BÖLÜM:15(+18)

58.7K 743 667
                                    

Sınır geçmedi ama yine de attım. Lütfen izlenme sayısına göre oyu biraz daha yükseltelim.

İyi okumalar aşklarım ❤️❤️❤️

Etraf karanlıktı. Ama yakınım da konuşulan sesleri net bir şekilde duyuyordum.

"Ne zaman uyanacak? Sabah oldu neredeyse, Bora. Biz niye Afra'yı hastaneye götürmedik?"

"Bir sus be kızım ne çok soru sordun sabahtan beri! Hastanelik birşey olmadı sen abartıyorsun,bayıldı sadece."
Gözlerimi yavaşça açtığım da Bora ve Çiçek koltukta oturuyordu. Gördüğüm kadarıyla Bora'nın elinde içki vardı. Ne zaman bana bişey olsa yada yanında olmasam içki içiyordu.

"Ben mi abar- Afra! Şükür uyandın. Nasılsın, iyi misin?" Dibime girip bağırarak sorduğu sorulara karşı yüzümü buruşturdum.

"İyiyim Çiçek, ama biraz daha kulağımın dibinde bağırmaya devam edersen tekrar bayılabilirim." Bora ayağa kalkıp sert bir nefes vererek konuştu.

"Sabahtan beri aynı eziyeti bana çektiriyor. Sen nasıl katlanıyorsun bu kıza? Şahsen ben sadece 4 saat bile dayanamadım da."

Bayılmadan önce olanlar geldi aklıma. Bora'yı bir kadınla yatakta yakaladığımı hatırlayınca kaşlarım çatıldı. Ayağa kalkmak istedim ama çiçeğin beni omuzumdan geri koltuğun üzerine yatırması ile kendimi oturur pozisyona getirdim.

"O en azından sadece konuşarak benim başımın etini yiyor. Senin yaptığına ne demeli? Önce senin yüzünden kaçırıldım, ardından ihanete uğradım. Sırada ki bir odaya kapatıp işkence ettirmek mi?"

Yüzü düştü. Yaptığından pişmandı fakat bu ona sunduğum son şansdı.

Sen öyle san.

İç sesim susar mısın?

"Sarhoştum." Diyebildi sadece. Sinirle güldüm.

"Sarhoşmuş. Aman ne üzüldüm! Çiçek, yürü eve gidelim. Daha fazla bu evde kalmak istemiyorum."

Çiçeğin yardımıyla ayağa kalktığım sıra da Bora da kalktı ve kolumdan tuttu

"Arkadaşın tek gidiyor. Sen burda kalıyosun!"

"Pardon?" Çiçekle aynı anda konuştuk. Ardından tekrar ben konuştum.

"Bu teklifini kabul edeceğimi mi sandın? Senin varlığın bile bana zarar!" Diyerek bağırdım. Kolumu hala bırakmamıştı. Çiçeği göstererek konuştu.

"Son sözümü söyledim. Şu kızı gönder,sen buradasın."

"Arkadaşımı almadan şuradan şuraya gitmiyorum!"

"Bana bak Çiçek misin böcek misin her ne boksan! Çık git şu evden elimden bir kaza çıkacak."

"Sensin lan böcek. Afra hadi gidelim artık.Bu kendini beğenmişle mi uğraşıcaz ya!"

Dayanamayıp kulaklarımı kapatarak bağırdım.

"Yeter! İkiniz de susun! Çiçek, bak biliyorum benim için endişeleniyorsun. Ama lütfen, sen git. Ben ev tutana kadar dayanırım. Kötü birşey yaşanmadan git sen. Birşey olursa sana haber vericem söz veriyorum."

Bora'yı biraz tanıyorsam beni her türlü buraya getirecekti. Ya adam akıllı yada zorla. Ama ben kendimi yine burada bulacaktım. En iyisi kimseye birşey olmadan kendi isteğimle burada olmaktı. Tabi burada olduğum sürece Bora'ya cehennemi yaşatacaktım. Şuan asıl korkması gereken kişi Bora'ydı...

"Ne diyorsun, Afra? Bu evde kalmak istemeyen sen değil miydin? Doğru söyle seni tehdit mi ediyor? Bana bak lan öküz gölü, eğer bu kızı tehdit ediyor olmuşsan yemin ederim kendi ellerimle gebertirim seni." Bora birden Çiçeğin üzerine yürümesi ile kolundan tuttum.

SEKRETER (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin