Üheksateist

742 26 10
                                    

Barış

Piraye'nin gittiği günden bu yana 2 gün geçti. Elimdeki kumanda içimde hissettiğim sızı ile haber kanallarından birini açtım. Normalde izlemezdim.  Haber kanalının başlığında,

"20 yaşları civarında olan kadın, bir grup çete tarafından deniz suyunda ölüme terk edildi! "

"Bu nasıl insafsızlıkdır abi! "

Kerem'in sinirle savurduğu cümleler bir şey farketmeme neden oldu. Kadının eşyalarında bir bileklik, bunu Piraye'ye ben almıştım. Sadece ufak tesadüf diyerek telefonumu elime aldım.

"Oha bide hepsi teker teker tecavüz etmiş lan! "

Diyen Kerem'e göz devirip,

"Bizene olm, kapat şu kanalı! "

"Duygusuz musun lan sen? Sözde Türk olunca böyle oluyor işte! "

"Ne alakası var Türklüğün? "

"Türksen,ülkendeki her vatandaşın başına bir şey geldiğinde vicdanın sızmalı! "

"Of sus ya, boş konuşma! "

"Piraye'nin niye seni terk ettiği belli oluyor. "


Elimdeki telefonu ona fırlattığımda refleksi olmasaydı şuan hastane sedyesindeydi.

"Onun adını bu evde ağzına alamazsın! "

"Ne alaka? "

"Beni bu evde terk etti, bu evi hiç sevmiyordu zaten. "

"Bence o evi değil, seni sevmiyordu. "

Kerem'in gözlerinin kaydığı haber kanalına baktığımda

"Kimlikteki bilgilere göre cesedin ailesi aranıyor,

İsim/soyisim:Piraye Bektaş"

Muhabir cesedin yüzünü açtığında onun benim Piraye'm olduğunu gördüm.


Lord | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin