Keyifli okumalar, bol sabırlar🦋✨
Bol yorum plzzzz🥹😍
------------------🍃-----------------
"SİZ BUNU NASIL EDERSİNİZ OSMAN BEY?" diye sarayı inletircesine bağırdı Mahmud bey.
Kızının üzerine kuma alınacağını öğrenende ilk işi Yenişehir'e gelmek olmuştu.
Germiyan sınırına doğru giden Baysungur ve Kayı sınırına doğru giden Aykız hatun yolda birbirlerine denk gelmişlerdi. İyi ki de gelmişlerdi zira artlarından gelen kefereye bir olup karşılık vermiş böylece Gonca ve Alaeddin'in onlara emanet ettiklerini koruyabilmişlerdi. Geriden gelen Cerkutay bey Gonca hatunun olmadığını görmüştü. Geriye dönen Baysungur, Alaeddin beyin olmadığını görmüştü.
Evlatlarını arayan haneler heç bir şey bulamamıştı. Yakup bey haberi alır almaz Osman beyin daveti ile ordusunun küçük bir bölümünü de alarak Kütahya'yı evladına teslim edip yenişehire doğru yola çıkmıştı.
Sabah Kayı sarayına varmış olan Yakup bey, Osman bey ile evlatlarının peşine düşmüştü ve bulgular oydu ki evlatları esir edilmişti.
Yakup ve Osman zaten sinir doluyken üstlerine bir de Mahmud bey gelir olmuştu.
"HADDİNİ BİL MAHMUD BEY! BENİM SARAYIMDA, BENİM DİVANIMDA, BENİM HUZURUMDASIN! HANGİ CÜRRET İLE BAĞIRIRSIN?" diye bağıran Osman elini yumruk yaparak ona doğru sallayarak konuşmuştu.
"Hemi kızıma kuma-" diye başlayan Mahmud beyi yarıda kesti Yakup ve öfke dolu bakışlarını onun üzerine çevirdi.
"İmdi senin kızından daha büyük meselemiz vardır Mahmud bey! Kızım da Alaeddin bey de kefere elinde esirdir! Ya o sesini kesersin ya da ben kesmesini bilirim! Kızım ortada yok iken senin anlamsız bağırtılarını mı dinleyecem, kızımı mı bulacam?"
"İnşallah heç bulamazsınız" dedi Sırma nefret ile. Bütün bakışlar ona doğru döndü. (Y.N: Offf şimdi burada bir Esma olacaktı ne güzel yolardı bunu🥹)
"Kendine gelesin Sırma hatun!" diye sinirle konuştu Bala. Yakup bir hışım Mahmud'a çevirdi gözlerini.
"Kızın adına bağıracağına git oturt dizinin dibine, bey divanında nasıl konuşulacağını öğret Mahmud bey!" dedi öfkeyle.
Mahmud ve Yakup birbirlerine ters ters bakarken Osman ikisinin arasına girip ayırdı onları.
"Sakin olasın Sırma" dedi Afife hatun. Babasındaki bakışlarını anasına çevirdi Sırma.
"Ne deyu susacakmışım ana? Hatunu olan ere varacak olan bir gurursuz ne deyu umrumda olsun?"
Hançerini çeken Aykız, Sırma'nın boğazına dayadı. Zira az evvel Saadet hatundan işaret almıştı.
Sırma kendi hançerine yeltense de Aykız hançerini daha fazla boynuna dayadığında durdu.
Divandaki diğer alplar ve bacılar da pusatlarına yeltenmişlerdi lakin Osman ve Yakup kendi alplarını ellerini kaldırıp durduranda Karaman alpları da pek bir şey edemediler.
"Sen ne edersin Aykız hatun?" diye gürledi Afife hatun
Saadet ellerini belinde birleştirerek ağır adımlarla Sırma ve anasına doğru ilerledi. Tam önlerine dikilerek gözlerinin içine baktı. "Sizin kara yüreğinizden ağzınıza vuran leş kelamları dinlemeye gelmedik biz Afife hatun! Kızım bir şey edecekse de edebiyle, şerefiyle, hanesi için edecek. Atanın, ahalinin eyiliği ne gerektiriyorsa onu edecek zira benim kızım devlet üzere yetişti. -bakışlarını küçümsermişçesine sırmaya çevirip tekrar Afife'ye döndü- Atanın, ananın, beylerin önünde ne edeceğini bilerek yetişti. Enik gibi bey otağında, divan ortasında bağırıp da kendini küçük düşürecek değil ya." Bir adım daha yaklaştı Sırma'ya ve gözlerinin içine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AlGon🌼🤍
Historical Fiction"Aklına pek güvenme yani Alaeddin, bir güzelin gülüşüne bakar yitirmen" Diyen Orhan'a baktı Alaeddin... Etrafı kasıp kavuran Moğol, gözünü bu defa da Türk'ün son sığınağı, bel kemiği olan iki güçlü türk beyliğine dikti. Bizans Türk'ü Anadolu'dan at...