Türkleşmiş bir koreli kızımızın İstanbuldaki hayat mücadelesidir eğlenceli bir romantizim hem de Kore dizisi tadında keyifli bir kurgudur
Esas oğlandan bahsedecek olursak sorumluluk sahibi sert duruşlu hüzün bakışlı bir İstanbul beyefendisi diyebili...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güne dert sıkıntı içinde değil de huzurla uyandım hatta baya erken uyandım kahvaltı mı ediyorum stajerlikten kurtulduğum o kutlu gün çıkışında insan kaynaklarına gidip maaşımı konuşmuştum ve kadrolu çalışan olarak bugün işe gidecektim bu huzuru bile size anlatamam telefonum çalıyor acaba nereye bırakmıştım gidip hiç bakasım yok ama paytak paytak yürüyerek odama gittim telefonu elime aldığımda kayıtlı olmayan bir numaranın aradığını gördüm ve açtım tam alo diyecekken karşı taraf konuşmaya başladı ' günaydın o hani ben Selim numaranı Buseden aldım sakıncası yoktur umarım' ben de ' günaydın Selim bey sakıncası yok buyrun ne diyecektiniz?' 'Bugün ofise uğramadan direk sahaya gitmemiz gerekecek Sedef hanım işleri hızlandırmamızı istedi' ' peki ben direk sahaya mı geçiyim?' ' yok hayır ben seni almaya geliyorum uygun mudur senin için?' Ah kibar adam ' tabi olur kaçta burada olursunuz' ' 1 saate gelmiş olurum' ' tamamdır' görüşürüz diyerek telefonu kapattım ve hemen numarasını kaydettim bir saatim vardı acil hazırlanmam gerekiyor . ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Tam 2 saattir Selim bey bekliyorum hala gelmedi acaba beni unuttu mu ? Arasam ayıp olur mu? Acaba başına bir şey mi geldi? Düşünmekten kendi kendimi yedim resmen madem ki geç gelecekti acele etmezdim bari bu saatte de trafik olur muydu ki İstanbul'da hiçte bilmiyorum telefonum çaldığında hemen elime aldım arayan Selim bey de açtım ' o hani ben geldim seni bekliyorum ' ' hemen çıkıyorum' diyerek telefonu kapattım evi son bir kontrol edip kendimi dışarı attım Selim bey gördüğümde yeşil tonlar da bir kısa kol altına hardal rengi bir pantolon giymiş baya rahat bir kombin olmuş uzaktan hoş gözüküyordu bu adama karşı içimde bir şeyler hissetmeye başlamıştım bunu kabul ediyorum onunla alakalı merak ettiğim bir çok konu vardı yanına vardığımda tekrar günaydınlaştık kapımı açtı ve bindim yola çıktığımızda proje hakkında konuşmaya başladı direk ' Buse ile yapmış olduğunuz taslakta senin üzerinde durduğun konular benim de aklımda not aldığım yerlerdi bu yüzden seninle sahaya tekrar çıkmak istedim ama notlarımızı güzel tutalım bunu ofiste tekrar masaya yatırmamız gerekecek' ikimizin de aynı konular üzerinde durması benim için önemli çünkü demek ki doğru yoldayım gülümseyerek 'tabi notları güzel tutacağım' dedim Selim Bey'in telefonu çaldı arabaya bağlı olduğu için kimin aradığı ben de görebiliyordum Yiğit Demir arıyordu bildiğim kadarıyla bu firmanın yönetim kurulu üyesi telefonu kulağına getirdiği için karşı tarafın ne dediğini duyamasam da Selim bey benim yanımda gayet rahat bir şekilde bu ablasının çocuklarının velayet hakkında rahat rahat Yiğit beyle konuşuyordu ' mahkeme haftaya ertelendi bu son dava olacağını düşünüyorum artık uzamasına gerektirecek bir durum yok elimden gelenin fazlasını yapacağım' karşı tarafı dinliyordu ' biliyorum ama benim için hiçbir şeyin önemi yok önceliğim Damla ve Ahmet' sanırım bunlar yeğenlerin isimleri ' tamam bir gelişme olursa yine bana haber verirsin görüşürüz' biraz daha karşı taraf dinleyip telefonu kapattı. Gülümseyerek bana döndü ' eee sen nasılsın o hani' yönüm ona dönerek ' İyiyim Selim bey bu arada tekrar teşekkür etmek isterim beni Stajyerlikten kurtardınız' bana gülerek ' bu senin azmin ve gayretin hak etmiştin' Siz nasılsınız diye bu sefer ben ona sordum ' iyiyim şu sıralar uğraştım bazı mevzular var sen de kulak misafiri oldun onlarla uğraşıyorum onun haricinde sorun yok' Benim yanımda rahat konuşması bana güvendiğini anlıyorum bu hoşuma gitmişti bu konu hakkında ona soru sormayacaktım burnumu sokmak beni ona karşı kötü gösterecekti gülümseyerek ' umarım beklediğiniz sonucu alırsınız' dedim oda 'Amin İnşaAllah' dedi Projeyi yapacağımız yere gelmiştik arabayı park edip direk sahaya ilerledik. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Sahada işimiz bittiğinde sıcaktan erimiştim resmen anlımdaki teri selpakla silerken Ahmet gülerek 'alnımızın teriyle para kazanıyoruz yaaa ' diyerek oda yüzünü silmişti komik söylediği için ben de güldüm Ahmet teknik konuda yardımcı olmak için biz geldikten iki saat sonra oda yanımıza gelmişti. Ahmet'le biz gülüşürken Selim bey geldi hadi arkadaşlar ofise dönüyoruz Ahmet Selim bey bu civara yakın bir işim var arkanızdan gelsem olur mu diye sordu Selim bey tabi dedi biz o ha mi ile dönüyoruz öyleyse diyerek beni işaret etti beraber arabaya doğru yürümeye başladık bindiğimizde hemen camları açtım bana gülerek 'çok mu daraldın' diye sordu ben de 'evet yandım resmen' dedim 'o zaman bugünkü zorlu çalışma gayretin için sana bir dondurma ısmarlayayım' dedi ben de kendimi tutamayarak ' ooo siz benim her çalışmamda ödüllendireceksiniz ben bu işi çok sevdim' dedim bana bakıp güldü 'hadi o zaman dedi gidelim' bende gülümseyerek 'gidelim' dedim
