Do You Like Fireworks?

97 30 226
                                    

Günümüz Jungkook'undan

Azda olsa kendime yeteri kadar çekidüzen verdiğimi düşünüyordum ,hem bedenen hem de ruhen olarak ,Taehyung'un odasına sadece birkaç koridor kala çünkü dışarda epey fazla yargı dağıtan birisine dönüşmüştüm haliyle. Bu yüzden karşısına bu ruh haliyle çıkamayacağımı düşündüğüm için bir elimle elimdeki tepsiyi sıkı sıkı tutmaya çalışıp ,öteki elimle ise saçlarıma elimden geldiğince volüm kazandırmaya çalışıyordum. Elimdeki tepsi, kantinin çıkardığı ve servisini hastane çalışanlarının yaptığı yemek tepsisiydi, yangından sonra biraz yemek yemesi gerektiğini düşündüğüm için kantinden kaptığım gibi Tae'nin odasının yolunu tutmuştum. Genelde, Taehyung kendini iyi hissetmediği zaman kantine inmezdi bu yüzden, odasına Bayan Jung götürürdü yemeğini ama geçtiğimiz ilkbaharda, Taehyung'un büyük ısrarları üzerine ufak bir seyahate çıkmıştı, çıkmadan önce ise beni biraz tembihlemişti, taeme iyi bak diye.

Bakmayın ufak dediğime hazırladığı liste başta neredeyse 40 ülkeden oluşuyordu. Ama onunla yine normal bir sohbetimiz arasında konuşmuştuk bu konuyu aniden ve ona bunun fazla olduğunu biraz üzerinde düşünmesi gerektiğini söylemiştim. Ve gerçekten dediğimi yapmış üzerinde günlerce düşünmüştü, kafa patlatmıştı, ama en sonunda benim dediğime gelmiş, 40 ülkeden oluşan listeyi 5 ülkeye indirmeyi başarmıştı.

Unutmadan, yemeğini götürecek illaki birileri vardı hastane tarafından görevlendirilen ama o çalışandan biraz kıskanabileceğimi göz önünde bulundurarak, kendim ilgilenmeye başladım o işle de. Şimdi belki içinizden 'Olum sen hemşire misin yoksa Taehyung'un hizmetçisi falan mı?' diye geçirmiş olabilirsiniz ama gönül bu ferman dinler mi hımm? Ama yine de ben olmadığım zamanlar -ki ben her zaman hastanedeyim ama oldu ki başıma bir şey geldi- o zaman mecburiyetten o çalışan ilgilenmek durumunda kalır muhtemelen (mümkünatı yok yani ben ölmediğim sürece ona gerek falan kalmaz diye düşünüyorum). Her ne kadar hastane çapında çıkan bir menü tepsisi ile ilerliyor olsam da Taehyung'un sevdiği ufak turtalardan birini nihayetinde hastane genel aşçısına küçük ısrarlar sonucu yaptırmıştım. Ve elimdeki tepsiye koymak adına kantinden kapmış Taehyung'un odasının yolunu tutmuştum. Şimdi ise C-987 no'lu odanın önünde derin derin soluklar alıyordum çünkü söylemesi ayıptır ki, aklıma acil müdahale esnasında onu öptüğüm gelmişti bir anda durup dururken. Bir süre daha kapının önünde öylece oyalandıktan sonra kafamdaki bu düşünceleri göz ardı etmeye çalışarak, elimi kapı kulpuna doğru uzattım, o sırada kapıyı açan Jiminle saniyeliğine göz göze gelmiştik. Sarışın, beni gördüğünde kısık gözlerini daha da kısarak nerdeyse yok olacak şekilde, gülümsedi ve "Bende tam kantine iniyordum Bay Jeon." dedi sessizce neredeyse fısıltı gibi çıkan sesiyle. Ufak bir tebessüm sundum ona ardından bende söze karıştım onun gibi kısık konuşmaya özen göstererek "Ne hoş bir tesadüf ben de Bay Kim'e yemeğini getirmiştim." dedim yüzündeki gülümseme daha da artarken, aramızda olan birkaç adımı da göz ardı ederek sanki gizli bir şey söylüyormuş gibi kulağıma doğru yaklaştı sarışın.

"Tae şuan da uyuyor ama siz isterseniz odaya geçebilirsiniz, bende kantine inip bir şeyler atıştırayım olur mu? Onu yalnız bırakmak istemiyorum da." dedi uzaklaşırken, bir anda gelişen bu davranışından az da olsa şaşırmıştım çünkü böylesine bir yakınlık içerisinde daha önce bulunmamıştım herhangi bir hastamla ama dürüst olmak gerekirse bu biraz beni ürkütmüş ve germişti. Ama yine de "Olur, olur ben ilgilenirim onunla." demiştim cevabıma karşılık Jimin " Oh içim rahatladı teşekkürler Bay Jeon birtanesin." dedi gülümserken tekrardan tebessüm ettim. tam içeriye adımlayacağım sırada Jimin bir şey hatırlamış olmalı ki beni durdurdu. " Hemşire Jeon! Benim birkaç işim var yemek yedikten sonra oraya uğramam gerek 2 saat kadar ortalarda olmayabilirim." daha sonrasın da durdu ve biraz düşündü kendi kendine konuşur bir edayla sadece kendinin duyabileceğini düşündüğü bir alçaklıkla "Aslında uzunda sürebilir belki eğer beni park alanına götürürse..." düşünceli bir tınıyla kendi kendine konuşuyordu fakat sonrasında benimde orda olduğumu hatırlayarak söze devam etti "Hah evet biraz işlerim var onları halledip gelicem tekrar." dedi. Onu anladığımı belirtircesine kafamı aşağı yukarı salladım, Jimin ellerini birbirine çırparak bir bebek edasıyla tekrar ve tekrar teşekkürlerini sundu ve sonunda yanımdan koşar adımlarla ayrılmış kantine doğru inen merdivenleri inmişti.

merry christmas my love | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin