TÜRKİYE'YE GİDİŞ

157 115 24
                                    

                 

                                                                                                                                               Amerika 4yıl sonra

Çalışma odama geçip dosyaları incelemeye başladım sürekli Çin'den üzerimize bir baskı vardı ve bu işini diğer ülkelere de sıçrattığı için adamların başını bulamıyorduk. Uflayıp 2 yıl önceki dosyaları incelemeye başladım bu işe en uyan kişiyi bulmak zorundaydım 6 haftadır bu görevdeydim ve bir türlü asıl kişi bulamıyordum. Bu iş için bir sürü ülke değiştirmiştim ve bunların Çin'in oyunu olduğunu düşünmüş ve Amerika'ya geri dönmüştüm.

Dosyaları incelemeye devam ederken içeriye Edwin girdi. Edwin, Axel ve Emily' le bu dosyayı beraber inceliyorduk ve hepsi benim İngilizceye pek yatkın olmadığımı bildikleri için genelde Türkçe konuşuyorlardı ve yine Türkçe konuşmayı tercih ederek

"Defne buna bir bakmalısın" dedi. Meraklı bakışlarımı ona atarak yanına gittim.

"Evet?"

Beni bilgisayarlarının yanına götürdü

"Az önce Çinlilerin bize bunu yapıp yapmadığını anlamak için araştırma yapıyordum ve bilgisayara yabancı bir virüs girdi sanırım virüs bir yerde açık verdi."

"Sen Türkçe'yi ne ara söksün?" deyip omzuna vurdum kaşlarını çatarak

"Defne şakanın sırası değil!" niye bağırıyordu ya? Omuzlarımı indirip gözlerimi devirdim. Bu sırada ekledi

"Ayrıca ben 5 senedir dil eğitimi alıyorum." Havasını da attı arkadaş!

"Hadi o zaman benim bilgisayarımdan virüsün konumunu öğrenelim." Kafasını sallayıp peşimden geldi. Bilgisayardan bilgileri aktardım ve alanım için yapılmış olan özel uygulamardan virüsü tarattım

Gerçekten uzun zamandır dosyamı taşıyordu? Hadi canım! Edwin'e dönüp

"Bu yazılımı yani virüsü yeni mi fark ediyorsun?" sesim istemeden endişeli çıkmıştı. Bana korkarak bakıp

"Evet, sorun mu var?" Evet, büyük bir sorunumuz var!

"Virüs 8 aydır bilgisayarında ve dosyalarını çalıyor! Bunu nasıl fark etmezsin?" ellerimi saçlarıma geçirdim. Önemli bir soruşturmayı çözmeye çalışırken bu yaptığı hiç de hoş değildi.

"Demek ki bir sonraki adımımızı tahmin edebilmelerinin nedeni uymuş." Sesi üzgün çıkıyordu olmalıydı da ama şimdiki konumuz bu değildi.

"Konumuz bu değil o yüzden ilk önce bilgisayarındaki virüsten kurtulalım." Bana meraklı ama aynı zamanda da üzgün olan bakışlarını gönderiyordu gözlerimi bilgisayara çevirip ulusal Büro'nun yazılımını kullanarak virüsün daha da yayılmasını önledim. İşim bitince elimle Bilgisayarı göstererek bittiğini işaret ettim o da anlamış olmalı ki bilgisayarını önümden alıp teşekkür etti ve beklemeden odamdan çıktı.

Edwin'ın odamdan çıkması üzerine yine düşüncelerimle baş başa kalmıştım. Tanıdığımız birisi miydi? Amerika'yı tehdit edebilecek gücü kendilerinde nasıl buluyorlardı?

Bu işler için en uygun kişi şu anda müebbet hapis cezası almıştı

Belki de işleri içerden yürütüyordu kim bilir?

Düşüncelerimle baş başayken kapının aniden açılmasıyla yarıda kesildi. Bir kişi bile kapıyı çalamıyor ulan! Emily yanıma doğru gelerek "Bir şey bulduk Defne buna bakmalısın." Bu günde herkes aynı cümleleri Defne buna bakmalısın." Bu günde herkes aynı cümleleri kuruyor. Kendimi gözlerimi devirmemek için zor tutarak Emily'nin peşinden gittim. Odasına girip kapıyı kapattım

Sessiz ÇığlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin