Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
30 Nisan 1998
Altı şiş ve hafif kırışık yorgun gök mavisi gözlerle aynada kendi görüntüsünü izliyordu kadın.
Sarı omuzlarına gelen saçları bu gün özenle kıvırcık yapmıştı. Onun için uzun bir aradan sonra özel bir gündü. Sevgizlikle geçen yıllardan sonra eski bir dostu ile yan yana gelecekti.
Dün, Amerika'nın küçük kasabasında ki herkesten uzakta olan evine bir mektup gelmişti. Bu mektup Severus Snape'dendi. Onunla o korkunç olaydan sonra bir daha hiç görüşmemişlerdi. 16 yıl geçmişti aradan. Bilhassa görüşmek istemiyordu. Ancak Severus, eski dostuna çok önemli bir konu hakkında konuşmak istediğini, onun için değerli olabilecek birinin yardıma ihtiyacı olduğunu söylemişti.
40'lı yaşlara merdiven dayasa bile merağından hiçbir şey eksilmemiş kadın ise tabi ki de onla buluşmayı kabul etmişti.
Az sonra cisimlenip Diagon yoluna gidecekti. Orayı bile az çok anımsıyordu. Gitmeyeli yıllar olmuştu.
Kül tablasında olan sigarayı dolgun kırmızı dudaklarına götürdü. Bir nefes çekti içine, Severus'un onu bulması hiç iyi olmamıştı. Geçmişle olan tüm anılarını silmişti, ama o bulmuştu işte onu.
Kötü etkileniyordu, hemde çok.
İkinci nefesi çektiğinde, gözlerinin önüne bir çift mavi göz geldi. Dağılması için hızlıca bir nefes daha çekti. Yere serili bir adam, asası bile yok. Feda etmiş kendini.
Mavi gözleri dolduğunda sigarayı tablaya bastırdı ve camı açtı hızla. Derince soluklandığında, ne kadar cesur bir adamı sevdiğini hatırladı. Sevdikleri için kendini feda eden o adamı sevdiği için gurur duydu kendiyle.
Dizinin üzerinde biten kot etek ve siyah bir gömlek giymişti, üzerine ise aynı renk bir ceket almıştı.
Siyah topuklu ayakkabıları da giyip tekrardan aynada kendine baktı. Hazır olduğunu anlayınca hızlı bir şekilde cisimlendi. Diagon yoluna geldiğinde etrafta çocuk görmek yerine siyah buhranlı bir hava olduğunu görünce gerçekten bir şeylerin yolunda gitmediğini anladı.
Tanınmamak için elini yüzüne doğru tutup Severus'un dediği yere girdi. Kapıdan girdiği gibi bir çan çalınca ceketin içinde ki asayı yokladı.
