HUSBANDS

45.Bölüm

"Deli misin, hemen oraya geliyorum." diye bağırdı Hoseok ve aramayı kesti.

Kanepeden ceketini aldı ve ona iri gözlerle bakan hyunglarına baktı. "Jimin'in evine bensiz git, ben kuklayı topluyorum." dedi sinirle ve kapıyı çarparak çekip gitti.

Yoongi alay edip omuz silkerken Jin şaşkınlıkla "O neydi?" diye sordu.

"Park Jimin'in onların sonu olacağını biliyorum ve çok gurur duyuyorum." dedi sırıtarak ve keyifle kahvesini yudumlarken Jin ona gözlerini devirdi.

Namjoon derin bir iç çekti ve onlara baktı. "Bu ikisi gerçekten akıllarını kaybetmeden önce gerçekten yola çıkmamız lazım."

"Peki bu Jimin etkisi." dedi Yoongi kendini beğenmiş bir ifadeyle, Jin ve Namjoon ona dik dik bakarken.

"Eve gitmeli ve valizlerimizi toplamalıyız, Taehyung'un dairesinde buluşacağız." Namjoon ikisinin aynı fikirde olduğunu görünce ekledi.

                          *********

Jimin kaşlarını çatarak her birinin bagajını tuttuğu yaşlı erkeklere baktı.

Çantalara şüpheyle baktı ve Taehyung'a baktı, taehyung başka tarafa baktı ve beceriksizce parmaklarıyla kıpırdandı ve bu da onun daha yaşlı olan bu aşağılayıcı eylem karşısında kaşını kaldırmasına neden oldu.

"Hepiniz burada ne yapıyorsunuz?" dedi Jimin ve kaşlarını kaldırarak kollarını çaprazladı.

"Sen o bebeği dışarı çıkarana kadar seninle kalacağız." Yoongi'nin kıkırdaması Jimin'in alay etmesine ve ona dik dik bakmasına neden oldu.

"Umarım bizimle kalmaktan keyif alırsın." Jimin, boğazlarından aşağı kalın bir tükürüğü yutmalarına neden olan bir sırıtışla bahsetti, ona dikkatle baktı, o kurnaz gülümseme dudaklarından silinmedi.

Taehyung, yoğun atmosferi serinletmeye çalışarak garip bir kahkaha atarak "Mütevazı evimize gerçekten hoş geldiniz." dedi.

Kapı açıkken Jungkook ve Hoseok'un arkadan takip ettiğini ortaya çıkardı, onlara bakarken tüm dikkatlerini üzerine çekerek yavaşça odaya girdi.

Jungkook'un gözleri yavaşça ona dikkatle bakan Jimin'e kaydı ve onun olduğu yerde kıvranmasına neden oldu.

"Bebeğim özür dilerim, bunu sana getiremedim lütfen kızma." dedi yalvaran bir ses tonuyla.

"Ama yemin ederim söylediğin ya da istediğin her şeyi yapacağım, sadece adını söyle." diye ekledi hızlıca ve genç olanı başıyla selamlayan Taehyung'a baktı.

Jimin bir an sessiz kalıyor ve Jungkook'un kalbi huzursuzlukla çarpıyor, Jimin'in dudaklarındaki derin kaşlarını çattığını ve boğazından aşağı yoğun bir tükürük yuttuğunu görüyor. Sadece geri dönmek için Hoseok'u dinlediğine pişman olmaması için dua ediyor. Ev.

Jimin'in gözleri yaşlarla parladığında Jungkook ve Taehyung bir an için paniğe kapıldılar.

"İyi misin? Lütfen ağlama." taehyung yalvardı ve kollarını genç beline dolayarak ona sarıldı.

Yavaşça Jungkook'a baktı ve genişçe gülümseyerek uzun boylu olanın rahatlamış bir şekilde nefes almasını sağladı.

"Sarılmak istiyorum." Jimin somurttu, kollarını genişçe açtı ve Jungkook hiç vakit kaybetmeden iki kocasına katıldı ve onları odalarına götürdü, orada garip bir şekilde durup onları tamamen sessizce izleyen hyunglarını bıraktı.

"Vay be bu iğrençti." Yoongi homurdandı ve gözlerini devirdi.

"Bunun gerçekten Jungkook ve Taehyung olduğuna emin misin?" Namjoon inanamayarak sordu.

"Aynı kaderle karşılaşmıyoruz değil mi" dedi Jin endişeyle. "Aman Tanrım, köle oluyorum." diye dramatik bir şekilde bağırdı.

"Nedense bu beş aylık yolculuğu sabırsızlıkla bekliyorum." diye mırıldandı Hoseok derin bir nefes alarak iç geçirdi.

"Bence bizi insan formundaki bu şeytandan kurtarması için Tanrı'ya dua etmeliyiz. Park Jimin."

Yoongi, yanında oturan daha ufak tefek erkeğe bakarken üçüncü kez ofladı, genç olanın kendi parasıyla getirdiği 6. dondurmayı neredeyse bitirmesini izlerken gözlerini devirme isteğiyle mücadele etti.

Küçüklerin evinde yaşayacakları için ihtiyaç duydukları bazı yiyecekleri almak için şu anda bir mağazadaydılar ve Jimin de onlara eşlik etmeye karar verdi.

Tae ve Jungkook ilk başta aynı fikirde değillerdi ama küçük olanın öfke nöbeti nedeniyle karşı konulmaz yavru köpek gözlerini kabul ettiler ve aynı zamanda küçük erkeğe göz kulak olmak için onlarla birlikte gitmeye karar verdiler.

Taehyung ve Jungkook da gençlere bir şeyler almak istedikleri için hepsi şu anda mağazadaydı, bu da Yoongi'nin gönüllü olarak kalıp dışarıda Jimin'den ayrılmamasını sağladı ve elbette ki kesinlikle pişman oldu.

"Yemin ederim bunu bitirirsen sana başka bir tane almayacağım." dedi sinirle ve ona dudaklarını büzen erkeğe gözlerini devirdi.

"Ne ama bu yeterli değil, daha fazlasını istiyorum." Jimin'in sesi çatlak bir şekilde somurtuyordu, Yoongi ise genç gözlerden düşen yaşları izlerken yorgun bir şekilde iç çekiyordu.

"Tamam, tüm paramı harcayabilirsin o yüzden lütfen Jiminah ağlama." diye fısıldadı yavaşça ve genç olan hızla gözyaşlarını sildi ve tüm beyaz dişlerini göstererek sırıttı.

"O halde altı dondurma daha istiyorum." diye mutlu bir şekilde kıkırdadı, Yoongi ise içeriden çığlık atarken ona sahte bir gülümseme verdi.

"O halde buraya otur, ben hemen gidip senin için alacağım." diye talep etti genç olandan bir baş selamı alan Yoongi mağazaya girmeden önce siyah buklelerini karıştırdı.

Jimin dondurmanın tatlılığının tadını çıkararak gözlerini kapattı ve ona yaklaşan ayak seslerini görmezden geldi.

Siyah uzun paltolu, saçlarını kapatan siyah şapkalı ve yüzünün yarısını uzaktan gören erkeği görünce geniş bir şekilde sırıtan bir adam.

"Merhaba Park Jimin." diyen ses, Jimin'in gözlerini açmasına ve geriye dönüp bakmasına neden olarak, ona sırıtan tanıdık erkekle karşılaştı.

"Uzun süredir görüşmüyoruz, gerçekten dünyadan tamamen kaybolduğunu sanıyordum." diye itiraf etti sırıtarak.

Jimin ona yaklaşırken yavaşça ondan bir adım geri çekildi, gözlerindeki korku açıkça görülüyordu, hızla koşmak için döndü ama boynuna saplanan keskin nesnelerin onun hemen adamın koluna düşmesine neden olduğunu hissettiğinde bir çığlık attı.

Adam, genç bedeni arabaya bindirip uzaklaşmadan önce şeytani bir sırıtışla "Küçük intikam zamanım geldi." dedi.

_________________

Geçler finale az kaldı.