-İyi Okumalar-•
🍀
•
🍀
•
Geldikleri minik pastanede renkli puftan oturaklara oturdu Taehyung ve Jungkook karşılıklı bir şekilde.
İkisinin de üzerinde ki gerginlik gözle görülür cinstendi bunu inkar etmek salaklık olurdu.Taehyung, yanlışlıkla yaptığı itiraftan sonra Jungkook'un kendisinden kaçmasını tamamen yanlış anlamış. Yaptığı için büyük bir pişmanlık duymuştu. Onu rahatsız etmek isteyeceği en son şey bile değildi çünkü. Ama olan olmuştu artık ve bu saatten sonra toparlamaya bakması gerekiyordu.
Zaten stajının bitmesine az bir süre kaldı o zaman diliminde hareketlerime dikkat ederim ve Jungkook'u rahatsız etmem diye düşünüyordu kendi içinde. Jungkook zaten okulda çalışmayı da kabul edecek gibi durmuyordu. Bundan sonra da görüşmeyiz, ve herşey çözülür kafasına girmişti Taehyung kendi kendine.
Karşı tarafta işlerin çok daha farklı işlediğinden habersizdi ama, onun kendi içinde kurduğu planların bir anda tuz buz olacağından da bihaberdi henüz.
"Ne alırdınız?" Diye sordu ikisinin de fark etmediği, ama yanlarına kadar gelmiş olan garson.
Menüye bakmamışlardı, ikisinin de aklı başında değildi çünkü. Olacak gibi de durmuyordu yakın bir zamanda.
"Ne önerirsiniz?" Diye sordu Jungkook. Hiçbir şey yemek istemiyordu, ama işgal ettikleri bu masanın parasını ödeyebilmek için de bir şeyler sipariş vermek zorunda olduklarını biliyordu.
"Çok güzel biscottimiz var, isyerseniz ondan getirebilirim."
Jungkook'un bakışları Taehyung'a kaydı, kendisi biscottiyi severdi ama Taehyung öğretmenin ne düşündüğünü bilmiyordu.
"Benim için uygun." Dedi Taehyung, Jungkook'un bakışlarının ne anlama geldiğini anında anlamış onun konuşmasına gerek bırakmamıştı.
"O zaman biscotti alabiliriz."
"İçecek olarak ne istersiniz?"
Bu sefer cevap veren Taehyung oldu ve ikisi için de filtre kahve istedi. Jungkook'un içmeyi en sevdiği kahvenin filtre kahve olduğunu fark etmişti ve bu ufak detayı biliyor olması bile Jungkook'un kalbinde kelebeklerin tekrardan varlığını göstermesine sebep olmuştu.
Garson yanlarından ayrıldığında, ikilinin arasında ki sessizlik iyice uzamıştı. Sanki bir asırı sığdırmışlardı şu bir kaç dakikaya. Demekki böyle bir şeymiş diye düşündü ikiside aynı anda birbirinden habersiz.
Birinden hoşlanmak.
Gözleri birbirine tutunduğunda, Taehyung'un endişeli tavrına tezat Jungkook gülümsedi. Gözlerinin içleri parlıyordu resmen. Bu gün giydiği mavi gömleği ona çok yakışmıştı, siyah saçları ve siyah pantolonu ile de harika bir uyum yakalamıştı genç çocuk.
Jungkook da karşısında ki beden için benzer duygular besliyordu. Üzerinde ki yeşil gömleğin ve vizon pantolunun ondan başkasına bu denli yakışamayacağına emindi. Dalgalanan siyah saçlarının ise alnına döküyor oluşu Jungkook'un gözlerini oluru varmış gibi biraz daha onun üzerinde tutmasına sebep oluyordu.
Evet ikisi de benzer duygular besliyordu birbirine karşı, ve evet ikisi de ilk adımı atamayacak kadar korkaktı. Belki de kaybetme korkusu sarmıştı bedenlerini bilemezlerdi. Ama bu gün Jungkook korkularını bir kenara bırakmaya kararlıydı. Buraya kadar gelmişken, konuşmadan bu masadan kalkmak kesinlikle istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stajyer - Taekook -
FanfictionOkul öncesi öğretmenliği mezunu olan Jeon Jungkook bir anaokulunda staj yapmaya başlar. Staj öğretmeni ise Kim Taehyung'dur. . Texting