Bölüm 12

58 6 1
                                    

Merhaba arkadaşlar aslında yazmayacaktım ama yine de yazmaya karar verdim. Voteler ve yorumlar da acayip düşüşte e dolayısıyla benim de morelim çok düşük. :( Cidden yazma hevesimin kaybolmamasını istiyorum. Tabiki bu sizin elinizde. Biliyorum bu bölüm oyuncuları açıklayacaktım. Ama üzgünüm aklımda bir çok fikir var bu yüzden oyuncuları açıklayamıyorum. Ayrıca yazlıktayım. Bu yüzden yani internet dediğimiz şey hemen bitiveriyo :D Oyuncuları öyle bilindik kişiler olmasın istiyorum aslında. Bu yüzden çabalayacağım. Neyse lafı fazla uzatmadan işte yeni bölümünüz;)

Kalbim düğüm olurken boğazımdakı yumru beni mahfetmeye yetiyordu. Kendime gelmeliydim. Yıllar önce beni terk etmiş bir erkeğe bu kadar güvenmemeli ve yüzüne bir tokatbatıp gitmeliydim. Tam dediğimi yapacakken bir el beni çekti. Bu tabiki de eski sevgilim Rüzgar'ın elinden başka bir el değildi. Tanıştığım ağacın -yani ben öyle tahmin ediyorum- duvarına kendimi yaslı bulmam o kadar tuhaftı ki... Tam yanımda hissettiğim çakı ile irkildim zaman sanki öyle bir geri sarmıştı ki hayatı... O an zaman makinesini icat edemetip hayalini kuran insanlara bir lanet okudum.

"Hatırla!" Rüzgar'ın dediğini yapmak istemesemde istemsizce gözler kapandı. O sahneleri hatırlamak dahi istemiyorudum. Bunca zorlukla onu hayatımdan çıkarmışken gelip düzenimi altüst etmişken gelip demir kapılarımı yıkmasına izin veremezdim. Bir anda bu yerden kurtuldum.

"İstemiyorum!"

Rüzgar'ı ittirmemle neler olduğunu şaşırmış olacak ki ne yaptığını bilemedi. Ona en kötü bakışımı attım.

"Şimdi beni eve götür.!" dedikten sonra bana baktı kalbinin çıt sesi kulaklarımı doldurduğunda kendimle ayrı bir gurur duydum. Kulağımda hissettiğim nefesle irkildim.

"Sandığın kadar güçsüz değilim. Herkezi tanımanın ufakta olsa bir avantajı var sanırım." arkamı döndüm. Yüzündeki alaylı gülüş çoktan sinirlerimi bozmaya yetmişti. Ardından konuşmasına devam etti.

"Mesela hemşirelerden biri Baran denen o piçe ilacı bir kaç doz fazla verse nasıl olur mesela?" Bunu biliyordu. Beni Baran'ı öldürmekle tehdit ediyordu. Onu şu anda öldürebilirdim. Kahrolası çocuk bana neler demişti.

"Yapamazsın." dedim sessizce. Bana gülümsedi.

"Bu senin elinde."
Onun gözlerine baktım.

"Ne istiyorsun?" cevabın çok kısa ve net olacağını adım gibi biliyordum.

"Seni."

"Senin olamam,ona sakın dokunma!" dediklerim sayesinde sadece güldü. Önceden bunu yapmasını çok severdim ama şimdi böyle düşünmüyorum.

"Peki her uyandığında Baran'ın vücudunda kesikler bulmak istiyorsan sen bilirsin." dediklerini iki dakika düşününce şu kareli jeton dedikleri şey yeni düşmüştü. Olamaz ! O kesikleri Baran yapmadı mı? Hafıf ve korkunç ses tonumda ,

"Sen!" dedim.

"Gidelim mi sevgilim?" aha şimdi sıçtım! Benden sevgilisi olmamı istiyordu. Bunu asla yapamazdım. Ama bir yanımda yapmam gerektiğini söylüyordu. Hiçbir cevap vermeden arabaya doğru ilerledim. Tımarhaneye geri geldiğimizde Baran'ı hala odaya çıkarmamışlardı. Rügar'ın hala yanımda olması sinirlerimi bozuyordu. Tam kapı açılırken Rüzgar elimi tuttu. Yok artık! Rüzgar'ın elinden elimi çekecektim ki,

"Unutma Baran için!" demesiyle elimi çekmedim. Gözümden gelen iki damla yaşın yere akmasına izin verirken içeriye bir hemşire ve Baran girdi. Baran ellerimizi farkedince,

"Hop noluyo lan !" dediğinde bu durumu ona nasıl açıklarım diye düşünüyordum. Ama biliyordum ki bu durumu ona asla açıklayamazdım. Rüzgar bana baktı ve iğrenççe gülümsemesini yüzüne yaydı.

"Bebeğim bu kim?" ya napıyosun sen hayır ölmek falan istiyosan söyleseydin boğardım. Baran'ın iyice sinirlendiğini anlamak sertleşen yüz hatlarından rahatlıkla anlaşılıyordu. Baran tam saldırıya geçecekken iki koruma onu tuttu. Rüzgar bana döndü.

"Bence buna Esir karar vermeli." Baran da bu defa Rüzgar'a hak verirce başını salladı.
İkisi birden bana bakmaya başladılar. Kimi sevdiğim açıktı ancak be yapacağım konusunda en ufak bir fikrim yoktu. Şu an tek istediğim şey burdan kurtulabilmekti. Rüzgar bana bakarak sordu.

"Bebeğim sence hangimiz?" bu sorunun cevabında keşke kalbimden geçeni söyleyebisem. Ama yapamadım. Dilimin ucuna geleni susturmalıydı.

Kısa oldu ana bekletnek istemedim. Tatildeyim bu yüzden yazmaya pek vakit bulamıyorum. Ama öteki bölümde kesinlikle telafi edeceğim kusura bakmayın :( sizi seviyorum. Vote ve yorumlariniz benim için oksijen gibi ;)

BUNALIMİST.#Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin