(Asya'nın Anlatımı)
Son yiyeceklerimizi yedikten sonra aklımıza yemeğimizin bittiğini fark etmek pek de uzun sürmedi.
"Markete gitmeliyiz."
"Evet çünkü 1 yıllık erzağı."
"2 AYDA BİTİRDİK!"
"Siz yamyam mısınız nasıl 2 ayda bitiriyorsunuz!"
Size yamyam arkadaşlarımı tanıtayım Ömer Bartu ve Defne kendileri 1 yıllık yemeği 2 ayda tükettiler."
" Biraz dinlenelim saat 3 gibi çıkarız."
"Tamam."
Denilince nehirin yanına geçtim ve çimlere yattım. Su sesi inanılmazdı, ilk kez görmüyordum ama şırıl şırıl akıyo derken bir anda üzerime su sıçradı. Aldırmadım ama olduğum yerden kalkıp gezmeye başladım ve bir bataklık gördüm, görmemde bir sorun yoktu ama içinde bir çiçek vardı. Hemen internette arattım, adı 'Lotus Çiçeği' diye geçiyormuş. Peki bu kadar güzel bir çiçek neden bataklıktaydı? Bataklıkta savaş içinde gibiydi bataklığın içindeki toprak onu yok etmeye çalışsa da Lotus Çiçeği buna izin vermiyordu. Derken saatin 14.45 olduğunu fark ettim ve karavana döndüm.
"Hadi çıkalım."
"Bu arada marketler artık ücret almıyormuş."
"E o zaman herkes istediği gibi her şeyi alır."
"Yani öyle de denebilir."
Kısa süren diyaloglardan biri daha bitince markete geldik ve şöyle alma listesi yaptık,
Ömer : Konserve vb.
Ben: Temizlik ürünleri
Defne: Bakım ürünleri
Bartu: Abur cuburlar
Ben hemen temizlik reyonuna gittim ve raftaki her şeyi silip süpürdüm. Yani sonuçta bedava. 2 dakikada sepeti doldurdum ve buluşma noktamıza gittik. Herkes beni bekliyordu derken kasaya ilerlemeye başladık ve aniden çığlık sesi geldi ve önümüzden mutasyona uğramış insan çıktı, bana saldıracakken hemen kendimi kurtarıdım ve hemen sepeti alıp arabaya koştum.
"Gördünüz mü!"
"Evet patlama yetmiyormuş gibi insanlar mutasyon geçirmeye başlamış!"
"Bu konu hakkında bilgi toplamalıyız."
"Nasıl olmuş, en belirgin belirtisi ne diye bakarız."
Ormana geldik ama karavankanlar içindeydi...
"Karavanda kan izleri var!"
"İçeride biri yoksa girelim ama hastalık bulaşabilir."
"Şurada not var, siz mi bıraktınız?"
"Hayır."
"Okusana ne bekliyorsun."
"Denizi seviyorsan dalgaları da seveceksin,
Korkarak yaşarsan yalnızda hayatı seyredersin."
"Ne alaka."
"Kim yazdı acaba."
"Asya altında kimin yazdığı yazıyor mu?!"
"Bilinmeyen Kişi yazıyor."
"Valla görsem tebrik ederdim kafiyeye bak."
"Kafiyeyi mafiyeyi bırakın kimin yazdığını bulalım."
"Tamam ben araştıracağım ama biriniz karavanı silsin."
"Ben silerim." Dedi Bartu.
Hemen bilgisayarımı aldım ve notu Google Lens arattım garipti çünkü aramanın sonucu yoktu, zaten kağıda bilinmeyen kişi diye yazmış..
Her neyse, kanlar mutasyon geçiren insanların olabilirdi.
Eğer bu kanlar mutasyon geçiren insanlarınsa Bartu'ya hastalık geçebilirdi. Ömer ve Defne çadırı kurmaya başlamıştı bile çünkü silsekte oradan hastalık geçebilirdi olasılığı az olabilirdi ama asla %0 değildi. Size söylemeyi unuttum ben 7 yaşındayken magazinciydim, o yüzden araştırmak için hemen öne atladım. Bu arada en belirgin belirtileri şunlarmış ;
• Burun Kanaması,
• Baş Dönmesi,
• Mide Bulantısı,
Sonra bilgisayarı bedavaya almış gibi küt diye kapattım, kırılmış mı diye bakmak için bir daha açtım, kırılmamıştı zaten amacım kırmak değildi, hoşuma gidiyor küt diye kapatmak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalan Süre
Mystery / ThrillerBir dizi yıkıcı felaketin ardından dünya bambaşka bir yer haline gelmiştir. Doğada mutasyona uğramış korkunç varlıklar ortaya çıkmış, insanlığın büyük bir kısmı yok olmuştur. Hayatta kalanlar ise bu yeni ve tehlikeli dünyada hayatta kalmak için müca...