~30~

226 16 40
                                    

Acımasız dünya kalplerimiz için  fazla ağır.Acı beynimizin derinliklerinde fazla yoğun.Daha ne kadar dayanabiliriz bilmiyoruz bu koşuşturmada.Bir yandan anlam arıyoruz kısacık ömürlerimize bir yandan da hayatta tutunmaya çalışıyoruz.

Mavi gök bazen boğuyor bizleri , içinde bulunduğumuz acı fazla geliyor aciz bedenlerimize.Toz olup uçmak istiyoruz, sonsuza kadar silinip gitmek istiyoruz hafızalardan.

Sahte suratlar ,insan suretlerinde yabancı gölgeler bir yandan bir yana yürüyor telaş içinde.İçlerinde bir sürü dram , acı , öfke , nefret , kin, umutsuzluk...Hiç izlediniz mi insan kalabalıklarını?İnsanların gözlerinden anlayabildiniz mi hiç : sızlayan yaralarını , kanayan anılarını , umutsuzca düşledikleri gelecekleri ve bitik dünlerini?

Hepimiz aynıyız aslında.Aynı yap bozun farklı parçalarıyız.Fazla karışığız içlerimizde fazla kayıbız bedenlerimizde.Halbuki insan azaltsa içindeki onca dramı , hüzün veren duyguyu yapayalnız kaldığını fark eder.İşte o yalnızlık delirtir insanı.Nasıl yani deriz?Yalnızca hüznüm ve ben mi yaşadık bu bedeninin içinde bu zamana kadar.O an tekrar gelir hüzün tam kurtuldun sanarken kapısını çalar ruhun tekrardan.Bu sefer de bunca zaman hüzünlü bir hayat için hüzünlenmişsindir çünkü.

Sonsuz hüzün girdapları dolu kalabalıklar.Bu girdaplar bir kere fiziksel acıya dönüştü mü hayat katlanılamaz olur bizler için.

Gökçe'nin hüzün dolu zihnini bir telaş kapladı telefon çalınca.Bulut'tan gelen aramayı görünce hızlıca açtı telefonunu.Zaman kaybetmeden telaşla konuştu genç kız.Haftalardır genç çocuğa ulaşmaya çalışıyordu çünkü.

"Alo , Bulut.İyi misin?Neredesin?"

Hızlıca sıraladı Gökçe kelimelerini.Karşı tarafta minik bir sessizlik oluştu önce.Ardından bir kadın sesi duyuldu hattın öbür ucundan.

"Merhaba , Bulut telefonun sahibi olan çocuk galiba."

Gökçe'nin içine bir panik hali hakim oldu.

"Evet , evet ulaşmaya çalışıyorum günlerdir.Bulut yanınızda mı?"

Telefonun karşısındaki yabancı kadın tekrardan konuştu.

"Cevapsız aramalarınızı görünce sizi aramak istedim.Bulut şu an bulunduğum barda baygın bir şekilde.Gelip yardımcı olabilir misiniz diye aradım sizi."

Gökçe'nin kalbi sıkışıyordu.

"Yer neresi?" diye sordu hızlıca.

"Numaranıza konum atacağım." dedi yabancı ses.

"Hızlıca atın lütfen." dedi Gökçe telaşla.

Birkaç saniye sonra telefonuna gelen bildirimle telefonu titreşti.

"Aradığınız için gerçekten çok teşekkür ederim.Hemen geliyorum bu konuma.Ben gelene kadar yanından ayrılmasanız olur mu?" dedi Gökçe.

"Burada çalışıyorum zaten.Bir yere ayrılmam , merak etmeyin." dedi kadın güven veren bir sesle.

Gökçe hızlıca teşekkür etti kadına ardından telefonu kapadı.Kadınla konuşurken çoktan giyinmişti üstünü.Odasından çıktı hemen salona adımladı.Abisine baktı , koltukta uzanmış telefonuyla ilgileniyordu.

"Yürü gidiyoruz." dedi sert bir sesle.

Genç kızın ehliyeti yoktu.Araba kullanmayı da bilmiyordu henüz.Barkan ile birlikte gitmek zorundaydı kadının attığı konuma.Barkan anlamaz gözlerle baktı kız kardeşine.O günden sonra kendisini ilk defa konuşturmuştu.

"Nereye?" dedi bıkkın bir sesle.Az çok tahmin edebiliyordu zihninde neler olduğunu.Bulut'un bir köşede baygın kaldığını yardım için de kardeşini aradığını anlamıştı.Yoksa Gökçe böyle bir kavgadan sonra asla yardım istemezdi abisinden.

Kayboluşlar b×bHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin