk duvarının arkasında ne olduğunu merak etmeye başlar, konu aileye ya da akrabalara gelince içine kapanır ve nadiren gülümser.

Jimin bir gün bunu duymayı umuyor.

Jungkook kendi dünyasında o kadar kaybolmuştu ki Jimin'in ona nasıl baktığını fark etmemişti.

Jimin elini onun üzerine koyup hafifçe sıktığında gerildi. "Sana ne olduğunu bilmiyorum ama her şeyin yoluna gireceğini biliyorum bu yüzden sadece orada kal" sakinleştirici sesi konuşuyor ve Jungkook'un sonunda duvarını yıkması ve sanki hayatı buna bağlıymış gibi Jimin'e sarılması için gereken şey bu. Jimin sırtına bir daire çizip onu okşarken ağladı.

Jungkook geri çekildi ve bir anlığına birbirlerine baktılar ve sakinleştirici havanın ikisine de güzel bir aura yaratmasını sağladılar, böylece jungkook ani bir dürtüyle eğildi ve Jimin'i öptü.

Jimin şaşırmıştı ama öpücüğe hemen karşılık verdi.

Dudaklarının sanki birbirlerine aitmiş gibi, sanki her zaman orada olması gerekiyormuş gibi bir araya gelmesi.

"Seni seviyorum jungkook"

"Ben de seni seviyorum evrenim"dedi Jungkook, kıkırdarken yüzüne berli öpücükler kondurarak.

"Jungkook lütfen beni asla unutma." dedi başını jungkook'un göğsüne koyarak.

"Yapmayacağım"

Jimin'i öperken, kalbini suçluluk ve acıyla dolduran bir anı Jungkook'un aklına geldi.

Jimin'i hemen itti.

"Ne oldu?" jungkook ağır nefes alıp verirken Jimin'in kalbi göğsüne sertçe çarptı.

"Bu hiç olmamış gibi davranalım"

Ve tıpkı Jimin'in dünyası bir kez daha yıkıldığı gibi.