"İyi Ki Doğdun"

895 98 33
                                    

İyi okumalar!

****

Seyran yüzüne vuran güneş ışıklarıyla gözlerini açtığında gördüğü manzaraya her sabah olduğu gibi yine tebessüm etti.

Ferit ikisinin ortasında yatan minik kızlarını koluyla sarmış, Güneş ise sırtını babasının göğsüne yaslamış küçük eliyle ise baş parmağını sıkıca kavramış uyuyordu. Seyran ise her sabah bu manzarayla güne başlıyordu. Güneş her gece beşiğinde ağlama krizleri geçiriyor, daha sonra ise babasının kucağında sakinleşiyordu. Sonra ise annesi ve babası ile yatmanın bir yolunu buluyordu.

Sessizce yataktan kalkıp geceliğinin askısını düzelterek banyoya ilerledi. İlk önce yüzünü yıkayarak sabah ritimlerini yapıp üstüne de sarı bir elbise giydi ve saçlarını da topladıktan sonra banyodan çıktı.

Ferit ile Güneş'in uyanmadığını gördüğünde ise odadan çıkıp mutfağa indi. Mutfakta kahvaltı hazırlıkları olduğu için hizmetliler telaş içinde oradan oraya koşuşturup yemekleri hazırlıyorlardı.

"Günaydın!"

Seyran'ın geldiğini fark eden Şefika gülümseyerek coşkuyla konuştu. "Seyran Hanımım günaydın! Birşey mi istemiştiniz?"

Seyran başını iki yana salladı. "Yok, birşey istemiyorum. Bugün kahvaltıyı Ferit'le odada yapalım istiyorum. İşe gitmeden ona kendi ellerimle bir kahvaltı hazırlayayım dedim. Sizin için sorun olur mu?"

"Ne sorun olması Seyran Hanım. Bu mutfağın kapıları size her zaman açık."

Seyran'ın gülümsemesi büyüdüğünde kahvaltıyı hazırlamaya başladı. Kahvaltılıkları hazırlayıp geniş bir tepsiye dizdiğinde Güneş'in mamasını ve sütünü hazırlayarak tepsiye yerleştirdi. Ferit'le kendine de birer bardak çay doldurduğunda Şefika da elindeki börek tabağını tepsiye koydu. "Ferit Beyimle, siz çok seviyorsunuz bu böreği. Şimdiden afiyet olsun Seyran Hanım." Dediğinde Seyran gülümsedi. Şefika'ya kısaca sarılarak geri çekildiğinde "Sağol Şefika'm. Afiyetle yiyeceğimizden emin olabilirsin, eline sağlık." Dedi.

Son olarak çatal kaşıkları da tepsiye koyduğunda beline dolanan eller yüzünden irkildi. Burnuna dolan o tanıdık kokuyla ise rahat bir nefes verdi ve sırtını Ferit'in göğsüne yaslayarak kollarına tutundu.

Ferit, Seyran'ın boynuna bir öpücük kondurup kokusunu içine çekerek "Günaydın karıcığım. Hayırdır, sabah sabah mutfakta ne yapıyorsun?" Dedi.

"Günaydın kocacığım. Sana ufak bir jest yapmak istedim sabah, o yüzden de kahvaltı hazırladım bize kendi ellerimle."

Ferit gülümsediğinde bu sefer dudaklarını Seyran'ın şakağına bastırdı. "Ama güzelim, sen bana böyle jestler yaparsan ben hep isterim." Dediğinde Seyran yüzünü Ferit'e döndü. "Sen istersen ben hep yaparım o zaman bir tanem. Hem bugün senin günün. İstediğin her şeyi yaparım."

"Çok güzel söyledin güzelim de, bugün neden benim günüm? Bilmediğim bir şey mi var?" Diye sorduğunda Seyran'ın yüzü anlık düştü.

Ferit her sene olduğu gibi bu senede doğum gününü unutmuştu.

Onunla evlendikten sonra fark etmişti bu durumu. O hep Ferit'in doğum gününü hatırlayıp sürpriz yapsada Ferit her defasında fazlaca şaşırarak unuttuğunu söylüyordu. Ayrıca aileden kimse de hatırlamıyordu.

Ferit'in anlattığı kadarıyla küçükken doğum günlerini sevmediğini biliyordu. Bu yüzden de ailesine de doğum gününü kutlamamalarını söylemişti. Fakat Ferit'in bunu neden yaptığını 'da anlıyordu.

Korhanların sürpriz anlayışını Güneş doğduktan sonra daha net anlamıştı. Pahalı hediyeler ve büyük bir kutlama yapıp, sosyeteden insanları çağırdıklarında bir insanı mutlu edeceklerini sanıyordu fakat anlaşılan o ki, küçük Ferit bununla mutlu olmuyor ve ailesinden sevgi bekliyordu.

Güneşin Doğumu \\ Yalı ÇapkınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin