Kapımın tıklatılma sesiyle gözlerimi açtım
"Gel"kapı açıldığında gelenin Ayşe abla olduğunu gördüm.
" Günaydınız ilayda hanım abinizin arkadaşı olan Ateş Karasu geldi kendileri aşağıda sizi ve abinizi bekliyor"
"Tamam"
"Peki abim ne zaman gelecekmiş haber verdi mi ? "
"Verdi efendim yoladaymış birazdan burda olur"
"Tamam Ayşe abla ben duş alıp aşağıya inerim" dediğimde Ayşe abla başıyla onaylayıp odadan çıktı. Ayşe abla çıkar çıkaz duş alıp duştan sonra üstüme siyah bir mini elbise giyip aşağıya indim.İLAYDA SPHAİNİN KONBİNİ
Aşağıya indiğimde Ateş beni görür görmez ayağa kalktı. Ben ise koşarak Ateşin boynuna sarıldım . Onu çok özlemiştim . Ateş benim çocukluk aşkımdı . Ateşe olan duygularımı lisedeyken ona söylemiştim ama o ise hiçbir şey söylememişti ondan sonrada tekrar bir daha bahsetmemiştim hayatın akışına bırakmıştım. Ateşte bir süre sarılmama karşılık verdikten sonra konuşmaya başladı;
"Siz ne kadarda güzelleşmişsiniz küçük hanım"
"Asıl size nedemeli Ateş bey "dediğimde ikimizde sırıtık ! o esnada salona Baranın sesi doldu
"Ateş bey siz buranın yolunu bilirmiydininiz ?" Ateş Baranın bu sorusuna karşı konuşmaya başladı;
"Abart ! Abart hele dün geldin . Rahatsız etmek istemedim" dediğinde bu sefer ben konuştum
"Biraz daha burda böyle durursak açlıktan bayılacam şuraya" dediğimde Ateşle Baran gülmeye başladılar
"Ne ? Komik mi ? Komik birşey söylemedim hadi kahvaltıya!" dediğimde hep birlikte kahvaltıya indik kavaltımızı bitirmek üzereyken Baran konuşmaya başladı;
"Güzelim bugün dersin varmı?" diye sorunca başımı evet anlamında salladım.
"Tamam ! Bizim bugün işimiz yok evde takılırız seninde dersin bitiğinde gelir bize katılırsın olur mu?"başımı olumlu anlamda salladım. Kahvaltım bitmiştı üst kata çıkıp çantamı alıp bahçeye çıktım. Herzamanki gibi Tanju abi bahçedeydi beni görünce yanıma geldi
"Tanju abi benim arabayı getirt onunla gideceğim üniversiteye dersim var bugün. Bide telefonun açık olsun ne olur ne olmaz diye" diye dediğimde Tanju abi kafasını salamakla yetindi. Arabaya binip hızla üniversiteye sürdüm üniversiteye vardığımda arabamı park ettim . Arabadan inerken park alanında park halinde olmayıp çalışan bir araba dikkatimi çekmişti. Camları yüzünden içi belli olmuyordu. Çantamdaki telefonu çıkartıp Tanju abiye buraya gelmesini ve beni takip etmesini söyledim ve telefonu kapatıp çantama geri koydum. Derse girmiştim ders baya eğlenceli geçmişti zaten oldum olası bilgisayarları çok severdim . Dersim saat 3 gibi bitmişti adımlarımı otoparka çevirdim ve yürümeye başladım sabah gördüğüm araba hala oradaydı. Tam arabamın yanına gelmişken arkamdan adım sesleri duydum ve bir nefes boynuma çarptı . Bir el ağzımı kapatıp beni sürüklemeye başladı kurtulmak için çabalamadım beni sürüklenmesine izin verdim . Beni bir arabaya bindirdiler ve araba çlışmaya başladı. Yaklaşık bir yarım saat sonra araba bir deponun önünde durdu. Benim bulunduğum tarafın kapısı açıldı bir adam beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı . Depodan içeriye girdiğimizde beni bir sandalyeye oturttu. Telefonunu çıkartıp fotoğrafımı çekti bu da oluyor ki o fotoğrafı barana yolayacaklardı. Bi 15 dk falan sonra deponun kapısı tekrar açıldı ve hiç tanımadığım bir adam içeriye girdi. Tam karşıma bir sandalye çekip oturdu ve bir süre sonra konuşmaya başladı;
"Merhaba küçük sphai! Beni tanıyormusun?" diye sorduğunda başımı olumsuz anlamında salladım konuşmasına devam etti.
