ARDA GÜLER | SEV YETER

Yeni Bi' Başlangıç

Arda benim ağladığımı görmüştü. Çok acınası hissediyordum. Çünkü birinin ağladığımı farkedeli çok olmuştu. Daha da acısı biri beni farkedeli çok olmuştu. Kötü hissediyordum. Birinin bana acıması bana kötü hissettiriyordu. Bu yüzden Ardanın yüzüne bakamıyordum. İspanya havaalanına geldiğimizde de bakamadım yüzüne. Hızlıca kalkıp gittim. Uçaktan indiğimizde göverliler  bavulları siyah minibüse yerleştirdiler ve ben de minibüse geçtim. Arda da ardımdan geçti.
Bana anlamaz bakışlar atıyordu. Sanırım benim bir kaçık olduğumu düşünüyordu. İstediğini düşünebilirdi, birilerinin düşüncelerini umarsamayalı çok olmuştu...

"Hayır Deli değilim" dedim sakince
"Anlamadım?"
"Deliymişim gibi bakıyorsun, deli değilim"
"Deliymişsin gibi bakmıyorum, sadece tuhaf buluyorum"
"Söyle bakalım neyi tuhaf buluyorsun?"
"Gözyaşını neden saklıyorsun?"
"Sevincim çalındı, üzüntümün de çalınmasını istemiyorum... Acı verse de korumak istiyorum"
"üzüntünün çalınmasını istemiyor musun?üzülmeyi istiyormusun?"
"Sadece... Hissizleşmek istemiyorum"

Ben bunları neden anlatıyordum? Daha saçması ben bunları neden Ardaya anlatıyordum? Cevabı bulamıyordum...

Daha fazla Ardayla konuşmak istemiyordum. Sonuçta onu tanımıyordum. Daha fazla muhatap olmamız için Bi 'neden yoktu. Muhatap olmak isteyende yoktu
(aşk kapıyı kırarcasına çalınca görücez seni parlaCIĞIM)

Kulaklıklarımı taktım ve yol boyunca müzik dinleyerek vakit geçirdim. Yarım saatin sonunda bir otelin önüne gelmiştik. Otel odalarımız önceden tutulmuştu ve odalarımız yan yanaydı. Araba dan inip otele doğru yürüdüm. Göverliler de bavullarımızı taşıyordu. Danışmanın yanına gidip, İspanyolca konuşmaya başladım.
"Merhaba. 1905 numaralı odanın kartını alabilir miyim?"
"Tabii"
Danışman kadın oda kartımı arabaya başlamıştı.

Ardayı buldu bakışlarım. Misafir evinde ne yapmasını gerektiğini bilmeyen çocuklar gibi bakıyordu bana. Hadi ama!
"N'oldu" anlamında göz kırptım ona
"İspanyolca bilmiyorum, benim yerime sen konuşsan?" dedi mahcubiyetle!

Danışman kadına dönüp, Arda hakkında konuşmaya başladım

"Arkadaşım sizi çok beğendiğini ve onu öpmenizi istediğini söylüyor"

Kadının gözlerinin içi parlamıştı. Vakit kaybetmeden "belki vazgeçer" kafasıyla hemen Ardanın yanına koşturup, kafasını elleri arasına aldı ve öptü! Çok komik gözüküyorlardı.

Arda ilk başta afallasada hemen kadını itip türkçe bağırdı.

"NE YAPIYORSUN SEN!?"

Kadının gözleri beni buldu. Umursamadan hazırlanmış oda kartlarını aldım ve arkamı dönüp yürümeye başlad - yürüyemedim.

"GİTMEYECEKSİN!" dedi Arda.

Yavaşça ona döndüm

"Sakin ol şampiyon" dedim

Arda kadına dönerek İngilizce konuştu. Kahretsin! Şimdi göt oldum

"Ne dedi sana?!"
"Beni çok beğendiğinizi ve sizi öpmemi istediğinizi söylediğinizi söyledi"
"NE!?"
Bana döndü
"Bunu neden yaptın?!" dedi sıktığı dişlerinin arasından

"Sadece onu mutlu etmek istedim" dedim ve kartını ona atıp, asansöre ilerledim.

Bir dakika sonra asansörde beni sıkıştırdı. Sırtım ona dönüktü ama dev aynadan onu görebiliyordum. Bir elini arkamdan uzatıp, asansörün aynasına yasladı ve beni, ayna ile arasına aldı. Konuşmaya başladı.

"şuan nasıl hissediyorum biliyor musun?"
"Nasıl hissediyorsun?" dedim.
"Irzıma geçilmiş gibi"
Kahkahayı basmıştım. Ne demişti? Ne demişti o?
"Kes sesini, lanet olası!"
"Tamam, kestim sesimi ırzına geçilmiş adam" dedim kıkırdayarak.
"PARLA! ZORLAMA BENİ"
Gözlerim dolmuş, gülüşüm solmuştu
Duymasını bilene bi ses çok şey anlatıyordu. Asansörün kapısının açıldığı gibi dışarı çıkmıştım. Hızlı adımlarımı Arda durdurmuştu. Ya da Ardanın kolumdaki kolu.