Until I See U

112 39 150
                                    

Günümüz Taehyung'undan

Yüzüme hafiften vuran güneşle kendime az buçuk gelmiştim. Gözlerimle yattığım yerden bulunduğum yeri şöyle üstün körü bir tavırla taradım.

Burası benim banyom değildi.

Hatırladığım kadarıyla en son banyomdaydım ve bir anda nerden geldiğini anlayamadığım gazdan dolayı bayılmıştım sanırım. İyi de kim beni bulup, buraya getirmişti ki? diye düşünürken yerimde hafiften hareketlenip, yataktan doğrulmaya çalıştım.

Ellerimle gözlerimi ovaladığım sırada esnemeye devam ediyordum fakat içimden bu kadar uyku yeter Tae diye söylendim. Gözlerim çaprazımdaki saate kaydığında bayadır uyuduğumu fark ettim. Yavaş yavaş doğruldum yattığım yerden ve etrafımı incelemeye bıraktığım yerden devam ettim.

 Yatak pencereden uzakta, komodin ise yatağın sağ tarafındaydı. Ayak ucumda bulunan küçük çaplı masa işlevi gören şeyde, yatağın yanına getirilmişti. Kendi odamdaki komodin ve yatağımın düzeni bu olmadığı için birazda olsa garipsemiştim.

Karşımdaki sandalyede uyuyan bedenle kafamdaki bir soru açıklığa kavuşmuştu.

Kafasını arkasındaki duvara yaslamış, kollarını da iki yandan kavuşturmuş bir şekilde uyuyan sarışın arkadaşım bulmuştu demek beni. Uykusu arasında konuşan arkadaşımın uyku pozisyonu baya bir sıkıntılı gibi duruyordu sanırım, çünkü sürekli yerinde kıpırdanıyor ve durmadan bir şeyler söyleniyordu rüyasında. Onu birazcık dikkatle dinlemeye çalıştım. 

"İşim gücüm yokta seninle uğraşacağım sanki kedicik." diyordu sarışın. Sanırım rüyasında bir kedi onu rahat bırakmıyordu. Dinlemeye devam ettim çünkü bu işten bize de biraz ekmek çıkar gibi duruyordu.

"Olmaz diyorum ya bebeğim, ısrar etme, gitmem gerek."

"Daegu mu neden?"

"Beni özlediysen sen gel." diye söylenmeye devam ettiği sırada tam telefonumu alıp kayıda alacaktım ki sanki  biraz sinir olmuş gibi bir tavırla rüyasından ayrıldı ve kısık gözlerini araladı sarışın.

"Ah tae uyanmışsın."

Başımı onu onaylarcasına aşağı yukarı salladığım sırada o da yerinde dikleşmiş ve ayağa kalkmıştı. Yeni uykudan uyandığı için başta biraz sendelese de adımlarını ayarlamıştı sarışın.

Yatağa doğru yaklaşıp beni sakince kucakladığında bir an ne olduğunu anlamamıştım fakat söze atıldığında anladım ki endişelenmişti fazlasıyla. Ellerimi beline doğru sardım ve bir süre kadar sarılır vaziyette kaldık.

"Senin için çok endişelendim Tae" dedi kafasını gömdüğü için boğuk çıkan sesiyle, çok geçmeden burun çekme sesleri kulağıma ulaştığında sarışını kendimden uzaklaştırıp bana bir şey olmadığını, güvende olduğumu bakışlarımla ifade etmiştim ama yine de

"Ben iyiyim Jimin merak etme. Bak karşında sapasağlam oturuyorum ya. Ayrıca neden ağlıyorsun görende yangın senin suçun sanacak!" dedim sarışına tekrar sarılırken.

Arkadaşımın ağlamasının durmasını beklerken bir anda şiddetlendiğini fark ettiğimde

"Jimin-ah ne oldu yine?" diye sordum şaşkınla karışık hayret içerisinde onu ilk defa böylesine çok suçlu bir ruh halinde ve üzgün görüyordum.

Boynumdaki yerinden ayrılıp yüzünü benimle hizaladı, dolgun dudakları şiddetli ağladığından dolayı titriyordu ama her şeye rağmen sonunda dudaklarını aralamayı başardı ve duymak isteyeceğim en son itirafı yaptı.

merry christmas my love | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin