Pregnant Diary | Hyunlix [Omegaverse] ✓

"18 .hafta" (m)

✧

Başlamadan ufak bir uyarı; bu bölüm olmayan sikinizin kalkması gibi şeyler içerebilir. Hiçbirinden yazarınız sorumlu değildir.

✧

18 hafta

Hamileliğin gerçekten güzel bir şey olduğuna emindim artık.

Kelimelerle tarif etmek çok zor ama... Sonunda ilk kez karnımın içinde hareket eden ufak seni hissettim. Minik bebeğim, neredeyse bir muz boyutunda sağlıklı ve güçlüydü.

Sonraki gün sadece muz yediğimi yazdığım için sayfayı yırtmaya karar verdim. Evet, bu yüzden.

✧

18 hafta, 1 gün

O gece, uzun zamandan sonra bir ergen edasıyla ıslak bir rüya görmüştüm.

Hızlı bir duş aldım, bornozumu üstüme geçirip çoktan uyanmış çipil çipil bakan kocamın yanına yarım uzandım.

"Felix..." dedi sakin bir ses tonuyla, hayatımın anlamı adam. "Duş mu aldın?"

"Evet..." dedim, kızardığımı belli etmemeye çalışarak. "Biraz rahatlamak istedim... Ama yeterli olmuyor." Elimi yavaşça Hyunjin'in göğsünde gezdirmeye başladım. İkimizden de kesik kesik gelen feromon kokuları, adeta davetiye görevi görüyordu.

Hyunjin güldü, biraz doğrulup üstüme çıkarak yüzüme eğildi. "Mis gibi kokuyorsun."

Onu davet edercesine hafifçe bacaklarımı araladığımda, Hyunjin hemen yaklaştı. Bir yandan elini uyluğuma, bacak içlerime doğru gezdirirken, diğer kolunu yatağın başlığına dayadı. Benim de başım yatağın başlığında olduğundan, kolayca yüzüme yaklaştı. Dudaklarımı yakından izledi. Ama çok dayanamadı. Ben dudaklarımı aralamış onu davet ederken karşı koyamazdı. Dudaklarımız birbirine kavuştu.

Dudaklarımız ayrıldığı andan beri gözü pek tekin yerlerde gezmiyordu, ama hiç engel olmadığımdan, bunda bir sorun olmadığını düşündü. İçindeki arzular yeniden yanmaya başladığında, artık onu durduracak hiçbir şey yoktu.

Başını yavaşça bacak arama yaklaştırdı.

Önce beni öpmeliydi. Ama önündeki lezzetli şeyler, direk olarak konuya girmesini ister gibiydi. Kendisine engel olamadı.

Bornozumu çıkarmadan, eteklerini yanlara doğru açtı. Karşısında tamamen görünür olmak epey utandırmış ve öbür yandan azdırmıştı. Ben hiç dokunulmadan gittikçe sertleşirken, Hyunjin'in sırıttığını görebiliyordum.

Önce uyluklarıma eğildi. Bacaklarımın dışını okşarken, uylukarımdan öpmeye başladı. Etrafında dolanıyor, bir türlü malum bölgeye varmıyordu. Resmen benimle oynuyor, acı çektiriyordu.

Hyunjin, öpücüklerini biraz daha arzuyla doldurdu. Şimdi dilini değdiriyor, bir yandan öperken, öbür yandan hafifçe emiyordu. Ellerinden birisi sonunda yavaşça penisime uzandığında, küçük ama tiz bir inleme koyverdim.

Hyunjin çok yavaş hareket ediyordu, resmen sabrımı sınıyordu. Yine de, asıl sabırsızlanan kendisiydi. Bir yandan penisimi yavaşça aşağı yukarı sıvazlarken, öbür yandan da uyluklarıma verdiği arzu dolu öpücüklerine devam ediyordu.

Yavaşça yukarı çıktı. Aynı öpücükleri, emişleri önce kasıklarıma, sonra da karnıma çıkardı. Hamile olmama rağmen yine de çelimsiz duran vücudum, hala ince belim ve artık iyice belirginleşen karnımda dudağını gezdirirken, hala patlamak üzere olan penisimi oldukça yavaş bir şekilde sıvazlamaya devam ediyordu.