ྀིྀི18 ྀིྀི

479 70 55
                                    



seungmin & changbin

changbin:
boyle mi yapacagiz artik?

seungmin:
nasil

changbin:
hic konusmayacak miyiz

seungmin:
bunu nereden cikardin

changbin:
uc gundur ne gruba yazilanlara cevap veriyorsun ne mesaj atiyorsun
onemli bir sey yoktur umarim

seungmin:
hayir yok

changbin:
sevindim
goruldu, 16.24

(16.35)
changbin:
seungmin
iyi misin gercekten

seungmin:
iyiyim changbin

changbin:
bana hic oyleymissin gibi gelmwdi

seungmin:
ne dememi bekliyorsun ki

changbin:
benim yuzumden mi boyle davraniyorsun
ozur dilerim

seungmin:
hayir
senin yuzunden degil
boyle hissettirmek istememistim
su an konusmak istemiyorum ama
seni uzmek de istemiyorum
o gece yasananlarla alakali da degil her sey
yanlis anlama lutfen
sana sonea yazarim
simdi gidiyorum
goruldu, 16,47

seungmin:

dalgın bir surat ifadesiyle kasada oturmuş etrafı izliyordu. saatlerdir mekanda durmaktan sıkılmıştı. bugün changbin'e ilk kez şarkı söyleyeceği için gergindi aslında. onun gelmesi gereken saate daha çok vardı. içeride fazla müşteri de yoktu. bu yüzden çalışanlara haber vererek biraz dışarı çıkmak için toparlanmaya başladı.

"selam seungmin."

tam gitmeye hazır olduğu vakit birisi gelmişti. oldukça tanıdık gelen sesi duyduğunda başını kaldırdı. gördüğü kişiden hiç memnun olmamıştı.

"ne işin var burada?"

"seni ziyarete geldim. uzun zaman oldu."

"defol git daehwi."

karşısındaki kişi yalandan dudak büzdü. "çok kabasın."

"çık dışarıda konuşalım." dedi seungmin. etrafta onlara bakan birkaç gözden rahatsız olmuştu. daehwi itiraz etmedi ve dışarı çıktılar.

seungmin çok sinirlenmişti. o kadar zaman sonra yüzsüz gibi hala karşısına çıkabiliyordu. sinirle iç çekerek tekrar sordu. "ne işin var burada?"

"seni özledim."

hala aynı çocuksu tavırlarında olması ve hiçbir şey olmamış gibi davranması seungmin'i iyice çileden çıkarmıştı.

"saçmalamayı kes."

"saçmalamıyorum. herkes bir şansı hak eder." bu sefer biraz ciddi konuşmuştu.

seungmin ona acınası biriymiş gibi baktı. "siktir git daehwi, sen o şansı iki yıl önce kaybettin."

seungmin ilerlemeye başlamıştı. oldukça hızlı yürüyordu. öteki de elindeki gitar çantasını sallayarak peşinden koşup ona yetişti. "pişman oldum işte."

"hiç pişman olmuşa benzemiyorsun. hala düzgün iletişim kurmayı öğrenememişsin bile. seninle uğraşacak vaktim ve enerjim yok benim."

seungmin gitar çantasını gördüğünde onun yüzüne baktı ve tükürürcesine konuştu. "hala utanmadan müziğe devam mı ediyorsun?"

piece of a puzzle ☆ seungbin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin