23 şubat 2005...
"Sonra pamuk prenses kumru, bayılmış," dedi Cihangir göğsünde, gözünü zor açan kızına bakarak. Bu, masalı beşinci anlayışıydı. Susarak kızının uyanmasını bekledi. Saat dokuz buçuğa gelirken içerden elinde mineralli suyuyla gelen karısına baktı.
Nihal, karşılarındaki sandalyeyi kocasına yaklaştırdı. Otururken "kilo mu aldım ben?" Dedi memnuniyetsizce .
"Almamışsın," dedi Cihangir.
Nihal, "çok mu yedim yemekte?" Diye sordu bu sefer.
"Hayır."
"Niye kilo aldım o zaman!" Dedi Nihal surat asarak.
Fazla çıkan sesi yüzünden kumru uyanmıştı.
"Sonra noldu?" Dedi uykulu bir sesle.
Küçücük bedeni babasının üzerindeyken gözlerini kapatmamak için direndi.
"Bilmiyorsun sanki minik kuş?"
"Yaaa anlaat!" Dedi mızmızlanarak.
Bir anda kapı açılırken içeriye, adımları büyük, kendisi küçük bir beden girdi.
"Naber kumru?" Dedi ranzanın karşısına geçerek.
Kumru "iyiyim, peyo sen?" Dedi.
İçerden televizyonun sesleri geliyordu.
"İyiyim bende," derken boğazını temizleyerek Cihangir'e döndü.
"Efendim kumruyla bir mesele hakkında müka... mücza... ım. Müzahkere yapacaktık da" daha müzakere kelimesini bile söyleyemeyen çocuk, kızıyla bir konu hakkında konuşacaktı öyle mi?
Nihal gülmemek için kendini zor tutarken Cihangir "kılkuyruğa bak hele!" Diyerek önce kızını nazikçe yatağa bıraktı.
Cihangir peyo'nun lacivert kazağından tutarak tek hamlede havaya kaldırdı.
Kumru," peyo yarın görüşürüz," diyerek el sallıyordu.
Kızına ters bir bakış atarken içeriye yürüdü. Çocuğu balık poşeti gibi havaya kaldırırken "bu kimin?" Dedi.
Deniz, annesinin kolunun altından kalkarken "o Cafer amcanın," dedi.
Cihangir çocuğu yere bıraktığında, "adın ne ulan?" Diye sordu. Babasını severdi ama oğlunu sevmemişti.
"Peyami," derken temiz ve ütülü olan kazağını en ince ayrıntısına kadar düzeltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BARLAS
Roman pour AdolescentsBir kurşun yankısıydı evi kül eden. Bir vatan sevdasıydı o yola düşüren. Bir annenin feryadı ve gözyaşıyla yıkadığı tabuttu, kahraman. Bir kız çocuğunun kalp kırıklıklarıydı belkide... Bilmiyorum... Ama bildiğim bir tek şey var o'da bu hikayenin o s...