Otobüse binmek yerine evden çıktığı gibi koşmaya başladı siyah saçlı genç.
Kore'ye geri geldiklerinde Changbin biraz dinlenmesini söylese bile eşyalarını bırakıp evden hızla çıkmıştı.
Felix'i görmesi gerekiyordu, gün ışığına ihtiyaçı vardı. Ona herşeyi anlatıp özürler dilemeliydi.
Hızlı koştuğu için nefesi kesilse bile durmayıp devam etti. Girdiği mahalleyle telefonu çıkarıp saate baktı.
Hava karalıyordu ve Felix bugün dersinden geç çıkıyordu. Hala aklında olan saatler ile "Otobüsten inmiş on dakika önce" dedi.
Geldiği ev ile durup soluklandı. Nefeslerinin düzene girmesini beklemiş, avuçlarını pantolonuna sürterek kapıya ilerlemişti.
Üstünü değiştirip tek başına olduğu evde dolanan Felix ise mutfağa girip suyu ısıttı. Kahve içmek istiyordu.
Telefonunda girdiği sohbette iletilen mesajlara baktı. İç çekip yüzünü ovusturdu. Evi kaplayan zil ile başını kaldırırken kaşlarını çattı.
Chan Seungmin ile beraberdi Jeongin'in ise bir dersi daha vardı. Jeongin'in erken geldiğini düşünerek kapıya ilerledi.
Açtığı kapıyla gördüğü beden yüzünden dona kalırken, gözlerini kırpıştırdı.
Minho ise onun kocaman açılmış gözleri, hafif aralık dudakları ve titreyen ellerine baktı.
Elini ensesine götürüp kaşıdı "Selam?"
"Selam?"
İlk tanıştıkları günkü çekingen halleri gözlerinin önüne gelirken gözleri doldu.
Felix zar zor araladığı dudaklarıyla "Minho?" diye mırıldandı. "Ne işin var burada senin?"
O hala şok etkisinde iken Minho derin bir nefes aldı "Senin için geldim. Herşeyi anlatmaya".
Minho'nun eve girmesi ile Felix sessizce kapıyı kapattı. Titreyen ellerini arkasına alıp Minho ile salona geçmiş koltuğa oturmuşlardı.
Sessiz ve garip atmosfer ile Felix bundan rahatsız olup "Neden tekrar geldin?" diye sordu.
"Beni terk edip, bu ülkeyi terk ettikten sonra neden geri geldin?"
Minho'ya döndü "Numaran dâhi kapalıydı, sana hiç bir şekilde ulaşamadık. Neden Minho?"
Titremeye başlayan sesi ile dudaklarını birbirine bastırdı. Minho derin bir nefes aldı.
"Yemin ederim seni o gün isteyerek terk etmedim Felix. Bu ülkeden kendi isteğim ile gitmedim, mecbur kaldım. Çok üzgünüm".
"Gerçekten çok üzgünüm ama beni dinle lütfen tamam mı?-"
"Bunlar ne?"
Felix Minho'nun bileğini tutarak yaraları açarken yutkundu. Felix ise korku dolu gözlerini ona çevirdi"Minho neden vücudun da yaralar var"
Bu sefer eli kaşına gitti. "Minho neden var bunlar?!". Sesini kontrol edemezken Minho uzanıp onun ellerini tuttu.
Avuçlarını öpüp "Anlatacağım, anlatacağım güzelim tamam mı? Sakin ol".
Felix hızlanan nefeslerini kontrol altına alıp başını salladı. "Babam kumar bağımlısı Felix..."
Dakikalar geçerken Minho anlatmış Felix ise dolu gözleriyle onu dinlemişti.
"Sonra Jisung ve Changbin geldi o zaman plan yaptık işte. Numaramı açtım kendimi yem haline getirdim. Adamlar haliyle bana saldırdı, o sırada Jisung ve Changbin polisler ile geldi. Kısaca anlatmak gerekirse bu yani".
Felix hala onun kolunda ki yaraları incelerken iç çekti. Yaşları gözünde akarken yumruğu gencin omzuna geçirdi.
"Aptal" dedi ağlayışları arasında. "Aptal, söyleseydin ya aptal! Aptal aptal!"
Yumruklarını art arda omzuna atarken "Nasıl söyleseydim Felix! Sizi bile bile tehlikeye nasıl atabilirdim ben!"
Başını iki yana salladı Felix. "Aptal çok korktum senin için! Artık yaşayamaz hale geldim! Minho ben senin için çok korktum ya!"
"Biliyorum bebeğim çok üzgünüm. Söylemediğim için üzgünüm ama seni bu soruna dahil edemezdim ya".
"Çok korktum" dedi hıçkırıkları arasında. "Her gün acaba şuan ne yapıyor? İyi mi? Nerede? Bir şey oldu mu? diye düşünüyorum, Minho ben sensiz kafayı yedim. Nefes alamaz hale geldim"
Minho dayanamayarak kollarını sarışına sarmış, ağlayışı duran Felix ise bu temas ile tekrar ağlamaya başlamıştı.
"Bende çok korktum bebeğim. Seni düşünmediğim tek bir an bile olmadı. Nefes alamaz hale gelsem de sadece sen iyi ol istedim sarışınım. Bize bunları yaşattığım için çok üzgünüm".
Başını iki yana salladı sarışın "Özür dileme. Minho beni bırakma. Lütfen ben yapamıyorum çünkü".
Minho daha sıkı sarıldı ona "Bırakmayacağım güzelim. Sen olmadan ışık da yok çünkü, sen olmadan yaşamıyorun ben".
Geri çekilip Felix'in alnına bir öpücük kondurdu, alınlarını birleştirdi. Onun gözlerinden de yaşlar gelirken Felix uzanıp sildi onları.
"Bir daha ayrılmayacağız tamam mı? Hiç engel kalmadı aramızda. Bir daha seni üzmeyeceğin, hiç yalnız kalmayacaksın Felix".
Gülümsedi sarı saçlı"Bir daha yalnız kalmayalım. Senin olmadığın bir hayat çok kötü çünkü Minho".
Tekrar birbirlerine sarılırken Minho saçlarından öptü. "Sensiz bir hayat daha olmayacak güzelim. Hayat ışığım sensin sarışınım".
---
😭😭😭😭😭😭😭😭
AğlıyorumSonraki bölüm ya da iki bölüme final kızlar çok üzgünüm
Ama bitsin artıkBaysss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Those Eyes // Minlix ✓
Fanfiction| Texting-Düz yazı 'Ve ben sana, sen benden ayrılırken tekrar aşık oldum' "Her selam verişin, her veda edişin her 'seni seviyorum' deyişin..." Minlix Binsung Hyunin Chanmin