Kiss || Aslaz

• forbidden fruit •

Umarım hikayeyi ve daha ne kadar yeni olsada evreni sevmişsinizdir. Bir kaç bölüm sadece Asi-Alaz ilişkisine odaklanmak istedim. Yavaş yavaş da Asi'nin geçmişine değinmeye başlayacağım.

Bu bölüm cinsel içerikli bölüm olduğu için rahatsız olabilecekler için önceden uyarımı yapayim. Umarım bölümü sever ve yorumlarınızı eksik etmezsiniz. Keyifli okumalar.

☆

"Seni."

Kanında dolaşan alkolden bulduğu cesaretle mi yoksa uzun zaman önce kaybettiği sağduyu yoksunluğundan mıydı itirafı bilemedim. Ama Alaz'ın histerik karakteriyle uyuşan bir itiraftı bu; beklenmedik, sarsıcı ve yakıcı.

Solgun eli, daha önce yaptığı gibi yüzümdeki yerini aldı ve yanağımı okşadı. Gözleriyle beraber başparmağını da dudaklarıma sürükledi. Yanağımdaki hafif dokunuşlarıyla kendimi tamamen teslim ettim ona, irkilerek titrek nefesim çarptı suratına önce. Sonra dudaklarımın üzerindeki parmağının baskısını arttırdı gözlerimiz kesişirken. Aramızdaki mesafeyi sıfıra indirmek için küçük bir adım atarak bana daha da yaklaştı.

"Alaz..."

Mırıldanışımı umursamadan iç çekip parmağıyla çekiştirerek kendine biraz daha alan ayırdı dudaklarımın arasında. Nefes almamı olanaksız hâle getirirken sessizce mağlup etti beni yeniden. Alaz ile girdiğim her savaşı kaybetmeye mahkumdum zaten.

"Sadece merak ettim."

Belimdeki elini bedenimle temasını kesmeden saçlarıma götürdü ve kısa buklelerimi parmağına dolayıp serbest bırakırken, yüzünde hevesli bir bakışla gözlerini çehremde gezdirdi.

"Neyi merak ettin?"

"Benim hissettiklerimi sen de hissettin mi, Asi?"

Yırtıcı bir hayvanın bakışlarına kilitlenmiş av gibi sersemlemiş hissettim. Ağzını her açtığında, kurduğu her cümlede beni yeniden şaşkına uğratıyordu. Tamam Alaz'ın dengesizliklerine insan zaman geçtikçe alışıyor ve artık normal bile geliyordu davranışları. Şaşıramıyordun yaptıklarına, çünkü o Alaz'dı. Kendimi bildim bileli, yıllardır tanıdığım çocukluk arkadaşım Alaz. Ama şimdi... durum farklıydı. Gerçekten Alaz'dan beklemediğim için mi yoksa benimle aynı karmaşık duyguları paylaştığına inanmadığım için mi şaşırıyordum onu bile idrak edemiyordum artık. Algılarımı tamamen kapatmış, Alaz'ın büyüsüne kapılmıştım.

Başını aşağıya eğdi ve dudaklarını dudaklarıma nazikçe dokundurdu. Nefesimi kontrol altına alma ihtiyacıyla derince nefes aldım Alaz'ın dudakları dudaklarımın üzerin de benimle dalga geçerken. Yarattığı tahribat o kadar büyüktü ki üzerimde, yine ben yıkacaktım duvarlarımı onun için. Beklenti içimi yiyip bitirirken, o geceki gibi ben ileriye atılıp öpecektim Alaz'ı ilk önce. Fakat sonra geri çekildi. Başını boynuma gömüp kulağımın altına yumuşak bir öpücük bıraktı. Saçlarımdaki ellerini boynuma kenetledi başımı yana doğru eğerken. Sıcak dudakları minik öpücüklerle omzuma kadar indi.

"Alaz."

Sızlanmamı umursamadan dudakları çeneme doğru hareket etti, nefesi boynumu sarmalarken dudaklarıma bir gülümseme yayıldı. Nefesinin tenimin üzerindeki sürtünmesi hoşuma gitmişti, içimi gıdıklamıştı his.