3. BÖLÜM: BEKLENEN

258 38 85
                                    


3. BÖLÜM
BEKLENEN

"Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar,
Ne de şeytan bir günahı,
Seni beklediğim kadar."

Necip Fazıl Kısakürek

(Tam yansıtmıyor ama fikir oluşması için Ertuğrul Aktolgalı)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Tam yansıtmıyor ama fikir oluşması için Ertuğrul Aktolgalı)


“Abişimm,” diye mırıldandım süzüle süzüle. Aynı zamanda bakımsızlıktan çatlamaya başlayan dudaklarım aşağı doğru kıvrıldı. Yanımızdan dakika başı gelip geçip abimi kesen hemşirelerden kalan nadide vakitlerde yaralı şövalye abimi sinir etmekle meşgul oluyordum. Muhtemelen kırk beşinci kez ciddiyetle sordum. “Şöyle yapınca acıyor mu?”

Omzu sargı bezleriyle sarıldığından beri kenarına köşesine bastırıp “Şöyle yapınca acıyor mu?” diyip duruyordum. Harika bir kardeş ve kanka itemiydi ancak biraz daha devam edersem abim beni pompalı tüfekle vurabilirdi. Problem değildi. Şu an oldukça eğleniyordum.

Sakince “Evet.” derken yüzündeki ifade sözlerinden ziyade pek sakin görünmüyordu. Acildeki sedyelerden birinde yatıyordu şimdi. Etrafımızda bizi diğer hastalardan ayıran perdeden mavi bir duvar vardı. Rahat hareket edebiliyorduk çok şükür.

Abimi zorla ucuna iteleyip kendime daha geniş alan açtığım sedyede biraz daha doğruldum. Sonuçta biz de gece bebek beşiği sallamamıştık. Yorgunluktan ayaklarımı hissetmiyordum Sargı bezinin sağ kısmına biraz daha bastırırken derin bir nefes verdim.

“Peki böyle yapınca acıyor mu?”

Öfke cümbüşüyle soludu. “Eveet!” derken öncekiler kadar sakin görünmüyordu. Diğer elimi de yarasına uzatarak tatlı tatlı baktım ona. “Peki böyle ya-“

“YETER ARTIK GÜNEŞ! VALLAHİ YETER BİLLAHİ YETER! ÖMRÜMÜ YEDİN! EVET ACIYOR! ACIYOR YANİ! ÖLMEK ÜZERE FALANIM HATTA! MANYAK MISIN NESİN YA!?”

Melül bakışlarım oldukça örselenmiş bir hal alırken perdenin kenarından onun bunun serumunu değiştirmeye gelen hemşirelerin bize bakıp güldüğünü görebiliyordum. Hayır neydi yani? Hiç mi kavga eden abi kardeş görmemişlerdi?

Hiç kavga etmeyen abi kardeş görmüşler miydi ki? Bu daha olanaksızdı.

Bakışlarımı daha çok düşürüp alaylı alaylı göz devirdim. Kaşlarımı çattım. Sedyenin plastik beyaz çarşafı rahatsızlığım yüzünden sağa sola yamulurken kendimi kaydıra kaydıra öteye gittim. Kollarımı kavuşturdum.

“Küstüm o zaman ben. Ne var yani şurada, ilgilenmeye çalışıyoruz seninle. Hiç bi teşekkür yok. Allah razı olsun demek yok.” Sesimi alçalttım. “Sayende terörist vurdum demek yok.”

KAN YARIŞLARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin