"Bir insan kimin ölmesinin gerektiğini bildiğini düşünmeye başladığı an, dünyanın en tehlikeli katili olma yolunda iyice ilerlemiş demektir."
— Agatha Christie
1. Bölüm: Taklit
Bölüm şarkısı: After Dark - Mr. Kitty
Öldürmenin bir dürtü olduğuna dair pek çok söz duydum yirmi yedi yıllık hayatımda. Fakat öldürmeye başladığımda bunun sadece yalandan ibaret olduğunu anladığımı hatırlıyorum. Veya.. veya belkide sadece benim için geçerli idi bu. Çünkü bu bir dürtü değil, benim için bir sorumluluk, bir zorunluluktu.Ne demişler? Ne ekersen, onu biçersin. Ben bu düşünceyle hareket ediyordum. Ülkenin biçemediğini birisinin biçmesi gerekiyordu ve ben bunu yapmak zorundaydım. Önümde duran defterin içinde yazan tüm kişiler... hepsi... teker teker... hak ettiklerini bulacaktı. Ve benim de içimdeki o aleve bir toprak daha atılacaktı.
Hiçbir zaman bu durumun içinde bulunmaktan hoşlanmadım. Gurur duyduğum veya onurlu hissettiğim bir şey değildi. Ama aklıma dolan görüntüler beni ele geçirdiğinde, Yavuz olamıyordum. Aksine, karşısında çığlık atarak sesini duyurmaya çalışan, ölmemek için direnen, göz bebeklerindeki korkuyu görmekten zevk alan O adama dönüşüyordum.
Fazla sayılabilecek kadar cinayetim olmuştu bu zamana kadar. On beş.. Sadece üç tane kalmıştı geriye. Ardından benim tüm hesabım kapanacaktı ve ben artık uyumak için gözümü kapattığımda vicdan azabı ile yatmayacaktım.
Öldürdüğüm için çekmiyordum tabii ki bu vicdan azabını. Hala geride ölmesi gerekenler kaldığı içindi..
Sigaramdan çektiğim derin nefes, öfkemin içime yerleşmesine yardımcı olurken, dışarı çıkardığım duman ise içimdeki şefkati biraz daha köreltiyordu.
Kötü birisi değildim. İnsanlara kin beslemez, aksine affedici davranırdım. Ama herkes gibi benimde bazı çizgilerim vardı. Onlar aşıldığı takdirde kimse benden şefkat beklememeliydi.
"Dün sabah saatlerinde cansız bedeni bulunan E.Ç isimli maktulün ardından bir son dakika haberi ile karşınızdayız. Yaklaşık yarım saat önce bir cansız beden daha bulundu, sayın seyirciler. Ve bu cesedin yanında da son bir aydır olduğu gibi bir maça kartı bulunduğu bilgisi elimize ulaştı! Ayrıca öbür cinayetlerde olduğu gibi bu maktulünde bilekleri kesilerek öldürüldüğü bildirildi."
Haber kanalından gelen ses kaşlarımın çatılmasına sebebiyet verirken tüm dikkatimi oraya yoğunlaştırdım.
Bilgileri verilen kişiyi tanımıyordum. Defterimde olan biri değildi. Öldürdüğüm kişiyi tanırdım, değil mi? Bir hata olmalıydı. Benim öldürdüğüm kişi ile uzaktan yakından ilgisi yoktu.
Biri beni mi taklit ediyordu?
Benim kartım, benim öldürüş biçimim ile beni taklit ediyordu. Ama neden? Bu bir tehlike miydi, yoksa sadece özentilik miydi?
Gergince dişlerimi birbirine bastırırken yarısını içmeyi unuttuğum sigarayı küllüğe bastırıp salondan çıktım.
Bu geceden sonra sadece iki kişi kalacaktı. Ama onun yanında, susturmam gereken birileri daha vardı sanırsam.
4 saat sonra
Girdiğim evden elimi kolumu sallayarak çıkarken birkaç adımdan sonra şapkamı ve maskemi çıkardım. Artık sadece iki kişi kalmıştı. Huzura ermeme, vicdan azabından kurtulmama son iki beden... ama onları öldürmekte güç istiyordu işte.
Evime geldiğimde üstümdekileri değiştirip sıcak bir duşun altına attım kendimi. Son haberden sonra fazla gerilmiştim. Ya bir şeyler biliyordu -ki bu aslında imkansızdı- ya da beni taklit eden bir katilimiz vardı.
İkincisinin olma olasılığı yüzde doksan dokuz nokta dokuzdu. Çünkü ilkinin ciddi anlamda imkanı yoktu.
Duştan çıkıp salona geri geçtiğimde l koltuğun köşe kısmına rahatça yayıldım. Saat sabaha karşı beşe geliyordu. Biraz uyuyup kafamdaki baş ağrısına son vermek adına gözlerimi kapattığımda çoktan uykuya dalmıştım.
Sabah ise haberlerde yine ben vardım. Son bir aydır olduğu gibi. Aslında bilmedikleri daha o kadar fazla ceset vardı ki.. beş ay önce başladığım hedefin yarısından fazlasını bitirmiştim fakat onlar henüz bir aydır cesetlere ulaşmaya başlamışlardı.
Bazen iki ay önce öldürdüklerimi buluyorlar, bazen ise öldürdüğüm gün buluyorlardı. Buna da zaten ben izin veriyordum. Ve dün öldürdüğüm kişi için de bu geçerliydi. Bugün-yarın bulunmasını istemiştim. Çünkü mesajı alması gereken birisi vardı.
Televizyondaki haberi dikkatle izlemeye başladığımda dünkü maktulün bilgileri ekrana gelmişti. Ardından ise spiker konuşmaya başlamıştı.
"Katil ilk kez değişiklik yaptı! Her kurbanının yanına maça kartı bırakan katil, bu sefer yanına bir vale kartı ekledi."