5. FOTOĞRAF

3.3K 539 418
                                    

Herkese iyi okumalar, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım ❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Herkese iyi okumalar, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım ❤️

❄️

Kameramı, açıyı en güzel alacak şekilde ayarlarken kıstığım gözlerimle akıp giden yolu izliyordum. Bundan önce çektiğim birkaç fotoğraf tren hareket hâlinde olduğundan ötürü bulanık çıkmıştı ama fotoğraflara farklı bir hava kattığı için hoşuma gitmişti ve silmemiştim.

Çektiğim hiçbir fotoğrafı silmezdim zaten.

Güzel de çıksalar kötü de çıksalar her biri bir anıyı temsil ederdi benim için. Kıyamazdım o yüzden silmeye.

İşaret parmağımla deklanşöre ufak bir baskı yaparak yeni bir kareyi daha fotoğrafladım. Yeterince fotoğraf çektiğimi düşünmesem de bu yolda her yer birbiri ile aynı olduğundan fazlasına gerek görmemiştim. Kamerayı göz hizamdan indirerek çektiğim fotoğrafları açıp incelemeye başladım.

"Makinenin hafızasını şimdiden doldurmanı tavsiye etmem," dedi Cesur. Ben fotoğraf çekerken bir sessizliğe bürünmüştü sanki dikkatimi dağıtmak istememiş gibi. "Daha çok yer var fotoğraflayacağın."

Gülümsedim. "Yeterince hafızası var." Çektiği hiçbir fotoğrafı silmeyen birisi olarak kamerama taktığım hafıza kartları yüksek GB'lı olurdu.

"Sen öyle diyorsan."

"Ne kadar yolumuz kaldı?" Yolculukları pek sevmezdim çünkü hangi ulaşım aracını kullanırsam kullanayım mutlaka midem bulanırdı. Şimdi de yavaş yavaş bulanmaya başlamıştı bile.

"On dakika falan. Sıkıldın mı?" Dikkatle yüzümde gezindi bakışları.

"Biraz. Yolculuk yapmayı pek sevmem. Genelde yürüme ya da bisiklet sürme taraftarıyımdır." Yurdumla okulum arasında çok mesafe olmadığından her gün okuluma yürüyerek gidip gelirdim. Kendime aldığım bir bisikletim de vardı ama Türkiye'ye geri döneceğim için onu satmak zorunda kalmıştım.

"Bisiklet sürmeyi ben de severim. Yerler karla kaplı olmasaydı seninle bisiklet kiralayıp Lüksemburg Bahçeleri'nde sürerdik." Bahsettiği yeri biliyordum. Tabiiki de gitmemiştim ancak pek çok fotoğrafına denk gelmiştim. Özellikle yazın ağaçların yemyeşil olduğu dönemde harika bir yere dönüşüyordu. Tam da fotoğraf çekmelik tarihi bir yerdi.

Orada bisiklet sürmek de epey keyif verirdi emindim ki. Cesur farkında olmadan yapılacaklar listeme bir madde eklemişti. O listedeki çoğu şey gibi bunu da yapamayacağımın farkında değildi.

"Lüksemburg Bahçeleri'ne de gider miyiz?" diye sordum. "Oradaki binaların fotoğrafını çekmek istiyorum." Elbette ki gezmek birinci önceliğimdi.

"Gitmek istediğin her yere gidebiliriz," dedi ve ardından tebessüm ederek ekledi. "Vaktimiz yettiği kadar."

Kısıtlı vaktimiz olduğu gerçeğini hep unutuyordum.

GECE YARISI DÜŞLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin