YERİNE OTURAN BAZI TAŞLAR

12 2 0
                                    

Gözlerimi ağır ağır açtığım da . Karşımdaki koltukta oturan  kişiyle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ateş Karşımdaki koltukta oturmuş beni izliyordu.
"Günaydın güzellik "
"Ateş senin burda ne işin var? "
"Güzelim güaydın demek yokmu? "
"Yok Ateş yok! Sen o hakkını Baran bana sırtını döndüğü zaman sen de sırtını  döndüğünde kaybettin!
" Aaaaa güzelim onlar ne biçim sözler! Hiç ağzına yakışmıyor mu?"
"Bunlar daha ne ki siz daha neleri hak ediyorsunuz! Şimdi kalk defol git evimden! " dediğimden yerinden kıpırdamıyınca bağıraraka;
"ATEŞ KALK DEFOL GİT EVİMDEN! HADİ! "
"Güzelim öncelikle bağırma kulağım sağır oldu! İkinci olarakta senin ile konuşmam gereken şeyler var"
"Tamam konuş dinliyorum. "
"Öncelikle biz sana sırtımızı dönmedik. Bizi senin canınla tehtit ediyorlardı. Senin iyiğin için senden uzak durduk. "
"Nediyorsun Ateş! Ben kendi canımı koruyamazmıydım? Korurdum. Bu çok saçma bir  bahane! "
"Bahane deyil güzelim. Annenle babanın katili olan Kadir şahin tehtit etti. Buba mecburduk! "
Mecburduk? "
"Baranla ben"dediğinde kulaklarıma inanamıyordum abim bana sırtını dönmemişti. Abim bana ihanet etmemişti!
" O zaman Baran  bana ihanet etmemş. "
"Baran seni o kadar seviyorken sana nasıl sırtını dönsün? "
"Peki ne  değiştide geldiniz? "
"Şöyleki Abin  Kadiri öldürmek için geri döndü. "
"Peki  öyleyse baraber öç alırız! " deyip Ateşin konuşmasına izin vermeden odadan çıktım. Ateşe artık kızgın değildim sadece kırgındım. Kırgın olmamın sebebi de  bana da söyleyebilirlerdi diye  Aşağıya indiğimde güvenikçi bora yanıma geldi
"İlayda hanım günaydınız , size bir zarf var. " deyip elindeki siyah zarfı bana uzatdı . Uzattığı  zarfı elime aldım
"Tamam Bora işinin başına dönebilirsin! " başıyla onaylayıp yanımdan ayrıldı arkadan gelen sesle arkama döndüm
"Neymiş? " diye sordu Ateş
"Bilmiyorum? "
"Aç bakalım neymiş. "
"Tamam" deyip Ateşle birlikte kotuğa oturduk. Elimdeki zarfın ön yüzeyinde birşey yazmıyordu. Zarfı yavaşça alıp açtım. Gördüğüm şeyle şok oldum. Annemin fotoğrafı vardı . Fotğrafta annemin yanında üçtane çocuk  vardı biri Barandı diğeri bendim peki  benim gibi bebek olan kız  kimdi? Zarfın içinde birde bir kağıt vardı bu bir mektuptu. Hemde annemin bana yazdığı mektuptu. Peki bu mektup bana niye yeni ulaştı? Mektubu  elime alıp okumaya başladım.

"Sevgili kızım İlayda şu an bu mektubu okuyorsan demek ki biz hayatda değilizdir. Sana bu mektupta anlatacaklarımı ne sen ne de Baran biliyorsunuz. Biliyorum şu an diyeceksin ki neden barana değilde sana yazdım bu mektubu,çünkü beni en iyi sen anlarsın. Kızım senin Zeynep adında ikiz kardeşin var. Evet biliyorum şu an okuduklarına inanmıyorsun, diyeceksin ki bizim bundan nasıl haberimiz olmaz.  O zamanlar Baran iki yaşındaydı sizde yeni doğmuştunuz yani bu yüzden ikinizin de bundan haberi yoktu. Zarfın içindeki fotoğraf ise siz doğduğunuzda çekmiştik.Siz hele iki günlükken  Zeynep'i kaçırdılar onu her yerde aradık ama bulamadık . Umudumuzu kaybetmiştik ta ki iki hafta önce gelen zarfa kadar. Zarf Kadir Şahinden gelmişti . Zarfın içinde bir tutam saç ve mektup vardı. Mektubu okudum . Meğerse bunca yıldır Zeynep kadirin yanındaymış. Zarfın içindeki saçta  Zeynep'e aitmiş . DNA testi yaptık o Zeynep'in saçıydı. Zeynep'i  kadirin elinden kurtarmaya çalıştık,Kadir bizi canımızla tehtit etdi. Kızım şimdi sizden istediğim tek şey şudur ki Zeynepimi o caninin elinden kurtarın. Lütfen kızım bu benim size son vaziyetimdir .

                                                                     ANNEN DİDEM SPHAİ... "

Okuduklarım karşısında bedenim artık beni taşımaz hale gelmişti hafif sarsıldığımda Ateş arkadan beni tutdu
"Güzelim iyi misin?"diye sordu
"Ateş benim ikiz kardeşim varmış."
"Ne?" diye sordu şaşkınca elimdeki mektupu ona doğru uzatdım
"Al oku !"Ateş ona uzatdığım mektubu alıp okudu o da en az benim kadar okuduklarına inanamıyordu
"Ama bu nasıl olur" tek dediği bu oldu. Ben ise hızlıca telefonumu alıp Baranı aradım. Telefon biraz çaldıktan sonra açıldı. Baranın konuşmasına fırsat vermeden konuşmaya başladım
"Baran çabuk buraya gel Acill !"deyip telefonu Baranın üstüne kapatdım. Bir yarım saat gibi sonra Baran geldi
"Kızım birşey mi oldu ?"diye sorduğunda Barana hiçbirşey söylemeden elimdeki mektubu uzattığımda;
"Bu ne?" diye sordu
"Oku anlarsın" dediğimde elimdeki mektupu alıp okumaya başladı. Mektubu okuduktan sonra
"Ama bu nasıl olur?" diye sordu
"Bilmiyorum Baran ."
"Ne yapacağız biz şimdi? Hem sen beni affettin mi? "diyince gözlerimi devirdim
"Evet affettim."
"Neden ? sen kolay kolay affettmezdin ?"diyince  başımla Ateşi işaret ettim
"Herşeyi anlattı."dediğimde Ateşe dönüp;
"Senin burda ne işin var?"diye sordu
"Hiç sadece sevgilimi ziyarete gelmiştim."dediğinde Baranla birlikte ne ? dedik
"Ne?"
"Ne?"
"Ulan yavşak senin benim kardeşimle alıp veremediğin ne?"
"Senin zamanında benim ablamla alıp veremediğin neyse şimdide benim ilaydayla alıp veremediğim o" dediğinde
"Ne? Senin ablan ne alaka?" diye sorduğumda Ateş bana doğru dönüp konuşmaya başladı
"Yasmin yani senin abinin eşi benim ablam."
"Ne? "dediğimde Baran konuyu değiştirdi
"Onu bunu boş verin de gelin Zeynep'i kurtarma planları yapalım"
Baran ,Ateş ve ben gün boyunca olan yaptık son karar olaraktan da yarın Zeynep'i kurtarmaya karar verdik. Herkes evlerine dağıldığında bende odama çıktım. Uyuyacaktım ne de olsa yarın yorucu bir gün olacaktı ...






KÜÇÜK SPHAİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin