Karmaşa (Final)

9 0 0
                                    

(Saatler sonra)
"Hadi ya gelin!" Dedi Serhat.
"Of tamam ya gelelim hadi bakalım" Dedim.
Saat 22.32'di. Özel şirket aracımızdaydık. Seçmelerden baya zaman geçmişti. Kabul edilmiştik. Bu yüzden de bir kutlama yemeğine gidip takılmıştık. Şimdi ise Caner'in evine geçmemiz için ısrar ediyorlardı. "Evde ne yapacağız peki?" Dedim.
"Benim çok güzel oyunlarım var, onları oynarız, sabahlarız." Dedi bir anda Serhat.
"Sabahlarız mı?" Dedim şok içinde. Onlarda mı kalacaktık? Daha bugün tanışmıştık oysa.
"N'olcak en fazla uykusuz kalırız"
"O yüzden demedim ya şey biz kalmayız Ege'yle. Değil mi?" Diye sordum Ege'ye.
"Bilmem sen nasıl istersen. Bakarız duruma göre." Dedi Ege.
"Olur, duruma göre bakarız." Dedim. Serhat'ın evinde kalmak istemiyordum. Daha bugün tanışmıştık ve güvenemiyordum. Bir yandan ise ayıp olsun istemiyordum. 15 dakika sonra eve geçmiştik.
"Şimdii n'apalım?" dedi Ege
"Kutlama için video oyunu mu oynasak?" dedi Caner.
"Ooo video oyunu iddialı!" dedi Serhat Caner'e.
"Ya bak ben kendimi geliştirdim görüceksin Serhat."
"Tamam bir şey demedim hemen bozulma bee!"
"Hadi laf atışmanız bittiyse oynamaya başlayalım Piranalar." dedim, Piranalar bizim lakabımızdı.
"Televizyon kumandası nerede?" dedi Ege.
"Elimde" dedi Serhat.
"Ha ben almadınız sandım okeyy." dedi Ege.
'Okeyy' kelimesini duyunca yüzüm aniden Ege'ye döndü. Dudak kenarları kıvrıldı. O anda biraz utandım ve yüzümde bir tebessüm oluştu.
"Ooo siz ikiniz sevgili misiniz?" dedi Serhat.
"Evet, sevgiliyiz." deyiverdi bir anda Ege.
Sevgiliydik, evet. Tam o anda yanağına bir öpücük kondurasım geldi.

Birkaç saniye sonra istemeden de olsa dudağım yanağına yöneldi ve yanağına bir öpücük kondurdum. Ne?! Öpücük mü kondurdum yanağına?! Nasıl?! Ben yapmadım?!
"Ooooooo" dedi Serhat ve Caner.
Sırıttım.
"Nereden esti?" dedi sevgilim.
"Öyle, öpesim geldi." dedim.
-"Öyle, öpesim geldi." mi? Bune Ela Allah aşkına. İnsan sevgilisine romantik bir şey der.
-Nolur sus. Güzel bir an yaşıyorum. Sus

"Evet geldik. Burası Serhat'la benim evim. Daha doğrusu benim evim ama arada sırada ikimiz kalıyoruz." dedi Caner.
Evleribe kesinlikle gitmeliydik. Ama kalmalı mıydık bilemem. Fakat ben bu gece sabahlamazsam olmaz. Hihihi
"Bu gece sabahlarız dimi?" dedi Ege. Resmen ruh eşimdi. Aklımı okumuştu falan herhalde.
"Ben de tam onu diyecektim." dedim.

3 saat sonra...

Saat 01.46. Eve geldik hatta 3 saattir evdeyiz. Kutu oyunları, mobil oyunlar falan oynadık.
"Yess yine ben kazandım ağla çatla!" dedi Ege.
Kahkaha patlattım. Telefonumun çalmasıyla kahkaham bölündü. Kayıtlı olmayan bir numaraydı. Kaşlarımı çatarak telefonu açtım.
"Kim o canım?" diye sordu Ege.
"Bilmiyorum bir dakika." diye cevap verdim kısaca.
"Merhaba, öncelikle sakin olun." dedi telefondaki kadın. Bu cümleler genelde acı haberlerin başında olurdu. telefondaki kadın. Ne? Neydi bu? Şaka mıydı bu? Ne olmuştu. Başım dönmeye başlamıştı. Oturduğum yerden ayağa kalktım sarsılarak. Düşecek gibi oldum. Dengemi sağlayamadım.
"Ela! İyi misin?" Caner koşarak yanıma geldi. Ege de ardından geldi.
"Evet hanfendi ne diyeceksiniz ben sakinim."
"Emin olmak için soruyorum ama siz Hatice Kızılay ve Mehmet Kızılay'ın kızı Ela Kızılay'sınız değil mi?"
"E-evet..."
"Ben hastaneden arıyorum, sekreterim de. Başınız sağolsun, annenizle babanızı kaybettik."

Devam edecek...

KağıtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin