5- Yüreğe Yağan Sevda

1.2K 70 65
                                    

Uçpazar ve Yenişehir arası

Vuruşma başlayanda yağız gök delinircesine gürledi.

Alaeddin ve Orhan, var güçleri ile karacelasun itine atıldılarsa da nökerler buna mani oldu. Karacelasuna ulaşabilen ilk isim Orhan'dı. Alaeddin ise payına düşen üç nöker ile birden cenk ederdi.

Holofira kendisine doğru gelen pusat darbesinden kurtulmak için geriye doğru eğilerek pusatın, üzerinden geçmesini sağladı. Doğrulduğu anda da karşısındaki nökeri biçti.

Bala ve Malhun sırt sırta vermiş Allah ne verdiyse kesiyorlardı.

Fatma, oklarını yayına bir bir takıyor, her hedefini on ikiden vurarak indiriyordu. Çolpan da tıpkı babası gibi çok iyi okçuydu o da Fatma ile bir, attığı her oku hedefe isabet ettiriyordu.

Canla başla vuruşan Osmanoğulları yorulmaya başlamıştı gayrı. Üzerlerine bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun da pek eyi etki ettiği söylenemezdi.

Kıyafetleri ıslananda hareket etmeleri zorlaşırdı, elleri ıslananda pusat ellerinden kayardı. Islanan toprak ayaklarının kaymasına sebep olurdu. Kayı alpleri bir bir şehit düşerdi.

Holofira, önündeki nökeri kestikten sonra gözü fatma'ya doğru kaydı. "Fatma!" Bağırışı ve fatma'ya doğru atılması bir oldu. Fatma, bir nöker ile dövüşürken arkasından yaklaşan nökeri görememişti.

Nöker ile aynı anda pusat sallayan Holofira, nökeri kesmeyi başarmıştı ama nökerin salladığı pusat da holofira'ya denk gelmişti. Şaşkın gözlerle arkasını dönen Fatma'nın kucağına savruldu Holofira.

"Holofira!" Orhan'ın bağırışı savaş meydanında yankılandı. Düştüğü yerden kalkarak sevdiği kadına doğru koştu. Önüne gelen herkesi tek tek biçerek vardı Holofira'nın yanına. Başını kucağına alıp yarasına baktı. Ciddi bir şey gibi durmazdı lakin Orhan, kendini ölecekmiş gibi hissetti, nefes alamazdı.

Alaeddin, karacelasun ile vuruşuyordu ama pek adil bir dövüş değildi. Karacelasunla bir, her defasında üç beş nöker de kesmesi gerekiyordu. Kolları yorulmuştu artık. Karacelasuna sert bir tekme attığında karacelasun da ona atmıştı. Birlikte geriye savrulduklarında öfkeyle soluyarak baktıklar birbirlerine.

Etrafta onca nöker vardı ama beş Kayı alpi anca kalmıştı. Alaeddin, ailesi için korkardı.

"Hepinizin kellesini alacam!" Dedi karacelasun büyük bir zevkle, işaret parmağını savaş meydanında gezdirerek.

Üç nöker ve karacelasun kılıcını kaldırıp Alaeddin'e doğru atıldı.

"Siz evvel kendi kellelerinize sahip çıkın!"
Diyen bir hatunla, cenk meydanına ok yağmaya başladı.

Alaeddin'e atılmak için hareketlenen nökerler bir bir düştü toprağa. Karacelasun da payına düşen oku, koluna almıştı.

Alaeddin oldukça tanıdık gelen, kalbinin hızını değiştiren sese doğru döndü yüzünü.

"Hileci hatun..." Dedi fısıltıyla.

Kaç zamandır görmek için dua ettiği, bulmak için Söğüt'ü didik didik ettiği gül çehre karşısındaydı işte.

Alaeddin, çarpan kalbinin sesinden cenk meydanındaki vuruşmayı işitmez olmuştu. Onu kendine getiren dibine kadar giren nökeri hedef alarak indiren hileci hatunun oku oldu.

İkisinin gözleri kesiştiğinde bakışlarından alev çıkardı sanki.

Gonca ufak bir baş selamı verdiğinde Alaeddin de kendine gelerek baş selamı verdi ve cenk meydanında fırtına gibi esmeye başladı.

AlGon🌼🤍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin