« Et ce n’est pas forcé, je n’aime pas du tout cette couleur. »
İnsanın kendi karmaşasını anlamlandırmaya çalışması ve bunu yaparken o karmaşa da kaybolması ne de korkunç şeydi.
Ölümlü bedenler olmamıza rağmen o kadar büyük karmaşalar içindeydik ki, rahat bir nefes almak ne de zordu.
Aslında bir uçurumun en kenarında bekliyorduk, rüzgar saçlarımızla oynuyor yüzümüzü acı bir şekilde yakıyordu. Biz buna seviniyorduk.
Sevinmemiz, hissetmemizdendi. Varlığımızı, var olmamızı hissettiğimiz için mutluyduk. Bir adım daha atsak, belki sonsuz mutluluğa, özgürlüğe ulaşacaktık.
Ama ayağımıza dolanmış bir ip vardı. O ip bizi geriye çekmeye çalışıyordu. İpin ucunda, hayat vardı. Sıkıntılar, dertler, sevgiler... Hepsi zaten hayat demekti.
Onlardan kurtulmak istesek de ayağımıza dolanırlardı böyle işte. Karşımda kendisini rüzgara teslim etmiş bu küçük çocuk da bana bunu gerçekte yaşatıyordu.
Biz özgür olmak isteyen çocuklardık, ne mümkündü ama. Ayağımızda ki ipleri kesip atarsak sanki bir daha ayağa kalkamazdık.
"Bütün bunları bilip hala bir sonuca ulaşamamış olmak sinirimi bozuyor." diye sinirli bir şekilde çıkıştım.
Hortkuluğa dair her şeyi biliyorduk, sadece nerede ve kaç tane olduğunu bilmiyorduk.
Ve tabi ki nasıl yok edeceğimizi.
"Yakında ulaşacağız Fragile."
Buğulu sesiyle kaşlarım çatıldı. "Yakında derken ?"
"Sanırım bir tane hortkuluğa ulaştım."
Şaşkınca gözlerim açıldı. "Nasıl ?"
"Geçen hafta annemlerden bir mektup geldi. Artık büyüdüğümü ve tarafımı seçip karanlık Lordu desteklememi söylüyorlardı. Kısacası artık ölüm yiyen ol diyorlar."
"Peki ya ne yaptın ?"
"O gece ormana gittim ve annemlerin yanına cisimlendim. Bu onlar için dediklerine onay vermekti ama tek amacım sadece biraz bilgi edinmekti."
Gözleri dolmuş gibiydi. Korkarak sordum. "Yapmadın değil mi ?"
Bakmadı, gözünden bir damla yaş firar etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗰𝘆𝗴𝗻𝗲 𝗻𝗼𝗶𝗿 | 𝗷𝗮𝗺𝗲𝘀 𝗽𝗼𝘁𝘁𝗲𝗿
Fanfictionkalbinin en derinine gömdüğü aşkına sahip çıkan kadın yıllar sonra ortaya çıkar. ödemesi gereken bir borç vardır, bir vefa borcu.