"Güneşin Doğumu"

2.5K 113 68
                                    

afininmerdosu

İyi okumalar!

****

Geçmişte kendini bir anne olarak hayal bile edemeyen Seyran, anne olmuştu.

Nasıl bir anne olurdu bilmiyordu, bunu zaman gösterecekti. Ama bildiği ve emin olduğu birşey vardı; yaşayamadığı, içinde ukde olarak kalan her şeyi kızının yaşaması, onun içinde de bir ukde olarak kalmaması için çabalayacaktı.

Şimdi bir hastane yatağında kasıklarındaki sızı halinde olan ağrısıyla beraber uzanıyordu. Tam yanında elinden tutup, gözleri dolu dolu bakarken ona gülümseyen bir adam vardı. O adam Ferit Korhan'dı.

Seyran doğumdan çıktıktan sonra alnından öpmüş, sadece, "Sizi çok seviyorum." Demişti. Sizi demişti Ferit. Onlar artık birdi.

Aile üyeleri eve dönmüşlerdi. Hastanede sadece Esme, Gülgün, Suna ve Ferit kalmıştı.

Şimdi ise diğerleri odadan çıkıp ebeveynlik duygusunu yeni tadan bu ikiliyi yalnız bırakmışlardı. "Ağrın var mı?" Diye sordu Ferit. Seyran başını iki yana salladı. "Yok. Sadece bebeğimi görmek istiyorum."

"Birazdan getirecekler. İşlemler, kontroller falan biraz uzun sürmüş." Seyran başını anladığını belirtircesine sallamakla yetindi. Yine odada bir sessizlik oldu.

"Peki, sen gördün mü kızımızı Ferit? Ben yarı baygındım doğumdan sonra, gördüysem de bir şey hatırlamıyorum."

"Gördüm." Uzanıp Seyran'ın şakağına dudaklarını bastırdı. "Ama kucağıma almadım çünkü ilk sen al istedim. Kızımızın ilk annesiyle tanışması daha doğru olur diye düşündüm."

Seyran hayranlıkla baktı kocasına. Böyle ince düşünceli, onu seven bir kocası olduğu için içinden binlerce kez şükretti. Hayranlığı gülümsemesine de yansıdı. "Yine hayran ettin beni kendine. Amacın bu değil mi?" Diye alayla konuştu. Ferit ise güldü.

Ferit, kızlarını doğumdan sonra görmüştü. O korkuyla ve heyecanla beklerken kapı aralanmış, doktor kucağında daha çok küçük olan kızıyla çıkmıştı doğumhaneden. Ferit kızını görür görmez tutmaya çalıştığı gözyaşlarını bırakıvermişti. Doktor gelip kızını kucağına uzattığında ne yapacağını ise bilememişti. Sonra ise bir anlık tedirginlikle "Benden önce ilk karım almalı kızımızı kucağına." Diyerek reddetmişti. Onu dokuz ay karnında zorluklarla taşıdıktan sonra acıyla doğuran kişi karısıydı ve kızlarını ilk o kucağına almalı, ilk o kızlarıyla tanışmalı diye düşünmüştü.

"Seyran," diyerek alınlarını birbirine yasladı Ferit. "Sen bana nasıl büyük bir şey verdiğinin farkındasın değil mi? Seyran... sen bana bir aile verdin. Bundan ötesi olabilir mi? Sen bana mutluluğunun zirvesini yaşattın. Bundan büyüğü olabilir mi?"
Seyran seruma bağlı olan elini Ferit'in yanağına yasladı.

"Asıl sen bana neler yaptığının farkında mısın Ferit? Aile kurmayı değil düşünmek, aklından bile geçirmeyen bir kadına aile kurdurttun. Ben geçmişte kendimi anne olarak hayal bile edemezdim ama şimdi kendimi hayal edemediğim o tabloyu burada yaşıyorum. Eğer sen bana bu güveni vermeseydin bunların hiçbiri olmazdı. Asıl bunun bir ötesi yok."

İkiside gülümseyerek birbirlerine baktığında odanın kapısı açıldı ve içeriye bir hemşire, hemşirenin önünde ise tekerlekli bir beşiğin içinde yatan bir bebek. Bu bebek, onların kızlarıydı.

İkiside heyecanlı gözlerle bakışlarını bebeklerine çevirdiklerinde aynı anda ikisinin de gözleri doldu. Hemşire beşiği Seyran'ın yanına bıraktığında eğilerek beşikte bembeyaz bir tulumun içinde beşikte yatan bebeği dikkatlice kucağına aldı ve Seyran'a baktı. "Kucağınıza almak ister misiniz?" Seyran ilk duraksasada sonrasında hızla başını salladı. Hemşire kucağındaki bebeği Seyran'ın titreyen kollarına bıraktığında küçük bebek annesini hissetmiş gibi eldivenli elini annesinin göğsüne koydu. Seyran küçük kızının eldivenli elini öptü, daha sonrasında da saçlarından ve o mis gibi olan kokusunu içine çekti. "Anneciğim, güzelim, bir tanem, canımın içi... Hoş geldin. Hoş geldin hayatımıza."

Güneşin Doğumu \\ Yalı ÇapkınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin