Yaşadığımız dünyada her şeyi görebilmek için yeteri ömrümüz olmadığına inansam da beni kolay kolay hiç bir şeyin şaşırtmayacağını düşünen serin kanlı bir insanımdır. Ama gelin görün ki benim bile hayretle karşıladığım bir manzarayı kalkık kaşlarımla izliyordum.
4 SAAT ÖNCE
Yaklaşık dört saat kadar önce Alp arayıp bir adamın kızının doğum günü için mekanı incelemeye geleceğini ve benimle konuşmak istediğini söylediğinde beklediğimin bu olmadığını biliyordum. İşlerimi hızlıca halledip evden çıktığımda çok uzak olmayan işyerime daha çabuk gitmek için bisikletime binmiştim. Normalde böyle güzel havalarda yürür yolda tanıdığım pek çok esnaf arkadaşa selam verip ayak üstü laflardım. Bazılarını polis olduğum zamandan tanırken bazılarını bu mekanı açtıktan sonra tanımıştım. Ancak bu gün biraz daha hızlı mekana gidebilmek adına bisikletimi evimin garajından çıkarmış ve son sürat mekana doğru sürmüştüm. Mekana geldiğimde beni karşılayan Alp ile gülümsedim.
" Hayırdır Alp beni neden görmek istiyormuş bu adamlar. Zaten gereken her şeyi seninle de hallede bilirler. Beni neden aceleyle çağırdın."
Alp derin bir nefes alıp:
" Birincisi mekanı kapatmak istiyorlar. ikinci ve en önemli kısmı ise mekanı kapatmak isteyen kişiyi gördüğünde anlayacaksın." dedi. Şaşkınlıkla kaşlarım havalanmıştı, pek Alp'e uygun olmayan bu gizemli hallere sonra şaşırmaya karar verip içeri girdiğimde köşe masada yan profilde oturan bir adam , etrafını saran siyah takım elbiseli korumalar ve karşısında küçük bir kız vardı.
Bu adam bana bir yerden tanıdık geliyordu ama tam olarak çıkaramadığım için yavaş adımlarla adamın olduğu masaya yanaşmaya başladım. Siyah takım elbiselilerden biri eğilip adamın kulağına bir şey söylerken adamın yüzü daha da belirginleşirken ben de olduğum yerde donup kalmıştım. Karşımda duran adam üç ay önce hapse girmesine neden olduğum Erdem Hanoğlu'ndan başkası değildi. Bir an tereddüt etsem de hiç yakalanmamış olmam ve en yakın arkadaşımın bile maskemle beni tanımadığı gerçeği yüzüme vurdu. Derin bir nefes alıp masaya doğru adımladım. Bu sırada Erdem bey de bakışlarını benim olduğum tarafa döndürmüştü bile. Bana samimiyetle tebessüm eden adama hafif başımı sağa yatırarak kısık sesle ya sabır çektim. Zira gelmeden önce mutlaka beni araştırmış ve öyle gelmişti.
Açıkçası o kadar titiz bir adamdı ki onu yasal yollar ile yakalamak imkansızken ben bile yakalamak için dört ay uğraşmıştım. Yanındaki adamlara gözüm kaydığında beni dikkatle izlediklerini fark ettim. Ama duyduğum sevimli ses ile düşüncelerim yarıda kaldı.
" Baba baba bu işte bu abi. Geçen ay Baytu'nun doğum gününde söz ettiki abi.Ne olur ben de buyada kutlayayım."
Bakışlarını küçük kıza çeviren Erdem bey tok ama yumuşak bir sesle :
" Konuşacağız kızım merak etme ." dedikten sonra bana döndüğünde yanlarına ulaşmıştım bile. Erdem bey yerinden kalkıp elini uzattığında bir süre eli ile bakışıp derin bir iç çekerek uzattığı eli sıktım.
" Erdem Hanoğlu tanıştığımıza memnun oldum Kaya bey."
" Kaya Günsever ama siz biliyorsunuz tabi ki."
Tedirgin bir şekilde elini çektiğinde kızından çekindiğini anlamam uzun sürmedi. Geriye dönüp:
" Alp küçük hanıma üst katı gezdirir misin?" dediğimde bizi izleyen Alp hızla yanımıza gelip küçük hanımın önünde eğildi. Küçük hanım gözlerini kırpıştırarak Alp'e bakarken Alp kocaman gülümseyip:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHVES( GAY)
Actionİki eski dost , iki kanun adamı ancak zamanın onlar için oynadığı küçük bir oyun ile biri işine devam etse de biri bir kafenin başına geçer. Ancak ikisi de kötülerle savaşmaya devam ederken biri rozeti ile biri maskesi ile sokaklarda adalet arar. Te...