eight

872 29 4
                                    

Kent, arabasıyla beni bırakma konusunda ısrarcı olsa da, onu reddettim. Barış'ın kapısının önündeydim, kalbim hızla atıyor, çok kötü hissediyordum. Anahtarım ile kapıyı açınca Barış'ın evde olmadığını düşünmüştüm. Normalde beni beklerdi, ya da ben onu beklerdim birlikte film izler, yemek yapardık.

Üst kata çıktığımda, Barış'ın odasından çıktığını gördüm. Bana sinirle yaklaşıp, kolumu çekiştirdiğinde, sinirle ona bağırdım.

"Ne halt ettiğini, sanıyorsun öyle isteğinle canımı yakamazsın! "

Sahte gülüşünden sonra kolumu bırakıp konuştu,

"Eee, yorgun musun? "

"Neden yorgun olayım? "

"Beni aldattığın adam ile, bir şeyler yaşamışsındır artık. "

"Ne ima ediyorsun? cidden seni anlamıyorum."

"Bak güzelim, ben çıktığın diğer adamlar değilim, benim kendimden daha önemli bir kariyerim var. Beni oyalama, çünkü seni şuan bile silebilirim. "

"Barış, bak cidden ne demek istediğini tam olarak anlamıyorum, daha açık konuşsan. "

Ellerini tuttuğumda, gözlerini kaçırdı. Üzüldüğü gözlerinden okunuyordu. Ona üzüldüm, onun yerine benim kalbimin kırıldığını hissettim.

"Seni aradığımda, bir adam açtı ve senin yerine konuştu... "

"Evime eşyalarımı almak için gittiğimde, Kent ile karşılaştım onu evime davet ettim, sanırım ben odamdayken açmış olmalı"

"Kent mi, Kent demek şimdi git Kent'inin yanına! hadi git! Defol git hadisene! "

...

Off Piraye'm ya, kızıma çok üzülüyorum. Gelen giden bize çakıyor... 🐨

Lord | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin