Keyifli okumalar 🌼
Yorumlarınızı bekliyorum 💙
----------------🌼-------------
'Baharda esip gülleri usulca sallandıran yelleri güzel sanardım. Seni görene dek. Salınan güllerden yayılan kokunun en güzel koku olduğunu sanardım. Kokunu alana dek. Ah, ben ne bilmezmişim ki senin olmadığın bir vakitte bir şeylere güzel demişim. Ben ne denli körmüşüm ki senden güzel bir şeyler olabileceğini düşünmüşüm" dedi içinden Alaeddin.
Pencereden odaya yansıyan gün ışığının Gonca'nın saçlarında hayat bulmasına bakardı sırıtarak. Elinin içine almış olduğu bir tutam saçı okşardı narince. Derin bir nefes alıp hatununa baktı. Hatununa!
Bunu düşününce tekrar sırıtıp derin bir nefes aldı. Gonca'nın yüzünü inceledi usul usul. Akan zamanın dikenli kolları onlara ulaşmıyor gibi... Cihanda havanın bulunduğu tek yer bu odaymış gibi... Okunacak tek kitap, Gonca'nın saçlarından yayılan hayat ışığıymış gibi telaşsız, huzurla ve aşk ile izledi onu Alaeddin.
Bütün gece uyutmadığı hatunu, sabah uykusunda izlemek de ayrı bi' güzeldi onun içün. Gonca'nın her haline ölüyordu Alaeddin. Tek bir anını kaçırmamak adına gözlerini üzerinden ayırmayacaktı.
Avuçlarındaki saç tellerine, huzurla uyuyan gül surete baktı. 'Hatun değil de yüreğim vardır sanki avuçlarımda. Göğsümün içine alıp bir ömür saklasam kendime... Kimse ilişemese sana. Dert nedir görmesen, illet nedir bilmesen... Tek bildiğin bana hayat olduğun olsa. Huzurla yaşasan, umutla baksan' dedi içinden. Daha gün doğmadan kalkmıştı Alaeddin. Gonca'nın saçlarıyla oynamış, kirpiklerinin ucuna dokunmuştu usulca. Dudaklarını okşamıştı var ile yok arasında olan hareketlerle. Onu divaneye çeviren kokusunu eyice çekmişti yüreğine.
Gonca'ya dokunmadan duramazdı. Kimse ile muhatap olmayan Alaeddin ilk defa dokunuşlarının birine muhtaç olduğunu hissederdi.
Gonca'yı deli gibi öpüp sarıp sarmalamak istese bile şu manzarayı bozmamak adına heç bir harekette bulunmamıştı. Lakin gayrı sabrının sonuna gelmişti.
Sabah beridir sızlayan dudaklarının ağrısını alıp dermanına kavuşturmak adına Gonca'nın kiraz dudaklarının üzerine kapanıp ufak bir öpücük bıraktı.
Gonca, sinek kovalar gibi elini sallayıp diğer tarafa dönende onun bu hareketine sırıttı Alaeddin. Bu defa da açıkta kalmış olan boynuna sakallarını sürtük ufak bir öpücük bıraktı.
Gonca bir kere daha huysuzca kıpırdanıp kaşlarını çattı uykusunda. Uykusu hafif olurdu normalde lakin nicedir yaşadıkları da dün gece olanlar da normal değildi onun içün. Pek derin uyur olmuştu.
Alaeddin yüzündeki gülümseme ile tekrar Gonca'nın boynuna sakallarını sürttü. Tam öpmek içün hazırlanırdı ki yüzüne inen sert tokat ilen neye uğradığını şaşırdı.
"Ne inatçı sinekmişsin!" demişti Gonca, tokadı atarken. Uykulu sesi bile ayrı bir güzeldi. Lakin yanağı sızlayan Alaeddin şaşkınlığından sebep o güzelliği pek idrak edememişti.
Gonca, çıkan sesten ve iniltiden sebep gözlerini açıp doğruldu hemen. Başını yana çevirip Alaeddin'i görende beti benzi attı. Korkudan, utançtan ne edeceğini şaşırıp ayağı ile yataktan itti Alaeddin'i. Hızla dizlerinin üzerine oturup yorgan ile üzerini örttü uyku sersemi olan Gonca.
Yatak kenarına düşmüş olan Alaeddin şaşkın gözler ile bakıyordu Gonca'ya
"Alaeddin ne edersin sen benim odamda?" diye bağırdı Gonca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AlGon🌼🤍
Historical Fiction"Aklına pek güvenme yani Alaeddin, bir güzelin gülüşüne bakar yitirmen" Diyen Orhan'a baktı Alaeddin... Etrafı kasıp kavuran Moğol, gözünü bu defa da Türk'ün son sığınağı, bel kemiği olan iki güçlü türk beyliğine dikti. Bizans Türk'ü Anadolu'dan at...