Arkadaşlar sınır koymamın sebebi okunmaya göre oyların çok az olması. O yüzden rica ediyorum özelden bana hesap sormayı bırakın.Bu bölüme sınır koymuyorum ama belirli bir oy geldikten sonra 20. Bölümü atarım ancak.
İyi okumalarr ❤️❤️
Gerçekten neredeyse iki saattir bekliyorduk ki ne şansızlıksa Bora'ya ulaşabilmek için evden aldığım telefonun da şarjı bitmişti. Bora her ne kadar telefonu sakın kapatma dese de umarım şu an benimle konuşamadığı için telaşlanmıyordur.
Hava çok soğuktu ve biz ormanlıkta oturacak yer bulamadığımızdan kaldırım gibi bir yer de oturup bekliyorduk. Lara yanımda tir tir titreyip koluma sarılırken bende diğer kolumla onu sarmalayıp hem onu hemde kendimi bir nebze ısıtmaya çalışıyordum. Daha fazla dayanamayıp ayağa kalktım.
"Oturdukça daha çok üşüyeceğiz. Bekle bekle nereye kadar!" Diye isyan ettiğim de Lara beni duymuyormuş gibi gözünü bir yere dikmiş bakınıyordu. "Lara, kiminle konuşuyorum ben acaba?"
Sonunda gözlerini bana çevirip derin nefes alarak rüzgardan önüne gelen saçlarını geriye attı ve o da ayağa kalktı.
"Haklısın, biz bir yolunu bulup eve gitmeye çalışalım. Baksana konum attığımız halde aralıksız iki saattir buradayız ve hala tek bir araç bile geçmedi. Şu tarafa doğru yürüyelim, belki bir araba falan geçebilir." İşaret parmağı ile gösterdiği yöne giderken bende arkasından gittiğim sırada arkamızdan gelen bir ses kulağıma çok tanıdık gelmişti.
"Bekleyin!" Diye seslendiğinde ikimiz de olduğumuz yer de durup sesin geldiği tarafa baktık fakat karanlık olduğu için sesin kimden geldiğini hala anlayabilmiş değildik. Gittikçe yaklaşan adam karanlıkta daha belirgin görünmeye başlayınca artık kim olduğunu tespit etmiştim. Bu Barlas'dı. Ne işi var bunun burada?
"Yine niye geldi bu adam buraya?" Lara'nın dediği şeye omuz silktim. Barlas en sonunda kendini yanımız da bulduktan sonra ilk önce Lara'ya ardından bana ve sonra tekrar Lara'ya baktı.
"Size gidin dedim, kaçın burdan dedim. Hala ne diye burada duruyorsunuz?"
"Hiç ya buraları çok sevdik o yüzden biraz vakit geçirelim dedik, ya sabır!" Lara'nın susmak bilmeyen çenesi, ciddi ortamda bile gülmeme neden olacak derecedendi. Barlas da dudağının kenarını kıvırarak sarhoş bir gülüş attı.
"Şu an hava soğuk olmasa ben sana her yeri gezdirirdim de şansına küs güzelim, başka zaman hatırlat da bu fikri bir daha düşüneyim." Güzelim? Vay anasını...
"Güzelin falan değilim senin. Ayrıca sen kimsin de beni gezdireceksin. Hayatımızı kurtardın diye böyle laubalili konuşacağını kim söyledi sana?"
"Sen herşeye böyle ters cevap mı verirsin?"
"Sadece sana özel."
"Güzel, bana özel kıldığın bişeyin olmasıda hoşuma gitti. Baksana ya, ben seni daha önce bir yerde görmüş olabilir miyim?" Bunu derken pis bir gülümsemeyle bakıyordu Lara'ya.
"İmkansız. Daha önce hiç hayvanat bahçesine gitmedim."
Yengesinin gülü. Vurdu ve gol oldu.
Barlas Lara'nın önüne geçip aralarında çok az mesafe kalacak şekilde durdu. Bense mal gibi arkada durup biraz sonra olabilecek ihtimalleri gözümün önünden geçiriyordum.
Öpüşme,sevişme, eve atma... Tamam son ikisi saçma olmuş olabilir ama tam olarak şu an öpüşürlerse arıza çıkarırım! Yanlız bu ortamda böyle muhabbet yapmamız da ayrı bir muamma da neyse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEKRETER (+18)
عاطفية+18 unsurlar içerir. "Dur , iş yerinde olmaz lütfen." Ellerini saçlarım da gezdirip gülümsedi. "Ben nerede ve ne zaman istersem o zaman olur küçük sekreterim." Diyip dudaklarıma daha çok yapıştı. Burası gerçekten yeri değildi. Hemde hiç... Ama ona d...