Smut
✵What the fuckbuddy✵
Kampüsteki kafenin birininde çocuklarla birlikte oturuyorduk çoğu zaman yaptığımız gibi. Fakültede ve kampüsün geri kalanında hatrı sayılır bir popüleritesi olan o gruplardan biriydik.
Katsuki, Eijirou, Kaminari ve Midoriya fakültelerinin basketbol takımdaydılar ve bu üniversiteye son iki senede bayağı bir kupa ve madalya getirmişlerdi.
Kyoka ve ben güzel sanatlar fakültesinin Bir müzik grubundaydık. O güzel sesiyle vokalistimizdi ben ise grubun aykırı gitaristi.
Mina ve Uraraka ise yine bu fakültenin sanat departmanında, yaptığı neredeyse tüm işler sergilere çıkan önemli iki ismiydi.
Bir de güzeller güzeli Momo vardı. Genelde sanat departmanının modelliğini yapıyordu. Sevgilisi Shouto ile birlikte. Ama Shouto daha çok fotoğrafçılık bölümü ile çalışıyordu.
İşte bizim popüleritesi yüksek grubumuz bu şekildeydi.
"Hey!"
İzuku kalkıp birine el sallamıştı. O yöne baktığımda üst sınıftan üç kişi olduğunu gördüm.
"Tamaki Senpai ve arkadaşları, yanımıza gelse olur değil mi çocuklar?"
"Olur tabi."
"Bizim için de sorun yok İzuku."
Onlar gelip bizimle oturmuş ve kendilerine içecek almaları için Mirio Senpai'yi göndermişlerdi. Ardından Mina ayaklandı.
"OAh! Çocuklar! Touya Senpai değil mi o? Onu çağıracağım. SENPAİ! TOUYA SENPAİ!"
Mina'yı duyunca önce sesin sahibini aramış sonra da görünce el sallamıştı.
"Senpai! Bize katılsana!?"
"Ah teşekkür ederim Mina-"
Gülerek reddedecekken bakışları beni buldu. Bakışlarımı ondan çekip önümde oturan Tamaki senpai'ya döndüm ve laf açmaya çalıştım.
"Ya da boşver, acil bir işim yok biraz oturabilirim"
Ne hikmetse anında değişen fikriyle ona hiç bakmamıştım ama etkim hoşuma gitmiş ve belli etmeden istemsizce gülmüştüm.
Ortada öyle karışık bir sohbet dönüyordu. Tamaki Senpai çok utangaç biri olduğu için sohbeti çok uzatamamıştık maalesef ama onu seviyordum, herkes severdi.
Sonrasında ise Nejire'nin sesini duydum.
"Ee Touya, ne var ne yok? Pek ortalarda görünmüyorsun. Zar zor denk geliyoruz sana"