23

131 14 9
                                    


-İyi Okumalar-

-Günün ikinci bölümü 22'yi okuduğunuzdan emin olun. 😘

"Gece gece, sana beni hatırlatan, bana mesaj attıran şey de neydi öyle. Sabah kalktığımda şok oldum."

Kim Taehyung gülümsedi, diyecek çok fazla şeyi vardı. Ama sessiz kaldı, çünkü konuşmaya nasıl başlayacağını bilmiyordu.

  Min Yoongi ise kahvesinden bir yudum daha alıp arkadaşına baktı ciddiyetle.

  "Ben bu yüz ifadesini biliyorum,hem de çok yakından."

  Kim Taehyung kaşlarını çattı, bakışları arkadaşının yüzüne tırmandı. Elinde tuttuğu tek bir yudum bile almadığı kahve fincanı ile oynamaya devam ederken arkadaşının söylediği şeyi anlamaya çalıştı.

  "Ne demek istiyorsun?" Diye sordu, kendi içinde bir şeyleri çözmeye çalışmak o an saçma gelmişti gözüne.

  Bu sefer sessiz kalan Min Yoongi oldu, sadece burukça gülümsedi. Sonrası ikili için de sessiz geçti.
  Yoongi elinde ki kahvesini bitirmiş, Taehyung ise soğumuş kahveyi bir köşeye bırakmıştı.

  İkili sınıf kapısının önünde oturmuş, çocukların uyku saatinin tadını çıkartıyorlardı.
 
  "Neden bu kadar sessizsiniz?" Diye bir soru attı yanlarına yeni gelen Rose. Onunla birlikte ortama Joo da katılmıştı.

  Küçük sandalyelerden çekip oturdular, soruları havada asılı kalmıştı ama bunu kimse umursamadı.

  İki kadın kendi arasında konuşmaya daldığında, Yoongi ve Taehyung onları dinlemekten çok uzaktı.

  Dikkatlerini yalnızca aralarına gelen Jungkook ve Jimin çekebilir, onları hayata ikisi bağlayabilirdi.
Öyle de olmuştu, Bay Kim'in yanından gelen ikili yüzlerinde ki şaşkınlıkla öğretmenlerinin yanına oturdular.

  "Ne dedi size?" Diye sordu Taehyung, bütün dikkati Jungkook'un üzerindeydi.

  "Neden bu kadar şaşırdın ki? Bunu zaten bekliyorduk." Dedi Jimin

  "Neyi?" Bu sefer soruyu soran Yoongi oldu. Tam yanı başında oturan bedenin kokusu aklını bulandırsa da odağını olduğu yerde tutabilecek kadar alışmıştı onun varlığına.

  "Bana iş teklifinde bulundular."

Kim Taehyung'un gözleri şaşkınlıkla büyüdü, kendisini Jungkook'a alıştırmamaya çalışıyordu, çünkü onun bir gün buradan gideceğini biliyordu.
Ama bu duyduğu şey kalbinin atış hızını arsızlaştırdı.
 
  'Bu yaşımda ne bu heyecan!' diyordu içten içe kendisine. Ama heyecan duymadan da edemiyordu. Ne ara bu hale gelmişti. Hangi aşama onun karnına indirmişti o kelebekleri bilmiyordu. Ama böyle şeyler aniden olmaz mıydı zaten.

  "Sen ne dedin peki?" Soruyu soran Yoongi oldu, zira Taehyung'un üzerinde ki şok henüz kalkmamıştı bile.

  "Ben bilmiyorum, bunu daha önce hiç düşünmemiştim. Onlara düşünmek istediğimi söyledim."

  Anladığına dair sesler çıkarttı Min Yoongi, Jiminse arkadaşına burada çalışmaya başlarsa çok güzel olacağını, bir sürü güzel şey yapabileceklerini heyecanlı bir şekilde anlatıyordu.

  Jimin'in konuşması Taehyung'un sesi ile bölündü, zaten kimsenin ona cevap verdiği de yoktu ya.

  "Hadi sınıfa gidelim, çocuklara bakalım."

Stajyer - Taekook - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin