ACIMASIZ SEVDA

71 9 5
                                    

  Sevmek ve sevilmek iki güzel duygu olsa da bazı durumlarda sevmek de sevilmek de insanın hayatını cehenneme çevirebiliyordu. Seviyordum gördüğüm ilk günden beri yerini başkaları ile doldurmaya çalışmadan ama sevilmek işte o duygu bana fazlasıyla yabancıydı. Beni sevmesini istediğim beni severken , sevgisi dostluk çadırının altından çıkıp beni göremediği için işkenceye dönüşüyordu. Zor bir zanaattı sevmek ve ben bu zanaatın ustası olmuştum. Hayatımda başka bir bedende aramak ya da teselli bulmak istemeyeceğim kadar seviyordum.  Tekin'in her sözünde üstüne basa basa söylediği seni seviyorum kelimeleri sonunda vurguladığı dostum ile bana işkence ediyordu.

    Ancak Tekin duyguları konusunda her zaman ketum olduğundan aramızdaki her yakınlaşmayı kıvrak manevralar ile bertaraf ediyordu. Polis akademisi  bittiğinde ikimizde Tekin'in babası sayesinde aynı yerde görev almaya başlamıştık. Cesur ve gözü karaydı ama hesaba katmadığı her devirde var olan ve işleri kalıbına uyduran adamlardı. Ben yaşadıklarımla bu kaosa ve acımasızlığa dayanamayıp ayrılırken bu Tekin'i daha da hırslandırmıştı. Ben herkesin baktığından farklı bakıyordum olaylara ve her kaybettiğim can ya da her salınan suçlu ile kendimden bir şeyler kaybediyordum. Bu nedenle yoluma başka bir şekilde devam etme kararı almıştım. Ancak bu kararım Tekin için korkaklıktı.

........

 Kafenin arka kapısından girdiğimde beni elinde kıyafetlerim ile Alp karşıladı. Hızla giysileri elinden alıp soyunma odasına geçerken:

" Geldi mi?" dediğimde Alp "Daha gelmedi" demişti. Öfke ile geliyordu eminim , kimse onun kadar atmacadan nefret edemezdi. Adam atmaca yavru  kediyi ağaçtan kurtarsa izinsiz eylem diyerek kelepçeleyecek kadar öfkeliydi atmacaya. Aslında biliyordum öfkesi atmacaya  değil düzeneydi. Atmaca  onun yapamayıp prosedüre takıldıklarını rahatça yapıyordu. Hızla üzerimi değiştirip önlüğümü bağladıktan sonra soyunma odasından çıkıp bar temalı tezgahın arkasına geçtim. Bu saatte pek fazla müşteri olmadığı için şanslıydım ve o beni şaşırtmayıp kapıdan bir hışımla içeri girdi. Dudaklarından düşürmediği rutin küfürlerin arasında tezgaha gelirken " Bok kuşu" diye hitap ettiği ikinci kimliğim için bu isme esin olan atmaca lakabını yayan Alp'e içimden küfürlerle methiyeler düzdüm.

" Hoş geldiniz baş komiserim. Gene burnunuzdan soluyorsunuz."

" O dibine sıçtığımın bok kuşu zorla izin aldığım mekanı patlattı. Her deliğe burnunu sokuyor o pislik. Hele bir elime geçireyim ben onu öyle bir bokla sınayacağım ki bir daha gün yüzüne çıkamayacak."

 Elimde klasik içeceği olan Türk kahvesini hazırlayıp cezveyi ocağı yakarak üzerine koydum. İt herif makine kahvesinin yaptığı kahveyi içmezdi ve bu yüzden iki defa tartışmıştık.

Kahvenin yanına koymak için cevizli lokumu yerinden çıkarıp keserken konuştuğumda küfürleri yarıda kalmıştı.

" Sen atmaca denen bu adama kızıyorsun da neden sana operasyon için erken izin çıkarmayanlara kızmıyorsun. Ne güzel adam sana izin gerektirmeden bu pislikleri gümüş tepsi de sunuyor."

" Sen de mi Kaya sen yapma bari. Adam bu işi bir düzineden fazla kanunu çiğneyerek yapıyor. Hem herkes kendi işini kendi görecekse bize ne gerek var. Bu herifin her attığı adım kanunsuz."

" Kanun her kapıdan adilce girmiyor maalesef ki..."

 Sözlerim çalan telefonu ile bölündü. Yüzündeki sırıtış ile kalbime bir sızı saplanırken telefonu açıp konuştuğunda içime bir öküz yavaş yavaş ağırlığını vererek oturuyordu.

" Efendim güzelim."

"......"

"Yavrum üzgünüm işim çıktı yoksa seni ihmal eder miyim hiç?"

 Bu sözden sonrasını duymamam imkansızdı zira Arden bağırmaya başlamıştı.

" Edersin Tekin, ediyorsun da."

" Yapma sarı kanaryam biliyorsun ben çok meşgul bir adamım yoksa seninle geçen zamanı hiç bir şeye değişmem."

" Neredesin?"

" Kaya'nın mekanında"

" Ben cevabımı aldım Tekin"

 Telefon sertçe kapandığında yüzü düşmüştü Tekin'in. Üç ay önce gittiği bir bar baskınında tanıştığı Arden ile bir ilişkiye başlamışlar ama nedense Tekin bu aralar her bulduğu fırsatı buraya gelerek harcıyordu. Bu içimde umut filizleri yeşertse de o filizleri ellerimle koparıyordum. Zira eğer benim için bir şey hissetseydi yıllar önce ona attığım hamleye cevap alırdım.

FLASHBACK

Atanmamızı kutlamak için Tekin ile birlikte bir yerlere gitmeyi teklif etsem de gürültülü ortamları çok sevmediği için onun evinde içmeye karar vermiştik . Onunla birlikte olduktan sonra bana her durum uygun olduğundan hiç itiraz etmedim. Şimdi ise koltukta oturmuş bitirdiğimiz bir yetmişliğin verdiği çakır keyifle birbirimize bakıyorduk. Tekin gülümseyerek bana doğru eğilip:

" Sen bu dünyadaki en büyük şansım ve en büyük rakibimsin Kaya biliyorsun değil mi?" dediğinde yarı baygın bakışlarımla:

" Duygularımız karşılıklı Komiser Tekin" dediğimde gülüşü yüzünde genişledi. Sağ elini yanağıma çıkarıp okşadıktan sonra:

" Sarhoş oldum galiba" dediğinde ben de gülümsemiştim. Yavaş yavaş kapanmaya çalışan gözlerimle savaşırken dudaklarımda hissettiğim baskı ile gözlerim kocaman açılırken Tekin kısa öpücüğün ardından benden ayrılıp başını koltuğun başına dayayıp sızdı. Karşılık vermeye bile fırsatım olmazken ben de başımı ona doğru çevirerek koltuğa yan yasladım. Gözlerim kapandığında yüzümde genişleyen tebessümüm ve içimde özgürlüğünü ilan eden duygularımla uykuya daldım.

 Sabah uyandığımda ise kanepede üzerim ince bir battaniye ile örtülmüş başımda keskin bir ağrı ile uyandım. Yattığım yerden yavaşça kalkarken görüş açıma giren ilaç ve su ile durup elin sahibine baktım.

" Ne içtik ama bir yerden sonra bende filim koptu kanka." dediğinde yüzüm asıldı. Ardından söyledikleri ile de bizim hikayemiz başlamadan bitmiş oldu.

" Dün gecenin çoğunu hatırlamıyorum. Sen de durum ne ? Yanlış bir şey yapmadım değil mi?"

GÜNÜMÜZ

" Kusura bakma Kaya , kahveyi sonra içerim gidip Arden'in gönlünü almam lazım . Biliyorsun trip atmaya başladığında durmak bilmiyor."

 Gülümseyerek bana yaptığı açıklamaya ifadesiz bir yüz ile bakıp başımla onayladım. Hızla oturduğu tabureden aşağı inip çıkışa giderken beni ve duygularımı çiğnemesi öfkeyle dişlerimi sıkmama neden olmuştu. Tekin acımasız bir adamdı , ne yanımda duracak kadar cesur ne de beni özgür bırakacak kadar duyarlı. Ama bu gece ilk defa ben onu özgür bırakacak kadar kızmıştım. Arkadaş mı olmak istiyordu? Anlaşıldı istediğini fazlasıyla alacaktı.

 Arkadaş mı olmak istiyordu? Anlaşıldı istediğini fazlasıyla alacaktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


KAYA'NIN KAFESİ BUNA BENZER AMA DAHA GENİŞ VE İKİ KATLI AİLELERİN RAHATÇA OTURABİLECEĞİ , ÜST KATI KİTAPLARLA BEZENMİŞ RENKLİ ALT KATI DAHA SADE VE GÖZ YORMAYAN CİNSİNDEN BİR DEKORA SAHİP.

AHVES( GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin