24

763 89 124
                                        

chrisbng
hyunjin
hızlı cevap ver

hwwmmjjj
efendim
noldu
kalbim ağzıma geldi amk|

chrisbng
dışarı çıkabilir misin şu an

hwwmmjjj
evet
bir şey mi oldu

chrisbng
konuşacağız
ne anlatacaksan gel anlat
okulun arkasındayım
ve sadece on beş dakika bekleyeceğim seni
gelmezsen giderim

hwwmmjjj
siksen anca rahatlayacak gibisin|
geliyorum

24. affetmenin ne demek olduğunu öğrenmek

onu dinlersem içindeki suçluluk azalır mı?

son birkaç gündür bu cümle, bir el şekline bürünüp chan'ın boğazını sıkıyordu. nefes almasını engelliyor, yüzü mosmor oluncaya dek bırakmıyordu. hyunjin'in ne kadar pişman olduğuna şahit oldukça iradesini kaybediyordu. ona karşı ördüğü duvarı, kendi elleriyle yıkmak üzereydi. çünkü hyunjin'e olan sevgisi veya birlikte geçirdikleri yıllar bir kenarda dursun, bir insanın böylesine bir suçluluk hissetmesine nasıl göz yumabilirdi? artık bunun sebebi olmak istemiyordu. bundan yorulmuştu ve hyunjin'i istese de kendinden uzaklaştıramadığını fark etmişti. bu durumda elinde onu dinlemekten başka bir çare yoktu.

eğer uzun saçlının iddia ettiği kadar ikna edici bir açıklaması varsa belki her şey düzelirdi. en azından chan onu affedebilirdi ve aralarındaki kırgınlık, bir rafın en uzak köşesine kaldırılırdı. bu şekilde aldıkları nefes onlara zehir olmazdı.

aslında ikisinin de ihtiyacı olan tek şey biraz sevgiydi. mesela hyunjin, uzun uzun chan'ın yanaklarını öpse çok güzel olurdu ve chan hyunjin'in saçlarını örse geride hiçbir sorun kalmazdı. tabii bunlar sadece hayalden ibaretti. öylesine bir gün, yemek yerken, duş alırken, ödev yaparken kurdukları hayallerden yalnızca bir tanesiydi.

çok güzel bir arkadaşlıkları vardı zamanında. kimsenin toz konduramayacağı kadar özeldi her şey. hyunjin ve chan'ı ayrı görmeniz imkansızdı. beraber yapmadıkları bir şey yoktu. böylesine temiz bir arkadaşlığın üstü nasıl da çamurla kaplanmıştı? bunun suçlusu neden hyunjin'di? hyunjin'i suçlamak bir işkenceydi chan için. ona sinirli olmak, ona sinirli olmasından dolayı onun kötü şeyleri hak ettiğini düşünmek... kim lise aşkını kafasında bu konuma koymayı kabullenebilirdi? chan da kabullenemiyordu. erkeklerden hoşlandığını keşfettiği ilk andan beri seviyordu hyunjin'i. onu yavaş yavaş ve kusursuz bir şekilde sevmişti. bu yüzden her şeyin üzerinden neredeyse bir sene geçmiş olmasına rağmen içinde yanan aşk ateşini söndürecek suyu bulmak için çaba sarf etmiyordu.

onu unutmak istemiyordu ki. hyunjin'i kötü lise hayatının rahatsız edici anıları arasına gömmek en son tercih edeceği şey bile değildi. onu affetmek neden bu kadar zordu? çok mu ileri gidiyordu bu öfkesi? geri dönülemez bir noktada mıydı? hyunjin chan'ı sevdiğini söylüyordu. bu olay kaç kez siyah saçlının rüyalarını süslemişti, karşısında onu sevdiğini söyleyen bir hyunjin varken gözlerini kaçıramazdı. hyunjin'in pespembe dudaklarının arasından dökülen o iki sözcüğü duymak için çırpınırdı anca. bunu bildiğinden hyunjin'le konuşmak istememişti. ondan yüzünü görmek istemeyecek kadar nefret etmiyordu. aksine yüzünü ilk gördüğü anda onu affedecek kadar âşıktı hyunjin'e.

beautiful boy | hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin