ྀིྀི8 ྀིྀི

599 66 104
                                    



felix'ten:

jeongin'e ellerim titreyerek yazdığım "müsaitsen on beş dakikaya parka in konuşalım" mesajından sonra gergin bir şekilde cevap vermesini bekliyordum.

henüz bir dakika geçmişti ki cevap verdi.

"müsaitim bekliyorum"

derin bir nefes alıp üzerime kapüşonlumu geçirdim. hyung hala eve gelmemişti. anahtarları alıp evden çıktım ve jeonginlerin evinin dibinde olan parka doğru yürümeye başladım.

evlerimiz arasında on beş dakika kadar bir mesafe olduğu için öyle yazmıştım. belki yürümek gerginliğimi azaltır diye düşünmüştüm ama azalmak yerine artıyordu.

bir an duraksayıp ne için bu kadar gerildiğimi düşündüm.

arkadaşlığımızın bitmesinden mi korkuyordum?
bu olayı hyungların öğrenmesinden mi korkuyordum?
yoksa henüz kendime bile doğru dürüst açıklayamadığım hislerimin istediğim karşılığı bulmayacak olmasından mı korkuyordum?

ne olursa olsun bu konuşmanın artık yapılması gerekiyordu.

yürümeye devam ettim.

jeongin yıllardır hayatımda olan birisiydi. hafızamı zorlamama rağmen hatırlayamadığım bir şey yüzünden öylece hayatımdan çıkmasına izin vermeyecektim.

parka vardığımda kaydırağın ucunda oturmuş beni bekliyordu. geldiğimi gördüğünde el salladı. ben de aynı şekilde karşılık verip yanına doğru ilerledim.

"selam."

"selam lix."

kaydırağın biraz önünde duran sallanan ata ters şekilde oturdum. karşılıklı oturuyormuşuz gibi olmuştu böylelikle.

"günlerdir senden kaçtığım için özür dilerim." diye başladım söze.

"haklı sayılırsın. sana darılmadım."

ne diyeceğimi bilemeyip öylece kaldığımda tekrar konuşmaya başladı.

"ben gerçekten o gece ne olduğunu pek net hatırlamıyorum. zihnim çok bulanıktı. kişisel sınırları aştım özür dilerim."

"ben de aşmışım ki böyle bir şey yaşanmış jeongin. ben de hiçbir şey hatırlamıyorum."

"bir daha pabo gibi götü başı dağıtırken dikkat etsek iyi olur."

bakışlarımı kaldırdığımda göz göze geldik.

"pişman mısın?"

lütfen olma.

birkaç saniye duraksamanın ardından cevap verdi.

"değilim." az kalsın gülümseyecektim.

"o zaman aramız iyi?"

"tabii ki de. parkın çıkışına en hızlı koşan kazanır."

birden fırlayıp koşmaya başladı. bu sefer de kaçan kişi o mu olacaktı?

peşinden koştum. benden önce çıkışa varmıştı. ellerini dizlerine koymuş nefeslenirken yanına vardım. bir şey söylemedi. kolunu omzuma attı ve beraber yürümeye başladık.

__________________

seugmin & changbin

minho mutfakta akşam yemeğini hazırlarken ben ise salonda maç izliyordum. kapı çaldığında sallana sallana yürüyüp kapıyı açtım.

sonunda jisung ve seungmin gelmişlerdi.

piece of a puzzle ☆ seungbin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin