Kac gündür bölüm yazamamıstım cünkü bilin bakalım kim covid bitmesine ragmen mükemmel sansıyla tekrar yakalandı?? Tabi ki ben. Bir de üstüne dün okulda telefonu ilk defa vermemisim (yalan) pat diye arama yapılmasın mı? Götümden akan yerleri bi ben bi müdür biliyo valla.
Neyseee bugün yine yeni bir bölümle karsınızdayımm kitap asırı az okunuyo ve hakettiği değeri kesinlikle görmüyor ama yine de bu ficime karşı umudum tam.
Her bölüm hatırlatıyorum ve yine hatırlatıcam cünkü yapmıyonuz aq YORUM YAZIN lütfen sekerparelerim çünkü okuması çok zevkli ve bölüm yazma isteğimi getiriyor
Öff çok konustum yine aww geçelim bölüme
İyi okumalarrr
×××
Ayrıldıktan sonra kumaş engelinin bulunduğu aletimdeki elini bir
anda pantolonumdan içeriye soktu ve dudaklarıma fısıldadı."... 'babacığım'ı tercih ederim."
Dudaklarım kendiliğinden aralanırken duyduğum sözlerin şoku içerisinde kaşlarımı çatlamadan edemedim. Bu herif ne diyordu böyle? "N-Ne?"
Gözlerini devirdiğinde aletimdeki elini indirdi ve saçlarını geriye doğru taradı. Kafasını da geriye doğru eğmişken oflamaya başladı. "Bu kadar seksi olmasaydın seni çoktan küle çevirmiş olurdum..."
Bir şeyler mırıldandığını duyabiliyordum ama kulağıma tam olarak ilişmemişti kelimeleri. Tekrardan yüzlerimiz aynı hizaya geldiğinde dudaklarıma yaklaştı. Bakışları dudaklarıma kayarken kıstı gözlerini. Ardından ise bakışlarını gözlerime kaldırdı ve yavaş bir hamleyle dilini alt dudağımın üstünde sürükledi. Dudağımı yanlamasına yalamaya başladığında hızla geriye çekildim.
"Bana yaklaşmayı kes!"
Gözlerini yummuş, kaşları çatılmıştı. "Bak yakışıklı. Sinirlerimi bozmaya başlıyorsun. Ah...sadece uslu dursana." Elinin ayasını kasıklarına sürte sürte indirerek penisini kavrarcasına sıktığında kendi canım yanmış gibi kaşlarımı çattım.
"Görüyor musun? Sadece boşalmaya ihtiyacım var. Boşalt beni." Her bir kelimesinde biraz daha dibine girerken onu omzularından ittim. "Siktir git! Sapık mısın lan?!"
"Bak... Uyuduğun için kendimi tüm gece zor tuttum zaten. Hmm... Bir nevi sana insanlık yaptım diyelim. (Kıkırdadı arsızca) Olmamama rağmen..."
Son söylediği sözler beynime balyoz yemiş etkisi yaratırken irkildim. Ne demişti? İnsan olmamama rağmen mi? "Nesin sen?"
"Ya kıtsın ya da anlamamazlıktan geliyorsun. Şeytanım diyorum ya sabah beri. Belli ki işte Tanrı, birinden alıyor..."
O sırada elini -sertleştiğini bile fark etmediğim- penisime doğru uzattı. Asker pantolonumun üstünden dürttü. "...Birine veriyor." Ettiği imayı anladığımda boğazımı temizledim.
"Sen çocuk mu kandırıyorsun lan? Şeytanmışsın falan filan... Bebek yok karşında. Adam gibi anlat."
İki elimle çıplak boynuna sıkıca sarmaladım. Sıkıyordum ama öldürecek raddede değildi. Bir cevap almadan öldürmek yararıma olmazdı. Yüzüne arsız bir gülümseme yerleşirken diliyle dudaklarını ıslattı.
"Kimin nesisin sen? Ve en önemlisi, bebek nerede?"
O bebeğe kesinlikle bir şey olmaması gerekiyordu. Tanrı onu bana emanet etmişti. Göz göre göre ölüme terk etmek yerine ona kol kanat gerecektim. Benim yaşadıklarımı yaşamaması için uğraş verecektim. Bu düşünceyle uyumuş, bu düşünceyle kalkmıştım bu sabaha.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanını Nasıl Eğitirsin? |taekook|
FanfictionCehennemden kovulan Şeytan Jungkook dünyaya bir bebek olarak, tam da komutan Kim Taehyung'un kollarına düşer. - Semetae - Ukekook Kitap rahatsız edebilecek ögeler bulundurmaktadır.