"Peki küçük hanım tanışalım öyleyse! Ben senin abin olacak o şerefsizin öldürdüğü Serkan ve Canın babasıyım ! Ben Mehmet Şahin ! Tanıştığıma memnun oldum küçük hanım." dediğinde yüzümde bir sırıtış belirdi bunu gören Mehmet;
"Neden gülüyorsun küçük hanım! Yoksa ölmekten korkmuyormusun?"
"Hayır ! Korkmuyorum Mehmet bey . Benim aksine sizin korkmanız gerekir."dediğimde bu sefer Mehmet'in yüzünde bir sırıtış belirdi.
"Nasıl olacakmış o ! Yoksa abin yerini buldu da haberimiz mi yok!"
"Aksine Mehmet bey , Abim elini bile sürmeyecek sizin işinizi ben halledeceğim." dediğimde Mehmet bir kahkaha patlattı.
"Ya öylemi , küçük hanım."
"Mehmet bey beni bağlamadığınızda anlamıştım zaten beni hafife aldığınızı ama çok yanılıyorsunuz!"
"Öylemi?"
"Öyle ! Hatta yanlış bildiğiniz şeylerde var ! mesela çocuklarınızın katili abim Baran değil!"
"Bana abini mi savunuyorsun ? Boşuna uğraşma"
"Uğraşmıyorum zaten Mehmet bey ! Çocuklarınızın katili abim Baran değil ! benim ,onları ben öldürdüm hemde acımadan birini deponun içinde patlattım diğerinde tam anlından vurdum!" dediğimde biraz affalamıştı.
"Ne? .... Sen?.... Nasıl olur?"deyip belindeki silahı tam bana doğrultacaken deponun kapısı gürültüyle açıldı. Gelenler Tanju abi ve adamlarımdı son anda yetişmişlerdi bir dakika daha gecikseydiler benim buradan anca cesetimi alırlardı. Tanju abi elindeki yedek silahı bana doğru fırlattı . Fırlattığı silahı tutup adamları indirmeye başladım. Depodaki tüm adamların işini çoktan bitirmiştik sadece biri hariç oda Mehmetdi onunla son konuşacaklarımız vardı nede olsa!
"Ee Mehmet bey ne demiştim ben size ? Size demiştim ki abim elini sürmeyecek sizin işinizi ben bitireceğim demiştim! demi?"
dediğimde bir süre sesiz kaldı . Dediği tek şey ise;
"Seni herkes yanlış tanıyor en tehlikelileri senmişsin!"dedi
"Bingo ! Doğru am çok geç değil mi ? oğullarına selam söyle olurmu?"deyip anlından vurdum.
Tanju abi yanıma gelip;
"iyi misiniz küçük hanım?"diye soruna
"İyiyim !"
"Tanju abi siz burayı halledersiniz, zaten eve geç kaldım"dediğimde Tanju abi başıyala onayladığında arabama binip villaya sürdüm. Eve girdiğimde Ateşle Baran oyuna öyle dalmışlardı ki beni fark etmeyince bağırarak;
"Selammmm ben geldimmmmm " dediğimde bana ters bakıp
"Kızım sağırmı var ?"dediğinde onu takmayıp ikisinin ortasına oturdum. Bir süre sonra oyunları bitmişti beraber ortak bir korku filimi seçip izlemeye başladık. yaklaşık bir yarım saat sonra güvenlikçi bora içeriye girip;
"Baran bey kusura bakmayın sizi bölüyorumnda size bir zarf gelmiş " dediğinde işte naneyi yemiştim ben onu tamamen unutmuştum . Yapacak birşey yok en iyisi hayatı akışına bırakmak değil mi?
Abim boranın elindeki zarfı elinden aldıktan sonra ;
"Tamam bora sen işine dönebilirsi."dediğinde bora başıyla onayladıktan sonra yanımızdan ayrıldı . Baran Hayla ayaktaydı Ateş ise merakla oturduğu yerden Baranı izliyordu. Baran bir süre daha zarfa baktıktan sonra zarfı açmaya başladı içinden çıkan fotoğrafı eline aldıktan sonra bir bana birde elindeki fotoğrafa bakıyordu en sonunda dayanamayıp konuşmaya başladı;
"Kızım bu ne?"
"O neymiş abi?"
Kızım seni ne zaman kaçırdılar ve kim kurtardı seni Mehmet'in elinden?"dediğinde Ateş ;
"Ne? Mehmet seni mi kaçırdı ve bizim bundan yenimi haberimiz oluyor" dedi sesi biraz sert çıkmıştı bu gayet normaldi ikisi de benim için endişeliydiler.
"Bugün kaçırdı "
"Ne ? Seni bugün kaçırdılar ve fotoğraf bize yetişmeden sen onun elinden kurtuluyorsun ? Bu nasıl bir iş?" Abim benim Mehmet'in elinden bu kadar kolay kurtulabileceğimde inanmıyordu doğal olarak.
"Abi neyini anlamıyorsun bilmiyorum ama kurtuldum işte!"
"Ne demek kurtuldum kızım sen hele silah tutmasını bile doğru düzgün bilmiyorken karşıma geçmiş Mehmetden kendin kurtulduğunu mu söylüyorsun?"
"Sana tek başıma yaptığımı söylemiyorum ama Mehmet'i ben öldürdüm!"
"Hala ölüm diyor ya! Kızım sen silah kullanmasını bile bilmiyorsun geçmiş karşıma ölümden bahsediyorsun " diye bağırarak konuştu Ateş ise duydukları karşısında şoka girmiş şekilde bizi dinliyordu.
"Serkan ve Can şahini de ben öldürdüm!"
"Ne ?kızım sen ne dediğinin farkında mısın? yoksa ben mi seni artık tanıyamıyorum!" dediğinde sinirle ayağı kalkıp karşısında durdum.
"Evet abi ben seni gayet iyi tanıyorum fakat sen beni hiç ama hiç tanımıyorsun!"
"Öylemi?"
"Öyle!"
"O zaman Küçük hanım bize kendinizi tanıtır mısınız? ve tabiki de bizden de bahsetmeyi unutmayın!"
"Hay hay! Sen Baran SPHAİ 10 yaşında yurt dışına gidip eğitim aldın , eline ilk silah aldığında 15 yaşındaydın, ilk katıl olduğunda 18 yaşındaydın Baran sen şuan 21 yaşındasın sen bu hayatın içinde 3 yıldır varsın peki ben Baran ? Peki ben kaç yaşımda elime silah aldım? Peki ben kaç yaşında katıl oldum? Peki Baran ben bu işin İçinde kaç yıldır varım sen bunları biliyor musun?"dediğimde tam konuşacaken onun konuşmasına izin vermeden kendi konuşmama devam ettim
"Baran ben elime ilk silah aldığımda daha 10 yaşımdaydım ! Ben ilk katıl olduğumdada 10 yaşımdaydım ben bu hayatın içine 8 yıldır dahilim!"Baran bana bu hayata dahil olmak istiyormusun diye sormadılar bani bu hayatı mecbur kıldılar!""Baran benim çocukluğumun en büyük destekçisi olan dedem Ziya Zorluyu öldürdüler gözümün önde ben o zaman 11 yaşımdaydım hiçbirşey yapamadım ben o gün! Baran donup kaldım!""Baran sende beni bırakıp gittme ben artık bir daha dayanamam lütfen! Lütfen bana sırtını da dönme beni yapayalnız bırakma !"deyip hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım abim sakin bir şekilde yanıma yaklaşıp bana kocaman sarılıp saçlarımı okşayarak konuşmaya başladı
"Özür dilerim güzelim! Özür dilerim. Seni koruyamadığım için ,ağlama güzelim,ağlama! Geçti artık senin yanında ben varım tamam mı ? Sana asla sırtımı dönmem güzelim! Hadi geç odana uyu "dediğinde hiçbirşey demeden odama çıktım üstümü değiştiremeyecek kadar yorgundum yatağıma geçip yorganı üstüme çektim tam gözlerimi kapatacaken kapım tıklatılmadan açıldı gelen Ateşti hiçbirşey demeden yanıma geçip uzandı arkadan başıma ufak bir buse kondurdu ve kollarını arkadan bana sardı, ne o konuştu nede ben ikimizde konuşmadık .Ateşin kokusu beni yavaş yavaş mayıştırıyordu artık kendimi daha fazla tutmayıp kendimi uykunun kollarına bıraktım....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK SPHAİ
General Fiction"Bu hayata dahil olmak istiyormusun diye sormadılar beni bu hayata dahil olmayı mecbur kıldılar" ".............?" "Ben 10...