Bölüm 11

77 7 2
                                    

Merhaba yine ben ,nerde bu beğeniler!! Nerde bu ''istli Gençlik'' evet duydunuz bundan sonra okuyucularıma istli gençlik diyorum. Umarım beğenmişsinizdir. Biri ''yb'' mi dedi yoksa:D Alın size yb:* Ayrıca ufak bir şey söylemek istiyorum. Bir sonraki  bölümde oyuncuların hepsini açıklayacağım.

Bu iğrenç nefesin tenime çarpmasıyla yüzüme iğrenç bir ifade takınmam bir olmuştu. Kim miydi?  aklımda yankılanan ses hiç susmadı. 

"Korkuyorum! "

"Neden?"

"Kırık bir kalbin tekrar parçalanmasından!"
Bu Baran ile yaptığımız konuşmadan başka birşey değildi.  Bu konuşmayı hayatım boyunca unutmıyacaktım. 

' Kırık bir kalbin tekrar parçalanmasından!' bu cümle aklımda yankılanıp duruyordu. Arkamda gördüğüm eski sevgilimi hayatımdan silmek için o kadar uğraşmıştım ki. Bir anda karşıma çıkması herşeyin boka sarmasının göstergesiydi. 

'' Sen neden burdasın ?'' dediğimde bana alaylıca güldü. 

'' Senin için!'' 

'' Benim için hiçbir şey yapma anladın mı yapma!'' bu bağırmamdan  sonra bana baktı ve sadece baktı...Ardından eskiden 'muhteşem' bulduğum şimdi 'travesti' sesiyle konuşmaya başladı. 

'' Yıllar önce senden neden tek bir mesajla ayrıldığımı düşündün mü ha DÜŞÜNDÜN MÜ?!!'' bu defa yüzüme doğru bağırmıştı. Bu beni biraz korkutmuştu ama ben korkuusuz kız değil miydim.

 Eski sevgilim beni çok değiştirmişti. Benim daha da güçlü bir kız olmamı sağlamıştı. 

'' Neden NEDEN BENİ BİR MESAJLA TERK ETTİN ? BEN BUNU HAK EDECEK NE YAPTIM!??'' dediğimde gözlerimden düşen damlalar adeta düştüğü yeri yakıyordu. Bana baktı. 

'' Herşeyi anlatacağım. Ama önce burdan çıkmalıyız.'' Rüzgar -eski sevgilim- baya saygın bir ailedendi. Hani böyle çok istenilen ideal playboy.

 Bütün kızların arzuladığı tiplerden. Bu ülkede açamayacağı kapı yoktu. Kilitli olsa kapıyı bile kırardı. (yazara vurmayın sjsjsjs) Eli yavaşça bileğime gidince bileğimi çektim. Benimde hayat boyu istediğim 'beyaz atlı prensim' sandığım eski sevgilim -Rüzgar- şu an bana dünyanın en iğrenç adamından farksız görünüyordu.

 Hatta bence öyleydi. Eli tekrar bileğimi kavradı. Bu sefer bileğimi çekememiştim. Beni yavaşça bu tımarhanenin kapısına doğru sürükledi. Kapıdaki görevlileri takmadan çıkmıştı bile. Benide yavaşça yanında sürüklüyordu. Ondan asla korkmamıştım. Korkmazdım da ! 

'' Nereye gidiyoruz?'' dediğimde beni siyah bir arabaya doğru sürüklemiş ve kapımı açmıştı. İtiraz etmeden arabaya bindim.

 Zorluk çıkarsam bile o kafasındakini yapardı işte bundan emindim. O da yanıma bindi. Onu tekrar soru yağmuruna tutmaya başladım. 

'' Beni nasıl çıkardın?'' 

'' Beni nerden buldun?''

'' Hey sana söylüyorum duydun mu!'' 

Bana baktı ve gülümsedi. Kızdığım anlarda hep böyle yapardı. İşe de yarardı ama şu anda ufacık işe yaramış olabilirdi. İçimden ufacık bile işe yaradığını anladığımda kendimi bir mazoşist gibi hissettim. 

Baya uzun bir yolu gittikten sonra kapımın açılmasıyla arabandan inmek için kalktım. Rüzgar da inmişti. Ormanlık bir yere gelmiştik. HAYIR! Lanet olsun! Burası olmamalı olamaz! İşte herşeyin başladığı yerdeydik!


Baran'dan;


Sabah vücudumun her yerinden akan uğursuz kırmızı sıvıyla ve Esir'in bağırmasıyla uyanmıştım. Doktorlar bana doğru gelirken Esir ağlıyordum. Hadi ama Esir ağlama ! Bu halimleyken bile onu düşünmem o kadar garipti ki...  

Uyku sersemi iken hiçbir şey anlamamıştım oysa ki. Yavaş yavaş bilincim açılınca vücudumdaki kesikleri farkettim. Esir o yüzden bağırmıştı. Yavaşça olaylar beynimde gelişirken bunun mümkün olamayacağını düşünüyordum. Belki de mazoşistlikten değil de düşünmekten kafayı yiyebilirdim. Bu nasıl olmuştu? Esir yapmış olabilir miydi? 

Esir'in yapmayacağını adım gibi biliyordum. Esir bana böyle birşey yapar  mıydı? Bunu düşünürken hemşirenin verdiği sakinleştirici ile kendimden geçmem uzun sürmemişti. 


Esir'den;

Herşeyin başladığı yer! Boğazımdaki düğümü hissettiğimde içime düşen kara bulutların kalbime bir hançer batıdığını hissettim. Gözlerimde biriken yaşları elektirik süpürgesiyle çekmeliydim ki yere düştüğünde bir göl olmasın. Rüzgar'ın eli elime deydiğinde ürperdim. Eskiden çok sevdiğim sesini işitmem bir oldu.

'' Hatırladın mı?''  Yavaşça kafamı salladım. Rüzgar'ın elimi tutmasına izin vermiş olsam da ona karşı içim soğuk bir dolap gibiydi. Beni bir ağacın yanına sürükledi. Hayır bu ağaç olmamalı!

Geçmiş;

Sabah sporu yapmak için her zamanki gibi erken kalkmıştım. Altıma siyah taytımı üstüme fosforlu sarı bluzümü giydim. Fosforlu pembe ayakkabılarımla kombinimi tamamladım. Saçlarımı at kuyruğu yapıp hafif bir eyeliner çektim.

 Genelde neşeli bir kızdım. Bu yüzden etrafımdan gülücükler hiç eksik olmazdı. Parfümü üstüme boşaltıktan sonra evden çıktım. Kulaklıklarımla müzik dinlerken ormana doğru gidiyordum. Baya koştuktan sonra bir ağacın altına oturdum ve manzarayı seyretmeye başladım derken tam dibime düşen şeyle bağırmaya başladım. Evet kafama düşen şey kas yığınından başka birşey değildi. 


'' Sen ne arıyosun orda ya !!'' 

'' Ödümü kopardın gerizekalı!''

'' Mal mısın sen ?''

Ardı ardına söylediğim şeyler onu  mutlu edecek ki gülümsemeye başladı. Her ne kadar gülümsemesinin tatlı olduğunu düşünsemde kendime gelmeyi başardım. Bu defa çok kızmıştım ben bu çocuğa hakaret ederken o nasıl gülebilirdi! Kalktım ve yüzüne bir tane tokat yapıştırdım sırıtmaya devam ediyordu. Şimdi delirecektim işte! 

'' Ya sırıtma bak sırıtma!'' 

Ağaçtan yavaşça özür dileyerek sert ama küçük bir dalını kopardım. Dalı kopardığım gibi çocuğun kafasına geçirdim. Kafası acımış olacak ki gülmesi durdu. Tabiki bu defa ben sırıtıyordum. Bu defa bir sinsi gülüş atmaya başladı bana.

 Bu bakıştan korkmasam da biraz etkilenmiştim. Yavaşça bana doğru gelip boğazımdan tuttu. Cebimden çıkardığı çakıyla bakakalmıştım. çakıyı açtı ve tam yanıma ağaca sapladı. Ona bakakalırken bıçağı orda bırakıp arkası dönük yürümeye başladı. Ben ise korkmamıştım bile. Tamam biraz tırsmıştım işte. 

Bıçağı sapladığı yerden çıkardığımda çocuk durdu. Bana bakmadan konuştu.

'' Rüzgar'' dedi sanki adını sormuşum gibi. Arkasından bağırdım.

'' Adını sormadım.'' dediğimde tekrar durdu ve bu defa bana baktı aramızda baya mesafe vardı. 

'' Adımı duyduğuna sevinmelisin kızlar ismimi duymak için katliam çıkarırlar.'' dedi ve ardından çapkın olduğunu sanan bir bakış attı. Yemezler. 

'' Aslında adını bana söylediğin için cinayet işleyebilirim. '' deyip psikopatça sırıttım. Gülümsedi ve arkasını döndü. 

Yürümeye devam ederken içimden bir şey ona adımı söylemem için beni dürtüp duruyordu. 

'' Ben Esir!'' diye bağırdığımda tekrar arkasına bakıp gülümsedi. Ardından yürümeye devam etti.


Merhaba istli gençlik bölüm nasıldı?

Sizce Rüzgar kalmalı mı? 

Ya da Rüzgar ölmeli mi? sdfgkjd cani olmayın.:D

Yeni bölüm +9 vote +29 okumada gelir dfljgd 29 sizin için 30 apmadım bende yazmayı seviyorum.:*** Votelerinize ve yorumlarınıza muhtacım:D bide ithafyapmak istiyorum sizce yapmalı mıyım? 



BUNALIMİST.#Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin