8. Bölüm *Nefes*

15 3 1
                                    

8. Bölüm

-N E F E S-

İnsan nefes alamadan yaşayamaz, ama ruhlar?

Kapı açıldı, yerimden doğrulup yardım bekliyormuşçasına kapıya doğru baktım. “Lilya, çok korktum hem de çok.” dedi Göktuğ yanıma oturup beni kolları arasına alarak. Kendimi ölü bir bedenden farksız hissediyordum. Ne kollarımı kaldırıp sarılacak gücüm vardı, ne de başımı omzuna yaslayıp ağlayacak bir gözüm. Göktuğ geri çekilip yüzüme baktı.

“Bunu sana her kim yaptıysa cezasını çekecek Lilya, sen hiç merak etme.” dedi. Gözlerim yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.

“Göktuğ, Mengü?” gözlerime uzun uzun baktı ve başını çevirdi.

“Üzgünüm Lilya, adli tıp raporuna göre fazlasıyla duman solumuş ve kolunda yanık izleri de bulunuyor. Bünyesi fazla kaldıramadı.”

“Bünyesi değil ruhu...” dedim sesi titreyerek. Gözlerimde dolup almayı bekleyen yaşlarım yanaklarıma yavaşça süzülüyordu. Göktuğ yüzüme baktı, yutkundu ve gözlerimi baş parmaklarıyla sildi.

“Ağlama güzelim, geçecek her şey.” dedi sakin bir ses tonuyla. Ne yaptığımı anlamadan bir anda Göktuğ’un göğsünü itip kendimden uzaklaştırdım.

“Ben senin güzelin değilim! Ben hiç kimseyi sevmedim tamam mı!?” dedim gözyaşlarımın arasında. Yerimden doğruldum ve bileğimdeki “SSS” dövmesini gösterdim. “Bak! Ne yazıyor burada bak!” diye yükselttim ses tonumu. Parmağımı S harflerinin üstünde tek tek gezdirdim. “Sevmedi! Sevmediler! Sevilmedim! Ben hiç sevilmedim Göktuğ! Ailem tarafından, arkadaşlarım tarafından! Beni kimse insan yerine bile saymadı! Bu yüzden hiç kimseyi sevmemeye söz vermiştim kendime! Ama o hayatıma girene kadar... Göktuğ, ben ilk defa birini sevdim. İlk defa kalbim birisi için hızlanıyordu. İlk defa bu duyguları hissettim ben. Mengü... Onu çok tanıma fırsatım olmadı ama sanki ruhumun bir diğer parçası gibi. Şuan bedenen yanımda olmasa bile ruhuyla yalnız bırakmıyor. Ve biliyor musun ben kimsenin güzeli olmazken Mengü ilk defa bana güzelim dedi.”

“Ya ne Mengü’ymüş arkadaş! Öldü gitti artık. Ayrıca sen daha onu 2-3 günlük tanıyorsun. Bu kadar ona bağlanman sence de aptallık değil mi?” yüzüm kızarmaya başlamıştı. Sinir hücrelerimin harekete geçtiğini hissettim ve elimi kaldırıp yüzüne sert bir tokat attım.

“Sensin aptal, hatsiz!” diye sesimi yükselttim. “Defol buradan! Defol!”

“Ama Lilya-” derken sözünü kestim.

“Defol!” diye bağırdım son gücümle. Bir yandan sinirden gözlerimden yaş aksa da umurumda değildi. Söyledikleri sözler canımı yakmıştı. Arkasına bile bakmadan sessizce odadan çıkıp gitti. Ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya başladım. Dayanamıyordum, hıçkırıklarım odanın içerisinde yankılanıyordu.

“Ağlama...” dedi bir ses, çok yakınımdaydı. Bir nefes kadar... Elimi yüzümden çektim ve onu gördüm. “Ağlama Lilya, seni böyle görmeye dayanamıyorum.” dedi, Mengü.

“Mengü,” dedim yüzüne bakıp gülümseyerek. Bir anda kollarımı boynuna dolayıp sarıldım. “Kimse anlamıyor, kimse göremiyor. Nefes alamıyorum, hayatımda sadece birini sevdim, seni. Ama seni de kaybettim.” dedim gözyaşlarımın arasından.

Ruhlar ve SevdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin