Zeytin bahçesi

739 42 8
                                    

Baran çeşmeden su bidonlarını doldurup eve dönerken aklından Gül'ü vardı.Güneş batmak üzereydi ve gökyüzü turuncu ve pembe tonlarıyla boyanmıştı. Baran, torosu durdurup derin bir nefes aldı. Gül'ün güzel yüzü gözlerinin önüne geldi. Gülümsemesi, gözlerinin içi, sesi...

Eve vardığında bidonları mutfağa bırakıp odaya geçti.

Baran akşam sofrasına kadar çok sessiz di kaç tütün cigarası yaktığını bile unutmuştu, Anası  yemeğe çağırmasa daha kaç tane daha yakardı  .

Baran, akşam sofrasına kadar sessizdi. Dumanlı bir odada saatlerce oturduğunun verdiği yorgunluk ve baş dönmesi hissediyordu. Anası  endişeyle ona baktı ve "Yavrum, bir şey mi oldu?" diye sordu. Baran başını iki yana salladı ve "Hayır, Ana, sadece biraz yorgunum," dedi.

Anası ona bir tabak çorba uzattı ve "Ye biraz," dedi. "Belki kendini daha iyi hissedersin." Baran isteksizce çorbayı yemeye başladı. Aklı hala Gül'de idi. Düşünceleri kafasının içinde dönüp duruyordu. Bir türlü rahatlayamıyordu.Acaba kimin kimin kızıydı ilk defa görmüştü Gülünü "Çok güzel " diye içinden geçirdi.

Acaba Yarın Ferhat'a sorsam yanlış almaz değilmi

Diye diye içinden defalarca konuştu önündeki çorbası buz gibi olmuştu ama yüreği kızgın ateşler deydi.

Babası ona baktı ve "Bugün bir şey mi oldu?" diye sordu. Baran yine başını iki yana salladı. "Hayır, baba,  bir şey olmadı," dedi.

Annesi ve babası ona inanmamış gibi baktılar.Baran'ın bir şey sakladığını biliyorlardı. Ama onu zorlamak istemediler. Belki de kendi kendine halletmek istiyordu genç delikanlı dşye düşündüler.

Ama Berivan abisinin bu hallerine çocuk aklıyla gülüyordu çünkü sebebini biliyor du  o yüzden konuyu değiştirdi "Ana sen turşu getirmedin mi ? "

"Ah bende kafamı kaldı kızım , hadi kalkta getir"

"Tamam anam" Dedi Berivan ayağa kalkıp mutfağa gidip yerdeki ön kiloluk bidonlara baktı, bir tabak alıp bidonlardan birinde lahana turşusu çıkarıp odaya geçip yemeklerini yemeye devam ettiler.

Yemekten sonra Baran odasına çekildi. Yer yatağına uzandı sonra ayağa kalkıp pencereden dışarı baktı.tütün tabakasından  cigarasını çıkarıp bir tane yaktı .

Ay ışığı pencereden içeri süzülüyordu. Köyün Sokakları sessizdi. Baran derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı.

"Acaba seni bir daha görür müyüm Gül goncası" diye içinden geçirdi, tütün cigarasından son bir nefes daha aldı küllüğe bastırdı.

Uyumaya çalıştı. Ama zihni hala huzursuzdu.

Bir süre sonra uykuya daldı. Rüyasında Gül'ü gördü. Gül ona gülümsüyordu. Baran da ona gülümsedi. Birlikte zeytin topluyorlardı. Bir anda yerinden sıçrayıp uyandı.

Kalbi hızlı hızlı atıyordu. Yatağında kan ter içinde yatıyordu. Ne olduğunu anlayamadı. Rüya mıydı, gerçek miydi?

Yatağından kalktı ve pencereye gitti. Dışarı baktı. Hava hala karanlıktı. Köyün sokakları hala sessizdi. Baran derin bir nefes aldı. "Bende Baransam seni bırakmam Gül goncası ," diye fısıldadı kendi kendine.

Tekrar yatağına uzandı ve uyumaya çalıştı. Bu sefer, uykuya dalmakta zorlanmadı.

Sabahın ilk ışıklan gökyüzünü aydınlatmaya başlamıştı.Yatağından kalktı ve pencereyi açıp Havayı soldu serin ve ferahtı. Baran derin bir nefes aldı ve gökyüzüne baktı.

"Acaba Gül bugün nerede?" diye düşündü.bu düşüncesine güldü bu kadarı onun için çok fazlaydı ama yüreğine söz geçiremiyor du.

Baran, odasından çıktı ve mutfağa doğru yürüdü. Annesi kahvaltıyı hazırlıyordu. "Günaydın, oğlum," dedi annesi. "Nasıl iyi uyudun mu ?"

Baran, "İyi uyudum anam merak etme" dedi
"Günaydın abi" dedi Berivan gülerek.

"Sanada günaydın çiceğim" Dedi kız kardeşine.

Kahvaltılarını yaptıktan sonra babasıyla birlikte birkaç gün sonra toplayacakları zeytin bahçesine doğru yola çıktı.

Hava güneşliydi ve hafif bir esinti vardı. Baran,Gül'ün güzelliğini düşündükçe kanı kaynıyor du.

Bahçeye vardıklarında Baran, babasıyla birlikte zeytin ağaçlarını incelemeye başladı. Ağaçların dalları zeytinlerle doluydu. Baran, bu yıl bol zeytin alacaklarını biliyordu.

Babası ona, "Bu yıl zeytinler çok güzel görünüyor," dedi. "Bol zeytin alacağız."

Baran, "Evet, baba," dedi.

Muhtar İbrahim'i gördüler.

Baran Muhtar'ın yanındaki  Gül'ü görünce babasına baktı "Baba muhtar eminin yanındaki kimdir" diye sordu.

Babası güldü haylaz oğluna "Kızıdır oğlum, hem biz onlarla birlikte toplayacağız zeytini"

Babasının sözleriyle birkez daha baktı Gül'e

Demek kadar onları bir araya getirmek için çabalıyordu.

Kehribar tesbihini salladı keyifle ve babasıyla Toros'a binip eve doğru sürdü.

Radyo da bu sefer. Orhan gencebay - Mevsim bahar olunca

Yarabbim sen büyüksün
Yarabbim sen gönülsün
Durdur geçen zamanı kulların gülsün

Bütün saatler dursun
Dert rüzgarları sussun
Aşk güneşi bahtıma gülerek doğsun

Şimdi aşk zamanıdır
Aşk ömrün baharıdır
Bırak sarhoş olalım
Meyler aşk şarabıdır

Şimdi aşk zamanıdır
Aşk ömrün baharıdır
Bırak sarhoş olalım
İçtiğim aşk şarabıdır

Mevsim bahar olunca
Aşk gönüle dolunca
Sevenler kavuşunca
Yaşamak ne güzel

Mevsim bahar olunca
Aşk gönüle dolunca
Sevenler kavuşunca
Yaşamak ne güzel
Yaşamak ne güzel


Zeytin ZamanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin