Artık kesinleşmişti Gölge benim Amerika'dan Türkiye'ye gelme nedenim olan o suçluydu. Amacım kesinleşmişti artık tek amacım Demir'i yakalamaktı. Bu pek kolay olmayacaktı çünkü benim onun kim olduğunu anladığımı biliyordu. Derin... Derin ismi bir yerden tanıdık geliyor ama tam olarak çıkartamıyorum. Birden aklıma gelen düşüncem ile gülümsedim. Benim ikizimin de adı Derin'di ama o gitmişti işte. Artık bunaldığımı hissettiğim için balkona çıktım.
Başımı sıvazlarken karşı inşaattan bir bağırış sesi yükseldi. Kaşlarımı yukarı doğru kaldırıp balkondan aşağı baktım. Atlanmak için biraz yüksekti ama zaten alışkındım. Balkondan hızlıca atlayarak inşaatın içine girdim. Hava kararıyordu kızlı olmalıydım. Binanın içine girdiğime şok olduğum bir manzara ile karşılaştım. Emily yerde acı içinde kıvranıyordu ve yanında birkaç erkek vardı. Emily'nin yanına hızlı bir şekilde geldiğimde gözünü açacak hali yoktu
"Emily ne oldu sana!"
Emily'nin başını dizime koyduğumda yanımdakiler bu sefer bana doğru yürümeye başladı. Gülerek ayağa kalktım ve üstümü silkeledim.
"Hadi şu işi bitirelim çocuklar!"
Karşımdakiler geri çekilip zemin kattan çıkınca afalladım. Yanımdan gelen öksürme sesi ile bakışlarım Emily'e kaydı ve yanına hızlı bir şekilde oturup Axel'i aradım.
Başımıza daha önce böyle bir şey gelmediği için ambulans çağırıp çağırmayacağımı kesinleştiremiyordum çünkü bir ajandık. Emily yerinden doğrulmaya çalıştığında ona yardım edip eve doğru getirdim içeri girdiğimizde Axsel de gelmiş olmalı ki kapı çaldı. Emily'i koltuğa oturturdum ve kapıyı açtım. Axsel kapının açılmasıyla koşarak içeri girdi ve Emily'nin karşısına geçti.
Bende bir süre onları izledikten sonra Axsel 'in yatağını hazırladım. Bugün Emily için burada kalacağına adım gibi emindim. Axsel içeri doğru gelip hazırladığım yatağı görünce gülümseyip göz kırptı. Bende ona karşılık verdim ve odama doğru yürümeye başladım ayakta kalacak halim yoktu yavaşça yatağa doğru uzandım ve gözlerimi kapattım.
Ardından bahçeden gelen bir hışırtı ile gözlerimi açtım ve cama çıktım.
"Hadi ama uykumu da bölmezsin!"
Üstümdeki kıyafetlerimi hala değiştirmediğimi fark edince gülümsedim ve balkondan aşağı atladım. Artık bir alışkanlık olmuştu. Kıkırdadıktan sonra bahçede sesin geldiği yöne doğru yürümeye başladım. Birden arkamda bir insanın varlığını hissetmemle hızla arkamı döndüm ve bana yumruk atmasına izin vermeden hızla eğildim ve dengesini kaybetmesi için bir bacağına hızlıca vurup arkasına geçtim. Doğrulmasına izin vermeden arkasından bir kez daha ittirmem yeterli olmuştu. Yerde bana doğru bakarken sessizliği bozup konuşmaya başladım.
"Sen kimsin ve niye geldin?" Uykumu bölmesinin anlamlı bir açıklaması olmalı!
"Bunu söyleyemem." Yakalanmasına rağmen çok rahat davranması biraz sinirimi bozmuştu ama sakin kalmaya devam ederek konuşmaya başladım.
"Niye geldiğini söyleyecek misin?" cebimden çıkardığım çakıyı gösterip sırıttım. Üstüne doğru yürümeye başladığımda korkup geri çekilmeye çalışıyordu ama az sonra arkasındaki duvara çarpacağından haberi yoktu.
"Sen mi söyleyeceksin ben mi söylettireyim?" ayağa kalkmasına fırsat bilmeden şah damarına bıçağı yasladım bu sefer ben konuşmadan o konuşmaya başladı.
"Seni kaçırmam için gönderildim!" demin ki umursamaz ve sakin tavrından eser kalmamıştı.
"Demirin bu oyunlarından bıktım!""
![](https://img.wattpad.com/cover/363805692-288-k907309.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Çığlık
AkcjaDefne bir CIA ajanı ve bir görev için Türkiye'ye geliyor. Fakat Türkiye'ye geliş amacı sadece görev değildi. İkizini de bulmaktı.