İŞİMİZ TEHLİKE

159 88 12
                                    

KAYL

Mia'yı eve getirdiğimde bilinci kapanalı ortalama 10 dakika oluyordu. Arabadan hemen kucağıma alıp, aceleyle odama götürdüm. Tansiyonu çok yüksekti demek ki çok korkmuştu. Şimdi ise ben kendi kendime kızıyordum. Hemen bir iğne yaptım. Nabzı yolda gelirken normaldi ama bilinci kapandıktan sonra o da biraz düşmüştü.

Tansiyonu yükselince beyin kanaması geçirmesinden korktum. Üstelik bilinci de kapalıydı. Nabzı normale dönmüştü ama tansiyonu hâlâ çok yüksekti. Peter ' e , "Banyoya git , soğuk su ayarla, acele et! " dediğimde artık kendimde değildim. İnatçı Keçi'yi kucağıma aldım ve banyoya götürdüm. Burnuna su kaçırmadan başını soğuk suya tuttum. Daha sonra yatağın üstüne yatırdığımda , yastığını biraz daha diktim. Bunlar tansiyona iyi gelen şeylerdi. Aslında iğne yaptıktan sonra soğuk suya tutmak çok mantıklı değildi ama burada onun hayatı söz konusuydu.

O kadar korkmuştum ki kalbim hâlâ göğsümü delip , geçecekmiş gibi atıyordu. O da biliyordu ona zarar vermek istemediğimi. "Ya kendini korumaya almasaydı , o zaman ne olacaktı?"dedim fısıltıyla.

"Bumırt ve Maya 'nın yüzüne nasıl bakacaktım?" Tansiyonu normale dönmesine rağmen göğsü hızlı hızlı inip kalkıyordu. Elini sımsıkı tuttum. O kahverengi saçları ıslanınca sanki ölmüş gibiydi. Rengi iyice solmuştu. Elini dudaklarıma götürüp bastırdım. Onun bunu hissettiğini biliyordum.

Olanları anlattığımda Maya suratıma bile bakmadan gitti. Bumırt. "Boşver Maya bu , öfkesi birazdan geçer," diyerek bana biraz moral ve teselli verdikten sonra Mia ' nın yanına girdi.

Burada daha fazla kalamazdım en iyisi dışarı çıkıp biraz hava almaktı. Üstümü giydim ve dışarı çıktım. Arabaya tam binecekken , arkamdan Maya'nın sesi geldi. Sinirden gülerek, " Nereye kadar kaçabileceğini sanıyorsun ?" dedi ve devam etti , "Onu koruyorsun , bir şey olmasından korkuyorsun ama bir türlü ona ısınamıyorsun Kayl ! Neden? " dedi bağırarak. "Onu seviyorsun ve kendine bağlamaktan korkuyorsun . Ben sana bir şey söyleyeyim mi ? Kayl , kız artık sana bağlandı, sabahları kalktığında önce senin odana giriyor, sen olmayınca çaresizce aşağı iniyor. Sen yatağında olunca senin yanına geliyor ve yüzünü hayran hayran seyredip aşağı iniyor! " artık dayanamamıştı hem ağlayarak hem de sinirden gülerek "O senin kardeşin bunu sakın unutma!" dedi ve gözyaşlarını silerek içeri girdi. Arabaya bindim ve deniz kenarına gittim.

Sahile inmeye gerek duymadım. Deniz kenarına yakın bir yere arabayı park ettim ve dışarı çıktım. Arabamın üstüne oturdum. Burası çok sessizdi. Sadece ilerden trafik sesinin çok az bir kısmı duyuluyordu.

Çok zordu gerçekten kendi ülkenin yok olması karşılığında İstanbul gibi bir yere gelip insanlardan ve Zayn' dan korunmak , aynı zamanda mesleğini devam ettirip , yıllardır görmediğin kardeşlerine bakmak ve onları korumak gerçekten çok zordu.

Kendime her gün ona gerçekleri söyleyemediğim için çok kızıyordum. En çokta anneme kızıyordum aslında benden , bizden yıllardır sakladı. Yüzüme baka baka yalan söyledi. Şimdi aynısını ben de Mia ' ya yapıyordum. Onunla aynı sofraya oturuyor, her gün yüzüne bakıyor ve aynı evde yaşıyordum. Her şeye rağmen ona yalan söylüyordum.

" Ben böyle olmasını istemedim," diye bağırdım denize doğru. Yine bağırarak , "Ben de isterdim onun yüzüne ben bir hainim diye haykırmayı ! " Diye bağırdığımda sanki deniz beni dinliyormuş gibi hareketsizdi. Cebimdeki içki şişesini çıkardım ve birkaç yudum içtim. O sırada arabadan sanki bir ses gelmiş gibime geldi. Çok umursamadım. Çünkü benimle kimse gelmemişti.

Yanıma birinin geldiğinden artık emin bir şekilde arkama döndüğümde , Elera ' ya çok benzeyen hatta aynısı olan bir kız vardı. Emin olmak için gözlerimi kısarak baktığımda bile hiçbir şey değişmemişti. Yanıma iyice yaklaştı ve, "Hadi ama Kayl beni nasıl tanımazsın?" dediğinde bile hâlâ şoktaydım. Sarhoş gibiydi. Bu kız peri değilde insan olsaydı bebekken bile süt yerine içki içerdi. Gerçi bebekken içip içmediği ne malûmdu?

PERİLERİN OYUNU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin